Baştan beri uzun yazı dizisinde belirttiğimiz, “Küreselciler ve yerli İşbirlikçileri”nin ülkemizde oluşturduğu atmosferi konu başlıklarıyla birlikte, sizinle paylaştım.

       Bunlar sizin moralinizi bozmak için değil, bilakis tespit ve çözüm yolları bulmak için di.

        Şimdi, geçmişi 1950’lere dayanan ve 2001 den sonra hem dünya da hem ülkemizde yapılanları tadat edeceğiz.

         Bir kere, bu küresel zihniyet her şeyi yalanla insana sunar. Hem öyle bir yalan ki, gerçekmiş gibi anlatır. İkincisi, çok güzel takiyye yapar.

       Böyle deyince, aklıma bir temel fıkrası geldi. Temel askere gitmiş. Komutanı çağırmış. Söyle Temel, hamsinin ne yemekleri yapılır. Temel hazirol da. Başlamış saymaya. 1 komutanım turşusu yapılır deyince komutan; tamam tamam demiş, bir şeyin turşusu yapılırsa her şeyi yapılır. Yalanı gerçek gibi sunup, takiyyeyi de meşrep olunca yapamayacaklari bişey kalmamış demektir.

        Küreselcilerin birinci hedefi yapım değil yıkımdır. Üretim değil tüketimdir. Mumkun olduğunca geçmişi yok edip, temelsiz durum oluşturmaktır. Yani pozitivist değil negatifliktir. Ki kendine yer bulabilsin.

        Ülkemizde yirmi yıldır yapılanlara bir göz atalım. Liberalizm ve özelleştirilip kâr etme adına ne kadar devlete ait varlık ve işletme satıldı mı satıldı. En son kalanları da varlık Fonu diye borçlandırma yoluna gittiler. Yollar yaptılar, tarihi eser, köprü, doğal güzellikler, orman ağaç, endemik bitki hesaba katmadan inşaat yaptılar. Demir yolu hakeza. Bizim geçmiş ve tarihle ilgili ne bagimiz varsa gar binası vb. yıkıp ucube, estetikten uzak taş yığını yaptılar. On paralık getirisi olan HES leri yaptılar ne kadar doğal ortam ve akarsu varsa beton yığınına dönüştürdüler.

       Tarımı ziraati, hayvancılığı bitirdiler. Onbin köy bir gecede mahalle oldu. Güya şehirleştik. Esas insanımızı şehirlere doldurmak suretiyle atıl hale getirdiler.

       Şimdi eğitimi silbastan yapacaklar. Sanki yirmi yıldır 30 kere silbastan yapmamışlar gibi.

         Şehir meydanı yapacağız dediler antik kentleri toprağa betona gömdüler. Baraj yapıyoruz dediler, binlerce yıllık insanlık tarihini sulara gömdüler.

        Bütün bunları icraat yapıyoruz, insanımızı kalkındırıyoruz sözleriyle oy alıp yıllarca iktidarda kaldılar.

        Bakınız; uzun yıllar iktidarda kalan ülkelere. Rusya, Almanya, Yunanistan, Türk Cumhuriyetleri, kısaca bunlara potansiyel hizmet eden bütün ülke ve milletlerin durumları bizim gibi. Bunların izini sürebileceğimiz bir sürü alamet mevcut.

       Tesbitleri yaptık, reçeteyi ona göre hazırlayıp fire vermeden uygulamak kalacak bizlere. Selam ve saygılarımla.