Efsaneler-Soylenceler

Efsaneler-Soylenceler

MASALLA BAŞLIYOR

Efsaneler, halkın ağzında şekillenerek, ağızdan ağıza dolaşan ve çok defa olağanüstü nitelikler taşıyan hikâyelerdir. Olağanüstü olaylarla bezenmiş halk hikayeleridir de diyebiliriz. Zaman neler kaadir… Asıl efsane zamandır bence. Zamanın içinde kaybolunca söylenceler kaybolan için konuşmaya başladıysa ve zaman zamanın içinde kaybolduysa başlıyor işte o zaman ve zamanın içinde EFSANE demeğe başlıyoruz. İnsanlar zamanın içinde kaybolunca masallar başlıyor önce. Yerler, kişiler, dereler, tepeler, kurtlar, kuşlar… hasılı her şey efsaneleşiyor ve masal gibi söylenceler, söylence gibi masallar başlıyor. İşte, Üstad Mithat Cemal Kutay ‘anlat’ diyor: TARİH HOCASINA Anlat bana bir parçacık ecdâdımı anlat Muhtacım o efsaneye tarihe masal kat Yattıkça büyür dağ gibi bir gövdesi varmış Kalkınca uzar gölgesi dünyayı tutarmış.   Düşmanları müstefreşelerden yumuşakmış. On saltanat el pençe rikabında uşakmış? Öldükçe yaşarmış yeniden hadiselerde! Muhtacım o ecdâda yalandır deseler de?..   Anlat bana bir parçacık ecdâdımı anlat, Muhtacım o efsaneye tarihe masal kat...   Mithat Cemal Kuntay Bazen şiirler, hatta beyitler, mısralar efsaneleşiyor. Hepimizin bildiği bir beyit var: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Yine Mithat Cemal Kutay’ın olduğunu tabii ki biliriz. Efsane olmuştur. O iki mısranın şiirini hangi şiirin parçası olduğunu bilir miyiz? “On Beş Yılı Karşılarken” başlıklı şiirden bir parça olduğunu?.. On Beş Yılı Karşılarken Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı, Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı. Topraklaşan ellerde birer meşale yansın. Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın. Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden, Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden, Canlansın ışık selleri olsun da o damla Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla. Kim der ki en son rakamlar da delirsin. On beş asır on beş yılın ebadına girsin. Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden, Sarsıldı demirler evet azmin demirinden. Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli: Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli, Bir şey ele geçmez şerefin sade adından. Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından. Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş, Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş. Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir, Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir. Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden, İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden. Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse; Sen asrını üstünde izin varsa benimse; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Mithat Cemal Kuntay Efsaneleri neler belirlemiş? Din faktörü, Kültür, Milliyet / Tarih Hayat şartları, Ortam/Mekan. Kuşaklar arası anlatılar. (Devam Edecek)  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Efsaneler-Soylenceler Arşivi