Halil Şahin

Halil Şahin

GEREĞİ YAPILMALI DEĞİL Mİ? 

Bazı konular dinsel içerikli olunca, sanki tabu sayılmışçasına konuşulmuyor. Dolayısıyla bazı sorunlar da çözümsüz kalıyor.

Örneğin; Kumar vb haram yollardan kazanç ile ibadethane yapılması, Kur'ana göre uygun değildir. İmam Hatipler(ortaokul ya da lise) gerçekten Kur'an eğitimi yapılan yerlerse, "Kur'an okumak ve dinlemek ibadettir" hükmünden hareketle söyleyecek olursan;

Diyanet de bilgin geçinenlerce kumar kabul edilen milli piyango gelirleriyle İmam Hatip okulları yapmak ve oralarda çocuklara eğitim vermek, ibadet yerini bulmadığı gibi çoook büyük günahtır. Hani ayakkabı kutuları içinde destelenmiş çok miktardaki paralar bazı evlerde bulununca, “İmam Hatip Okulu yapılacaktı” denildiğini anımsayınca, usuma düştü. Takdir, dini siyasete ve ticarete tahvil edenlere inananlarındır.

Afyonkarahisar il merkezinde yaşarken, yıllarca tekel ürünleri satarak geçimini sağlayan, tek tekçi ördek namıyla tanınan hayırsever bir yurttaş; birikimiyle ve kimseden yardım almadan bir cami inşa ettirmeye niyetlenir. Ama ömrü yetmez fakat inşaat bitirilir.

Ülkenin çok çeşitli yerlerinde reklam düşkünü kişilerce okul ve cami yaptıranların ismi bu kurumlara verilirken, halk tarafından “Ördek Camii” diye anılmasına rağmen, İl Müftülüğünün “Zafer Camii” adını kullandırması hangi ahlaka uygundur?

İzmir İli’nin Dikili İlçesi’nde garip bir durum yaşanmaktadır. Dikili, ilin küçük bir ilçesi olması nedeniyle, başka yerleşim birimlerine göre cami sayısı da az. İlçenin merkezindeki bir iki caminin din görevlileri ikişerli olmasına karşın, pek çok mahallesinden büyücek olan Bademli(Köyü) Mahallesi Camii aylardır imamsız kalmış. Belki yapılan uyarılarla bu günlerde geçici önlemler alınmış olabilir. Bu nedenle de her geçen gün camide namaz kılan cemaatin sayısı düşmüş. Demek ki; yurttaşlarımız cemaatle namaz kılamadığı gibi, özel günlerde de sıkıntı yaşamaktadır. Kandil vb günlerinde imamsızlıktan insanlar şaşkın. Sair günlerde cenaze yıkanması ve namazının kılınması sorun oluşturmaz mı?

Hal böyle olunca herhangi bir gündeki düğün merasiminde veya çocukların sünnet ettirilmesi sırasında da dinsel tören yaptırılması, mevlit okutturma gibisinden konularda karşılaşılan sorunlar yumağı büyümektedir.

Hani önümüzde de Ramazn Ayı var, değil mi?

Bu günkü yasal düzenlemeler çerçevesinde;

Diyanetin görevi, dinsel inançların ibadetlerinin yapılması konusunda yurttaşlara yardımcı olmak değil midir?

Camiye imam, müezzin vb görevlileri yetiştirterek atamak değil midir?

Elindeki kadro olanaklarını en tasarruflu şekliyle kullanmak, dinin de emri değil midir?

Bir kez düşünün: bu ve benzeri soruların yanıtlarını almak, sorunlara çözüm beklemek, elbette yurttaşların hakkıdır. Sözel olarak böylesi sorunların dillendirilmesine rağmen, Diyanetin ve Müftülüklerin duyarsız kalması, asla af edilecek bir durum değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi