Günümüzde olagelen olayları sağlıklı algılayabilmek ve doğru yorumlayabilmek için, geçmişi doğru bilmek ve tarihsel bilimsellik kurallarını göz ardı etmeden incelemek gerek. Bunu somutlamak için, bir örnekten hareketle, yakın tarihte gerçekleşen olaylardan hareketle birlikte bir çalışma yapalım. Zaman içinde tüm emperyal ülkelerin yaptığı gibi, ABD’nin siyasi çözüm paketiyle gelen koordinatörü Emekli General Joseph Ralston’un Türkiye’deki görevi ne olabilir? O günlerde yapılan düzenlemeyle oluşturulan ve Türkiye’nin PKK Koordinatörü Emekli Org. Edip Başer’in görevi neydi? Sen kalk Amerika Kıtası’ndan gel. Yalan gerekçelerle bir bağımsız devlet olan Irak’ta tozu dumana kat. İş sırası PKK sorununun çözümlemesine gelince, “Irak’ın kuzeyine yönelik bir harekât risklidir” de. Elbette; bir gün öncesinde “PKK’yi ikna ettik” diyen kukla devletin sözde başkanı Talabani, ertesi gün yağıp gürleyerek, “Biz de onların muhalif güçlerine destek veririz” diye böbürlenerek, Türkiye başta olmak üzere, Kuveyt hariç bölgedeki her ülkeye gözdağı vermeğe kalkışacaktır. Elbette; böylesine düşmanca tavırlardan güç alan DTP Genel Başkanı Ahmet TÜRK, ‘Barış Havarisi görüntüsüyle’ PKK’ye ateş kes çağrısında bulunma cesaretini gösterecektir. Öylesine çağrılarla PKK’nin silah bırakacağı safdilliği bir yana, Ortadoğu’daki satranç oyununda piyon rolü üstlenen PKK’nin silahları bırakma iradesinin olmadığını göremeyerek, şaşkın ördek tavrı göstermek veya zokayı yutmak büyük bir aymazlık değil midir? Dış ülkelere gidebilmek için, daha düne değin Ankara’dan pasaport alan Talabani ve Barzani’yi Sam Amcanız öylesine şımartmış ki… İşte o sözünü ettiğimiz Ralston’un Türkiye’ye gelmesinden hemen önce, Mesut Barzani’nin, Irak Bayraklarını asmayacakları açıklaması ve “gerekirse referandumla bağımsızlık ilân ederiz” demesinin anlamı ne olabilir? Bütün bunların ardından Ralston’un “siyasi bir çözüm zorunludur” demesinin ve “Türkiye’nin bu sorunu önce kendi sınırları içinde halletmesi gerekir.” emrini vermesinin anlamı ne? Ne günlere kaldığınızı görüyorsunuz değil mi? Artık bağımsızlığınızı yitirmiş ve ABD’nin atanmış emeklisinden emir alan bir konuma getirilmişsiniz. Avrupa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komisyonu Raporu’nda yer alan “Kürt sorununa şiddet dışı siyasi çözüm” ve “DTP’nin muhatap alınması” dayatmalarını lütfen anımsayınız. Hegel, “Felsefe; çağın düşünceyle kavranmasıdır.” diyor. Demek ki, BOB eş başkanlarına ve diğer koordinatörlere verilen görevlerin “siyasi çözüm için uygun zemini oluşturma” olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.