Halil Şahin

Halil Şahin

ÜFÜRÜKTEN TAYYARE

Evrensel tanımlamaya göre devlet; yasama, yürütme ve yargı organlarıyla bunlara bağlı kurumların oluşturduğu örgütün toplamıdır. Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve yüce Türk Devleti’nin bölünmez bütünlüğünü belirleyen Anayasamız; Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Ulusuna ait olduğunu, Türk milli yararlarının, Türk varlığının, devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının karşısında hiçbir etkinliğin korunma göremeyeceğini bildirmektedir. Gelin görün ki; bir takım iş birlikçilerin veya çıkarcıların buna rağmen, elan AB’ye üye olmaktan söz etmesini anlamak olası değil. AB’ye üye olmak durumunda egemenliğimizin bir bölümünü Avrupa Birliği’ne devredeceğiz. Tam bağımsızlıktan hoşnut olmayan hangi millet vardır ki, Dünya egemenliğinden vazgeçerek bir başka ulusun gönüllü esiri olmayı kabul etsin? Tam bağımsızlığından ödün vermeyi Türk ulusu da kabul etmez. Buna itirazı olan var mı? Hayır, yok! Olamaz da… Unutulan bir gerçek var: “Anayasamızın 81 ve 103. maddeleri, bize sormadan bizi AB mandası yapmağa kalkışanları bir yemin ettirerek göreve başlatıyordu” değil mi? Ama maalesef, bu 550 milletvekili ve ithal bakanlar; “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, milletin kayıtsız şartsız egemenliğine koruyacağıma… Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.” Şeklinde ifadesini bulan yeminlerini unutmuşa benziyorlar. Millete sormadan bu onurlu ulusu AB boyunduruğuna sokmaya çalışan Sayın milletvekilleri! Anayasada dört ayrı yerde tekrarlanan; egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu gerçeğini göz ardı ederek, egemenliğimizin bir bölümünü Brüksel’e devretme hakkını nereden alıyor ve bu iki zıtlığı nasıl bağdaştırıyorsunuz? Ya namus ve şerefinizden vazgeçeceksiniz ya da Avrupa Birliği’nden… Size soruyoruz: Acaba hangisinden ne zaman vazgeçeceksiniz? Millete sormadan ve devleti tümleyen bir takım organlara rağmen AB mandası olmak veya ABD himayesine girmek devlet politikası olur mu? Buna rağmen bugünlere değin; ABD ve AB işbirlikçiliğini gizlemeğe kalkışan CHP, MHP, DSP, DTP, BBP ve SHP gibi partilerin, hep birlikte programlarına ve hatta seçim bildirgelerine “AB’ye üyeliğin devlet politikası olduğu” imalı sözlerini yazdırmaktan çekinmedikleri gerçeği de ortada. Bu denli aymazlık olamaz. Millet size, “Üfürükten tayyare, selam söyle o yâre!” demez mi? Kim inanır size, kim inanır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi