A.Kadir Kalenderoğlu

A.Kadir Kalenderoğlu

KEÇEPAZARI (GÜDÜK MİNARE) CAMİİ

Abdülkadir KALENDEROĞLU   Burmalı (Umurbey) Mahallesi’nde, Büyük Demirciler Caddesi ile Taşhan (Arapmescit Caddesi) sokağın kesiştiği köşede, 42. pafta, 569. ada ve 1. parselde yer alır. Halk arasında “İmad Dede Camii” , “Öksüzce Camii” ve “Güdük Minare Camii” gibi isimlerle de anılan caminin yerinde daha önceleri Kadı Hacı Muhittinoğlu İmadüddin tarafından bir mescit yaptırılmış idi. Bu mescit Yukarıpazar Mahallesinden Hacıbey oğlu Şişmanzâde Hacı Bekir oğlu Hacı Mehmet Ağa tarafından H. 1100/ M. 1689 tarihinde genişletilerek kalınca bir minare eklenmiş, demirci dükkânlarının üzerine de Sıbyan Mektebi ilâve edilmiştir. Ahşap mektep sonradan yıkılmış, cami de “Güdük Minare” adı ile anılmaya başlamıştır. Erken Osmanlı dönemi eserlerinden olduğunu tahmin ettiğimiz camii ile ilgili olarak Mehmet Saadettin Aygen; kâgir, tek kubbeli ve tuğla minareli olarak H. 1139/ M. 1726 tarihinde inşa edildiğini belirtir. Kanaatimize göre Aygen’in verdiği bu tarih caminin yapım tarihi değil, onarım tarihidir. Doğu cephesi bahçe, güney cephesi dükkânlar, batı ve kuzey cephesi cadde ile çevrili caminin yapımında duvarlarda kaba yontu taş ve moloz taş, minarede ise tuğla ve kesme taş kullanılmıştır. Kuzey batı köşedeki iki kanatlı demir kapıdan giriş sağlanan caminin kapısı üzerinde 10 satırlık tamir kitabesi yer alır. Kitabede; Bi-hamdi’llâh bâ avn-i İlâhi lutf-ı Yezdânî Bu dergâh-ı mu’allâ oldı ta’mir ile nûrânî Harâb idi dil-i ‘âşık gibi gâr derûnunda Harîm-i türbe-i pâk-ı İmâdü’d-dîn-i Rabbânî Azîzin himmeti iksiri te’sîri erişince Bu öksüzce musallânın yapıldı kalb-i vîrânî Mu’ammer ide Hak ta’mîr iden ashâb-ı hayrâtı Ola ‘âlemde dâ’im mazhâr-ı eltâf-ı sübhânî Nezaketle gelüp (bir) ehl-i dil dedi ana târîh Bu zîbâ mescide Terz Sarı Hâc Ali’dir vakıf-sânî, Sene H. 1125/ (M. 1810)” yazılıdır. Kitabeye göre cami; H. 1225/ M. 1810 yılında Terzi Sarı Hacı Halil tarafından tamir ettirilmiş, ayrıca yeni vakıflar da ilave edilmiştir. Ana giriş kapısı ile sonradan yapılan tamirler sırasında ilâve edildiğini tahmin ettiğimiz kuzey-güney doğrultulu ve üzeri aynalı tonozla örtülü giriş mekânına ulaşılır. Bu kısım ayakkabılık yeri olarak kullanıldığı gibi son cemaat yeri olarak da kullanılmaktadır.  Buradaki sivri kemerli kapı ile harime geçilir. Kare planlı ve tek kubbeli harimin üzerini sekizgen kasnağa oturan basık kubbe örter. Kare plandan kubbeye geçiş köşelerdeki Türk üçgenleri ile sağlanır. Harimi, doğu yönde iki ve mihrabın sağında bir tane olmak üzere altta üç, üstte de aynı hizada birer tane küçük, kubbe kasnağında da sekiz tane (ikisi kapalı) yuvarlak kemerli pencere aydınlatır. Harimin kuzey duvarına bitişik ve zeminden bir basamak yükseklikte, önü ahşap korkuluklu müezzin mahfili bulunur. Mahfilin kuzey duvarının ortasında sivri kemerli bir niş içinde mezar vardır. Bir rivayete göre bu mezar camiyi tamir ettiren Hacı Ali Ağa’ya ait,  diğer bir rivayete göre ise İmad Dede’nin torunu Hasan Karahisarî’ye aittir. Müezzin Mahfili’nin üzeri Kadınlar Mahfili olarak düzenlenmiştir. Kuzeybatı köşedeki ahşap merdivenle çıkılan mahfili, önde ve arkada duvara bitişik dörder tane olmak üzere sekiz ahşap direk taşır. Mahfilin önü ortada balkon şeklinde çıkıntılı,  alt kısmı ahşap korkuluklu, üst kısmı ise ahşap kafeslidir. Batı duvarına yerleştirilmiş rafta bir cami maketi vardır. Söylentiye göre bu maket, Şişmanzade Hacı Mehmet tarafından yaptırılan onarımda uygulanması düşünülmüş, fakat bilinmeyen nedenden dolayı uygulanamamıştır. Cami hariminin güneydoğu köşesinde ahşap vaaz kürsüsü, güneybatı köşede ise yakın bir zamanda kündekâri tekniğinde yapılmış ahşap minber yer alır. Mihrap ise daha önceden renkli fayansla kaplı iken 2007 yılındaki restorasyonda fayanslar sökülerek bugünkü haline getirilmiştir. Harimin kubbe göbeğinde “Ashâb-ı Kehf”, kubbe kasnağında bordür halinde “Haşr Suresi” son üç ayeti, duvarlarda da “Elvâh-ı Celîle” yazılıdır. Minare caminin batı duvarının ortasında ve giriş kapısının güneyindedir. Kaide iki bölüm halinde olup yarısı ana mekân duvarı ile kaynaşmıştır. Alt kısmı kare planlı ve kesme taştan olup üst köşelerde pah yaparak sekizgene dönüşür. Kaideden silindirik gövdeye geçiş almaşık örgülü olarak taş ve tuğladan yapılmış üçgenlerle sağlanır. Gövdede bir metre yüksekliğinde tuğla ve taş plakalardan iki süsleme kuşağı yapılmıştır. Süsleme birbirine ters ve düz olarak taş plakalarla düzenlenmiş üçgenler ve aralarının tuğla doldurulmasıyla oluşturulmuştur. Şerefe altı mukarnaslı sarkıtlarla süslü, korkulukları ise taş plakalardan oluşmaktadır. Petek gövde gibi tuğla örgülü, külah ise konikal formda olup çinko kaplıdır. Kıble tarafında cami duvarına bitişik olarak Mevlana Kasım tarafından babası için yaptırılan ve İmad Dede ile eşine ait olduğu için “İmadiye’l-İslâm Türbesi” diye de anılan bir türbe vardır. Türbeye harimde, mihrabın doğusunda pencereden bozma, ahşap ve cam bölmeli bir kapı ile girilir. Girişin üzerindeki alınlıkta; “siyah zemin üzerinde sarı renkte; “İmâd bin Hacı Muhyiddîn, sene hicri 857” yazılıdır. Türbe, moloz taştan yapılmış, kubbeye geçiş ise pandantiflerle sağlanmıştır. Türbeyi, kubbenin ortasındaki küçük aydınlatma feneri ile doğu ve batı duvarında dikdörtgen formlu birer pencere aydınlatır. Türbede yatan İmad Dede, Abdürrahîm Mısrî’nin yakın arkadaşı olup meşhur Mevlevi şeyhi ve Sultan Divani’nin babası Aba Puş Bali zamanında Afyon’da müftülük ve Hisarardı Medresesi’nde müderrislik yapmış bir zattır. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 09–06–1978 tarih ve A–1167 sayılı karar ile tescillenerek koruma altına alınan Keçepazarı Camii, değişik tarihlerde tamir ve restorasyonu yapılarak bugüne gelmiştir. Bilindiği kadarıyla; 1689 yılında Şişman Hacı Mehmet Ağa tarafından genişletilmiş, minare ve minber eklenmiş, kesme taş kubbesi kurşunla kaplanmış, 1810 yılında Terzi Sarı Hacı Ali tarafından tamir ettirilmiş, en son 2006–2007 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından esaslı bir şekilde tamir ve restorasyonu yapılmıştır. Bu restorasyonda, cami içindeki yağlı boyalar sökülerek aslına uygun hale getirildiği gibi sıva altındaki yazı ve süslemeler ortaya çıkarılmış, minare ile dış duvarların beton harçları kırılarak Horasan harçla derzlenmiş, kuzeybatı köşesinde bulunan çeşme, batı yönünde şimdiki yerine alınmış, ana kubbe kurşunla kaplanmıştır.                                                                                                                              

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
A.Kadir Kalenderoğlu Arşivi