İbrahim Yıldız

İbrahim Yıldız

Eğitim...

Eğitim ülkelerin ayakta kalabilmesi açıdan en önemli koşuldur. Yukarıda da belirtildiği gibi eğitim olmazsa ülke de karmaşa hakim olur bu karmaşanın yarattığı ekonomik zararlar korkmuş ve geri çekilmiş toplum ortaya çıkarır akabinde üretmekten aciz ve üretene mahkum kukla bir toplum mantığı oluşur. Günümüzde Afrika Ortadoğu ve Kafkasya’da örnekleriyle sıkça karşılaştığımız tüm bu kargaşalar üretememekten, emperyalizme ayak uyduran ülkeler kadar eğitimli olamamaktan kaynaklı kargaşalardır. Hemen hemen aynı iklimi paylaştığımız ülkemize gelindiğinde ise tüm hedefler cumhuriyetin 100. yılına çevrilmiş durumda birinci onuncu ellinci değil dile kolay tam birinci asırda bize dünyada ABD gibi Çin gibi Rusya ve AB üyesi bir çok ülke gibi gelişeceğimiz vaat ediliyor. İnsana inanması güç geliyor elbet ama eğitim denilen temel sekiz yıl içerisinde düşünmeyi ülkeyi ne pahasına olursa olsun sevmeyi başkaları tarafından parçalanmamak için üretmeyi ve rakiplerimize üretilen malzemeyi satmayı aşılarsa neden olmasın eminim herkesin temennisi bu yöndedir. Kalkınma açısından karamsar bir duruş sergiler gibi dursam da emin olabilirsiniz böyle değil, peki neden böyle düşünür gibi duruyorum ? Kuşbakışı bakıldığında ülkemizin hala birleştirilmiş, sobaya mahkum, elli altmış öğrencinin ve sadece bir öğretmenin yaşadığı sınıflar var. Siz bu sınıflarda kimi ne kadar eğitebilirsiniz ? Sınıfta bir metrekare düşen çocuğa senin ülken 814.578 kilometrekare diyorsun ve hayal etmesini bekliyorsun o küçücük köy sınıfından yola çıkarak. İşte bende birinci asır güvensizliği buradan ortaya çıkıyor. Eğitim desteği sadece devlet eliyle mi olur ? Tabi ki kesinlikle hayır olacak buna cevabım aile ve çevre eğitimi ilk eğitim evresidir. Eğer bu eğitim ortamından mahrum yetiştiyse bir çocuk okulda da disiplin ve eğitimi bir hayli zor olur. Kalkınma temeli olan eğitimin temeli de çürük demirlerle atılmış her an yıkılmaya hazır halde bulunur. Bunun için ne yapmalı otoriter güçler peki ? Ülke sınırları içerisinde ulaşmadığı tek mezra bile kalmamalı, kimin için var olduğunu ve o mezrayı nasıl kalkındıracağını bunun için aile ve bireylerin ne gibi sorumlulukları olduğunu anlatmalı. Tüm bu evreler için bir asır yeterli miydi küllerinden doğan bir Türkiye için ? Uzun uğraşlar sonunda öğrenilebilir bir cevap değil aslında bu. Japonya, Almanya gibi örnekler apaçık önümüzde. Günümüzde gerek ekonomisi gerek teknolojik başarılarıyla göz dolduran bu gelişmiş ve bizim çeyreğimiz kadar yahut Ortadoğu ülkelerinin onda biri kadar kaynağı olmayan bu devletler nasıl bir yol izleyip 2. dünya savaşı gibi bir harabeden çıkıp da pastadan bu kadar büyük pay sahibi oldu. Dünya devletlerine ben buradayım dedi? Çokta tılsımlı bir cevap değil aslında bu. Onlar eğitimi, kalemi verirken gençlerin eline 1960’ta 1970’te 1980’de bizim siyaseti rant bilen kavga dövüş bilen üst düzey bürokratlarımız, siyasetçilerimiz, komutanlarımız silah verdi. Sıkılan kurşunların parası işte bu kalemli ülkelere giderken açtığı yaralar tamda ülkenin kalbine saplandı. Binlerce genç beyin, soluğu ya küf kokulu hapislerde ya da mezarda aldı. Mezara girenler yine şanslıydı kitapları çalınmadı, gazete yasaklanmadı onlara. Gerçek bilginin eğitim olduğunu dört duvar arasında anlayan gençler oldu bu ülkede ama çok geçti artık bilgi yasaktı, okumak, yazmak her şey yasaktı. İşte sonuç biz hala gelişmekte olan bir ülkeyiz coğrafya derslerinde kullanılan milli eğitim kitaplarında. Geçmişte yaşanan tüm bu boğazlamaların sebebi olan eğitimsizlik ülkemizde hala derin yaralar bulundurmakta ancak bir nebze sarılan bu yaraların iyileşmesi için eğitim şart ve insanı yöneten bir beyin kadar önemli ülke kalkınmasında. Zamanın da Fatih’in surları yıkan toplarını nasıl örnek aldıysa eğitim eleğinde eleyip nasıl sanayi devrimini yaptıysa şu an ki gelişmiş ülkeler bizimde kaynağı zor olmayan bulunduğumuz coğrafyada yaşamış olan atalarımız gibi kalemin ve ilmin rehberinde ilerleyip tekrardan bizi buradayız deyip ayağa kalkmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Yıldız Arşivi