Saime Bircan Sak

Saime Bircan Sak

YAPIYLA YAPICILAR

YAPIYLA YAPICILAR Yapıcılar türküler  söylüyor, Yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama Bu iş biraz daha zor.   Yapıcıların yüreği bayram yeri gibi cıvıl cıvıl, ama yapı yeri bayram yeri değil. Yapı yeri toz toprak çamur, kar. Yapı yerinde ayağın burkulur, ellerin kanar, Yapı yerinde ne çay her zaman şekerli, her zaman sıcak, ne ekmek her zaman pamuk gibi yumuşak, ne herkes kahraman, ne dostlar vefalı her zaman. Türkü söyler gibi yapılmıyor yapı Bu iş biraz daha zor. Zor mor ama yapı yükseliyor, yükseliyor. Saksılar konuldu pencerelere alt katlarında. İlk balkonlara güneşi taşıyor kuşlar Kanatlarında. bir yürek çarpıntısı var her putrelinde, her tuğlasında, her kerpicinde. Yükseliyor, Yükseliyor yükseliyor yapı kan ter içinde.   Büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in bu şiirini okuyunca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Söylev’in ilk satırlarında yazdıkları geldi usuma. “1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüm: Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk, 1. Dünya Savaşında yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış.  Büyük savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul durumda.” İşte bu zor koşullarda verilen bir Kurtuluş Savaşı ve tüm ulusun önderiyle birlikte verdiği büyük ve inanılmaz mücadele sonucu kurulan Türkiye Cumhuriyeti. Atatürk öyle özel uçakla falan gitmiyor Samsun’a. 19 Mayıs öyle sıradan bir tarih değil. Önce 15 Mayıs var. Yunanlıların İzmir’e asker çıkarması, gazeteci Hasan Tahsin’in ilk kurşunu sıktığı yerde şehit oluşu var. İzmir’e gelirseniz yolunuz mutlaka Konak Meydanına düşecektir. Orada anıtına bir selam durun    bu yiğit, yurtsever gazetecinin. Tarih derslerinde ezberletilenler yetmez bu ülkenin ne koşullarda kurulduğunu anlamak için. Bu konuda yazılmış pek çok kitap var. Birkaçını sayarsak: Ateşten Gömlek, Yaban, Üç İstanbul, Esir şehrin İnsanları, Yorgun Savaşçı, Kalpaklılar, Küçük Ağa, Kutsal İsyan, Kutsal Barış, Yüzbaşı Şerafettin’in Romanı… Bir de yaşayan yazarlardan Osman Akbaşak’ın Ağababa ve Gülseren Engin’in  Ağlama Smyrna Döneceğim ve Smyrna’nın Gözyaşları kitaplarını okuyabilirsiniz. Ama tüm bunlardan önce Atatürk’ün yazdığı ve günümüz Türkçesiyle basılan SÖYLEV adlı eseri mutlaka okumalısınız. Ayrıca Atatürk’ün GENÇLİĞE HİTÂBESİ’ni okuyunca Türkiye Cumhuriyeti’ni neden Türk Gençliğine emanet ettiğini daha iyi anlıyoruz. “Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir.” diyor Atatürk. Öyleyse safsataları bırakıp akıl ve bilimle uğraşalım, okuyalım, öğrenelim, çalışalım. Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. Onu korumak birinci görevimizdir. Bayramımız Kutlu Olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saime Bircan Sak Arşivi