Efsaneler-Soylenceler
Efsaneler/Söylenceler (3)
Yayınlanma:
TÜRK FOLKLORUNDA
EFSANE TOPLAMA VE ARAŞTIRMA ÇALIŞMALARI
Çeşitli Tanımları:
Nüans farklarına rağmen benzer tarifler yapılmakta efsane için.
Efsane, başka bir anlatımla; olağanüstü olayların bir masal özelliğinde anlatılmasıdır. Bu olaylar halkın gönlünde yaşadığı sürece ölmezliğe erişmişlerdir.
Efsane, batı dillerine aynı Latince kökten “legendus” sözcüğünden gelmiştir. Efsane, Farsça bir sözcük olup, dilimize Farsçadan geçmiş bir kelimedir ve “efsane” diye kullanılmaktadır. Türkçede efsane karşılığı olarak “söylence” kullanılmaktadır. Biz her iki şekilde de kullanacağız burada.
İngilizcesi için sözlükte şöyle yazıyor: n. fable, tale, story, myth, legend, saga. (http://www.turkcesozluk.net/index.php?word=EFSANE)
İşte başka bir tarifi: Efsane, “yaşanan gerçeğin hayallerle süslenmiş ve yer yer mantık dışı kalıplara dökülmüş, tarihi bir zemini olan ve nesilden nesile anlatılan bir yorumu” dur.
Veya: “Kişi, yer ve olayları konu alan, inandırıcılık özelliğine sahip, çoğu zaman olağanüstülüklere yer veren, belirli bir üsluba ve şekle bağlı olmayan, kaynaklarını genellikle geçmişin derinliklerinden alan kısa, yalın, ağızdan ağıza aktarılan ortak (anonim) halk anlatılarıdır.”
Efsane (ya da söylence) yıllarca, gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öykülerdir. Efsanelerde anlatılan olaylar bazen gerçeküstü olabilir ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir.
Efsanelerin konularını belirli bir olay, yer veya kişi oluşturur. Bu nedenle de efsanelerin “inandırıcılık” özellikleri vardır. Konularına göre sınıflandırılırlar ve evrensel bir halk kültürü oluştururlar. Halk kültürünün değerli miraslarından olan efsanelerin ayrıca, gelenek ve görenekleri korumak, insanlara ders vermek, konu aldıkları olaylara, kişilere ve yerlere saygınlık kazandırmak, insanların iyiye, güzele yönelmelerini sağlamak, yaşama umudunu ve sevincini artırmak gibi toplum yaşamında önemli işlevleri vardır.
İnsanlar; yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri, nesneleri ve mekânları kutsallaştırırlar ve sırrını çözemedikleri konuları çeşitli biçimlerde yorumlarlar. Bunlara, yaşanmış bazı olayları da katıp nesilden nesile aktarırlar. Kutsallaştırma, yorumlama ve aktarmaların pek çoğu sözlü olarak yayılır. Bu, sonuçta bir sözlü kültür oluşturur. Efsaneler, insan ile insanı, insan ile coğrafyayı, insan ile diğer varlıkları, insan ile maneviyatı bir birine gönül bağı ile bağlayan unsurlardır. Efsanelerin konuları çoğunlukla çocuk, genç ve orta yaşlıların eğitimi ile ilgilidir. Güzel ahlâklı olmanın faydalarını ve nasıl güzel ahlâklı olunacağını işlemektedir. Onlar hilenin, düzenbazlığın, nankörlüğün, cimriliğin, kötülüğünü; dürüstlüğün, sağlam karakterli olmanın ve cömertliğin güzelliklerini en iyi bir biçimde anlatmıştır... Ve efsane çocuklara anlatılan heyecanlı masal vb. denir. Efsaneler kültürel yaşamın işaretidir.
Bu açıklamalardan hareketle efsane konusunda, şu saptamaları yapabiliriz:
- Efsaneler dilden dile anlatılagelmiş, çok eski anlatılar olup ortak (anonim) halk edebiyatı ürünleridir.
- Efsanelerin konuları bir kişiye, bir olaya veya bir yere dayandırılır.
- Efsanelerde anlatılanların, bir ölçüde de olsa, inandırıcılık özelliği vardır. (Özellikle efsane derleme çalışmaları sırasında, anlatıcının gerçekliğine inandığı ve dinleyenin de inanmasını istediği gözlenmiştir).
- Efsanelerde çoğu zaman, olağanüstülük ağır basar. Bu nedenle de dinleyeni, bilinmeyen giz dolu bir dünyaya götürerek saygı ve ilgi uyandırır.
- Efsaneler, bir bakıma, mitlerin modernleşmiş şekilleri olarak ifade edildikleri için, kutsal ögeler de taşırlar.
- Efsaneler, belirli bir şekilleri olmayan ve konuşma diliyle anlatılan, kısa halk anlatılarıdır.
- KÖROĞLU ünlü bir destana konu olmuş bir halk kahramanıdır. Bu isimde XVI. Yüzyılda yaşamış bir halk şairi de vardır.
- Köroğlu aslında eski bir asker ve sonradan dağa çıkan bir Celali eşkıyasıdır. Bu adı (belki de bir mahlas olarak) eski Türk destanlarındaki bir kahramandan almıştır.
- Bolu’da yaşamış bir Türk halk ozanıdır. Bolu’nun Dörtdivan ilçesindendir.
- Köroğlu (16. Yüzyıl) Halk şairlerimiz içerisinde kavganın, özgürlüğün sembolüdür. Doğum, ölüm tarihleri bilinmeyen, bir eski efsane kahramanı olan Köroğlu’nun adını alan bir şairimizdir. Bu şairin, Murat zamanında (1574-1595) Osmanlı ordusuyla İran savaşlarına katıldığı (1578-1584) bilinmektedir. Bolu Beyi’nden babasının intikamını almak üzere dağlara çıkan, yiğitlik ve iyilikseverliği destanlaşan isyancı Köroğlu ile şair Köroğlu halk zihninde kaynaşmış durumdadır. Aslında çok daha eski bir efsanedir.
- Köroğlu halk şairlerimiz içerisinde kavganın ve özgürlüğün sembolüdür. Şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitlik, dostluk, aşk, doğa sevgisi çok sade bir dille anlatılır. Bu şiirler, hikâyeci âşıkların nesirle anlatılan hikâyeleri arasına serpiştirilmiştir. 24’ü bulan bu hikâyeler, Türklük dünyasına yayılan bir Köroğlu destanının doğuşunu hazırlamıştır. Bazı öykücüler kitaplara yazmış, filme de aktarılmıştır.
- Köroğlu; yiğit, adaletli, inançla dolu ideal bir insan tipidir. Azerbaycan’da çok yaygın olan “Koroğlu Efsanesi” veya (“Kor”, Azeri dilinde kör demektir) ile büyük oranda benzeşir. (Bazı yörelerde “Goroğlu” diye geçer)
- Köroğlu destanı Anadolu Türklüğünün yüreğinde yaşayan tutkularla, isteklerin, değerlerle inançların sembolüdür.
- Bu isimle yazılmış Köroğlu Destanı da vardır. Birçok destan gibi muhtelif anlatımları ve bu anlatımlara göre değişen farklılıkları da vardır. Aşağıya aldığımız destanda da görüleceği üzere halk kahramanı, halk şairi (Hatta şairleri diye çoğaltmak mümkündür.) iç içe girmiş olup halkımızın gönlünde hepsinin birleştiği bir Köroğlu oluşmuştur: Halk şairi Köroğlu, halk kahramanı Köroğlu’lar… Bolu civarında yaşayan Köroğlu, Gürcistan’a, Çin’e kadar sefer yapan Köroğlu… Destanlara konu olan Köroğlu, halk ozanı Köroğlu… Halkın gözünde nesilden nesile aktarılan efsane olan yek Köroğlu olmuş…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.