Halil Şahin

Halil Şahin

FAŞİZM BUDUR

“Susma! Sustukça sıra sana da gelecek.” diyorlardı, ama kimselerinanmadı. Düzmece davalardan tutuklanacağınızı, savcının karşısınaçıkartılacağınızı beklemiyordunuz. Oysa Aksiyon, Zaman, Samanyoluvb. yayın organlarında aylar öncesi ilan edilmişti. “Siz de buralardailan edilmiştiniz. Üstelik Şamil Tayyar ile Fehmi Koru da alınacağınızıyazmıştı; söylemişti. Onlar bu düzmece AKP’yi kollama ve korumasisteminin ibibikleridir.” demediniz. Düzmece düzenin odağında; Aykut Cengiz Engin, Celalettin Cerrah,Mehmet Ali Şahin, Beşir Atalay ve Ahmet Pek, Recep Tayyip Erdoğanile Abdullah Gül gibi isimler görülüyor. Bu düzmece düzenin;İstanbul Adalet Komisyonu, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu ile İçişleriBakanlığı müfettişleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, YargıtayBaşkanlığı (Anayasa 38 ve 140 gereğince), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı(CMK 309 ve 310 gereğince), Türkiye Barolar Birliği, İstanbulBarosu, YARSAV arasında şutlanan bir futbol topu maçı görüntüsüyansıyor. Türkiye uzun zamandır; sonuçları da siyasal olan böylesine birdüzen görmedi. Bu kapsamda tutuklanacakları veya tutuklananlarıhepimiz biliyoruz. Bununla ilgili hazırlık 2002 yılında başladı, 2006yılında tamamlandı. 2002 sonrası rejime karşı güç odaklarının iktidarolması sonrasında buraya kadar geldik. Yeni bir dönem başladı. Hepimizbu yeni dönemin esiri olmadık mı? Anayasal özgürlüklerimiz,basın özgürlüğü, dernek kurma, parti kurma, toplanma, ifade, kişiselhak ve özgürlükleri düzenleyen yasalar, kişisel hak ve özgürlükleriniz,bu soruşturma ve davalar ile yok edilmiyor muydu? Yürürlükte olanlar birer ormankanunu ve zorbalık değil mi? Siz bizzat; “Şerifin Kasabası olduk gayrı” demediniz mi? Hepiniz de, neredeyse evinizden alınacağı günü tahmin eder hale gelmiştiniz, biliyorsunuz. Çok olsa bir gün ile yanılırdınız. Her şey besbelli! “Ben deKemalist’im, Atatürkçüyüm, beni de alın!” diyerek naralar atan siz değilmisiniz? Bir sabah kapınız çalındığında, kimselere açamadığınız kapılarıaçtınız. Onları, misafir ağırlar gibi ağırladınız ve görmediklerini gösterdiniz.Her türlü kolaylığı gösterdiniz. Mücadele etmeden, öylece kolaylıkgöstererek... Şimdi; böyle davrandığınız için, suçlanıp aşağılanıyorsunuzdiye neden kızıyorsunuz? Bu nasıl bir çirkinliktir? İşte, Faşizmbudur! Bütün bu yaşananlara karşı suskun kalan işadamları, medya patronları,STK’lar, asker-sivil bürokrasi, “bize değmesin de” diyen herkes“benim ne alakam olabilir ki” diyenler hepsine uğrayan bu canavarlatanıştılar. Daha da tanışacaklar, herkesin kapısı çalınacak. Bucanavardan, “beni alma onu al”, “bak ben sana hiç sesimi çıkarmıyorum”,“onları ye doy”; diyerek kurtulacaklarını sananlar anlasınlar ki,bu canavar böyle durdurulamaz. Bugün vergi diye gelirler kapınıza,Askerlik bile yapmayan garibanların kurduğu vakıflara hayır yapın diyerek gelirler.Yarın da düzmece dava ve suçlamalar var diye çalarlar. Elinizdekileri birbir alırlar. Bunun adı canavar. Yapmaya çalıştığı şey karşı devrimdir. YarattıklarıYeni Türkiye’dir. Doymazlar. Her şeyinizi isteyecekler. Ruhunuzu, namusunuzu, paranızı vecanınızı! Elan anlamakta gecikenlere acıyorum... Hep aynı terane: Kaos, kargaşa, Kemalist Atatürkçü darbe! Oysa bunlar kendi yaratıp besledikleri terörle kavgalılar. Bunainanmak mümkün mü? Ama inandırılmak için, her gün olmayana inandırılmakiçin zorlanıyoruz. Neden? Her şey çürük, ama bir tek AKP vesiyasal İslam düzgün! Bir tek düzmece davaların savcıları ve mahkemeleridüzgün; geriye kalan ne varsa kötü, neden? Türkiye sermayesi ülkeyi 22 Temmuz 2007’de bu canavara sattı.Şimdi yarattığı canavarın pençesinde. Unutulmamalıdır ki, Türkiye’ninözgürlüğünün savunulması, gericiliğin örgütlü cehaletin ilerlemesinegöre daha fazla cesaret, çaba, zekâ, politik arzu, yetenek gerektiriyor.Hükümetin kışkırtma arzusu ve kurgusu ortada. Bunu yapmaya gönüllüolacak grup, Fitnullahçılar ve işbirlikçileri dışında kimse olamazdı. Adıda onlar koydu. Size deağıt yakmak kalmadı mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi