Halil Şahin

Halil Şahin

BU NEYİN YARIŞI?

Sizden yine oy istiyorlar, niye? Bir türlü doymak bilmeyen iştahlarını tatmin için elbette… ABD, Irak’ı işgal ettiğinde; şu malum teskere ile Tayyip Erdoğan’dan topraklarımızı Amerikan askerine açmasını ve askerlerimizin Conilerin işgaline yardımcı olmasını istemişti. Dikkatinizden kaçmamıştır: o teskere dayatılırken, karşılığında verilmek istenen paranın serbest bırakılması, bir yasanın daha çıkarılması şartına bağlanmıştı; Kamu Reformu Yasa Tasarısını anımsayacaksınız. Amerika’nın teskere kadar önem verdiği bu tasarı; Merkezi devletin, Milli Savunma, Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları dışında kalan bütün bakanlıkların yetkilerinin, İl Özel İdareleri ve Belediyelere devredilmesiydi istediği. Bunun yolu T.Özal’dan beri hazırlanıyordu. Merkezi devletin hantallığı, bürokrasinin kabuk bağlamış olması ve devletin basma üretmemesi gerektiği sloganları ile Özal’la başlayan ve aralıksız bütün hükümetlerin icrada devamı sağladıkları hızlı bir özelleştirme ile kamu ekonomisi büyük ölçüde tasfiye edilmişti. Son kalelerin satılmasını da şu andaki hükümet yapıyor. ABD’nin istediği ise buydu. Ama salt o değil! Son basamak o değil! Sırada “Türkiye’yi TBMM eliyle parçalamak” var! PKK, Amerika ile birlikte yıllardır bunu gerçekleştirmek için katliamlar yapmıyor muydu? Bu vahim sonuç, son çeyrek yüzyıldır Batı’dan dayatılanların arasında en tehlikeli olanıydı. Merkez adım adım tasfiye edilirken, bir yandan da yerel güçlerin kuvvetlendirilmesi için kollar sıvandı. Belediyelerin mali olanaklarının güçlendirilmesi çalışmaları hızlandırıldı. Belediyelere, devleti atlayarak Dünya Bankası ile ya da diğer uluslararası şirketlerle anlaşma yapma, onlardan paralar alma olanağı sağladılar. AB’nin fonlarının tuzağı kuruldu hemen. Okullar, üniversiteler ve Belediye başkanlarımız bu fonların kuyruğuna girdiler. Kanalizasyonları, eğitim hizmetlerini AB yapıyor, binalar, yollar için projeleri Dünya Bankası hazırlıyordu artık... Bu da yetmedi. Batıcı hükümetler, belediyelere vergi toplama olanağı sağladılar. Şimdi ise TBMM nin yetkisinde olan yeni vergiler koyabilme yetkisini Belediyelere vermeye hazırlanıyorlar. Bununla ilgili tasarılar defalarca meclise geldi. İşbirlikçilerin, Petrol yasası ile bu çabayı vardırdığı nokta ise petrol başta olmak üzere il sınırları içindeki yeraltı zenginliklerinin, oranlar dâhilinde belediyelerin kaynağı sayılması oldu. Sizi hiç dilendirmediğini sandığınız bu hususlar, üniter devleti parçalamanın taşlarıydı. Açın bugün yarışan partilerin programlarını. Kimisi Atatürkçü, kimisi dinci, kimi, milliyetçidir, ama başta eğitim ve sağlık olmak üzere, merkezin yetkilerini ve olanaklarını elinden çıkarmasını ve belediyelere vermesini savunan maddeler bulacaksınız. Dahası da var. Bu partilerin bazılarının programında, eğitimin yerel özellikler ve ihtiyaçlara göre yerel güçler tarafından belirlenebilmesini ve bunun için Belediyelere yetkisi verilmesi savunulmaktadır. Tüm bu çabaların vardığı yer, ulusun parçalanması ve ulus olmanın en temel taşlarının yerel güçlerin, ağaların, şeyhlerin, tarikatların ve PKK’nın kontrolüne verilmesidir. Özerklik bu aşamanın önemli basamaklıklarından biridir. Bu nedenle başta PKK ve tarikatlar olmak üzere, Türkiye’yi parçalamak isteyenler, bunca yekti ve olanaklarla donatılmış Belediyeleri ele geçirmek için sinsi ve hırslı bir çaba yürütmektedirler. O nedenle anayasal değişikliği zorunludur ve bunun için milletin oyu gereklidir. Demek ki; Bugünkü yarışı kazanmak için yapılanları anlamak için, Belediyelerin bu serüvenini akılda tutmak ve Allah’ın Kahrettiği Parazitlerinin oy oy diyerek ağlaşmalarının bu gerekçelerini akıllardan hiç çıkarmamak yararlı olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi