Allah Deyince Neyi Anlıyoruz? (6) Çok değerli izleyicilerim; daha önce 5. bölüm halinde verdiğim “Özümüzdeki Gizli Hazine “Allah” adı ile verdiğim yazı dizisini, rahatsızlığım nedeniyle devam edemedim, “özür dilerim.” Bugünden itibaren Allah’ın izniyle devam edeceğim inşallah!.. Yapacağım açıklamalar son kitabım olan “Özümüzdeki Gizli Hazine “Allah” adını verdiğim eserimin içerisinden bazı kesitlerden olacaktır. Bizler “Allah” deyince neyi anlıyoruz? Herkesin kendisine göre bir Allah mevhumu yaratması ve kendi düşüncesine göre bir Allah’a ibadet etmesi, doğru değildir. Yüce Allah,  Kuran’da: Sadece kendisine ibadet etmemizi istedi. (1) Kura’nın şu ayetinde: “Allah, bizzat bütün kâinatı kuşatmıştır” (2) buyruluyor. Yine Kuran’da: “O'nun kürsüsü gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır.” (3) Öyle ise biz tüm kâinatı çepeçevre kuşatmış ve sadece kendisine ibadet edilmesini isteyen geçek Allah’ı tanıyalım ki, şirke düşmeyelim. Bunun için de Allah’ın müsaade ettiği ölçüler içerisinde dilimin döndüğü ve aklımın bana yardım ettiğince, Kuran ve hadislere sadık kalarak Allah’ın tüm evreni nasıl kuşattığını örneklerle anlatmaya çalışacağım. Allah’ı, önce, Hazret-i Peygamber Efendimize Yüce Allah tarafından vahiy olarak indirilen “ihlâs Suresi” ile açıklamaya çalışacağım: “Kul hüvallâhü ahad.”  Anlamı: O, Allah birdir (tektir.).  İkinci olarak ise: İslam Dini’nin temeli sayılan “Tevhit” ile açıklamaya çalışalım: “Lâ ilâhe illâllah” Anlamı: “Bil ki! Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilah yoktur. “Kuran’a göre Allah ve insanı ele aldığımız zaman, hemen aklımıza vereceğim çok değerli bir Kuran ayeti geliyor: “Allah, göklerin ve yerin nurudur...” (4) Eğer Allah, göklerin ve yerin “Nur”u ise, evrende bulunan en ufak zerreye kadar tüm varlıklarda Allah’ın nuru mevcuttur. Nur, fark edilme, bir varlığın diğer bir varlıktan ayırt edilebilme özelliğidir. Örneğin; karanlık bir gecede, siyah elbise giymiş bir kimseyi, fark edemeyiz. O kimse, elbisesinin üzerine beyaz bir örtü ilave ederse veya eline bir gemici feneri alırsa, onu rahatlıkla fark ederiz. İşte nur da bu görevi yerine getirmektedir ki bu nur, Allah’ın, yani “Zat-ı Mutlak”ın nurudur. Bu söylediklerimi aşağıdaki Kuran ayetlerinde görebiliriz: Doğu da batı da yalnız Allah’ın’dır. Siz nereye döerseniz orada O’nun bir yüzü vardır. (5) O’nun zatından başka her şey yok olacaktır. Sadece O’nun yüzü bâkidir. (6) “Ben size şah damarınızdan daha yakınım...” (7) Ayrıca bugün Alevi/Bektaşi ibadetlerinin ifa edildiği cem evlerinde, ibadete başlamadan önce; “Allah, Muhammed ve Ali’nin nurunu” temsil eden üç adet “çerağ” uyandırılır ve üzerlerine Nur Suresi’nin 35 ve 36. ayetleri okunur. . Çerağ, ışık ve nur anlamındadır. Yüce Allah Kur’an’da: “Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil gelmiştir. Biz size her şeyi açık seçik gösteren bir “ışık” gönderdik.”(8) buyuruyor. Bundan dolayıdır ki Alevi-Bektaşi ibadetlerinde; Allah’ın, Hz. Muhammed’in ve Hz. Ali’nin nurunu temsilen, âlemlerin aydınlatılması için üç çerağ uyandırılır. Görülüyor ki, nereye dönersek orada Allah’ın yüzü vardır. Yine o Allah, tüm âlemleri çepeçevre kuşatmıştır; ayrıca bu Allah, insana şah damarından daha yakındır. Kuran ayetlerine göre Allah, tüm varlıklarda mevcut olmasına rağmen “vahdet-i vücut” teorisine göre birdir ve tüm mevcudat O’nun Zat’ının tecellileridir. Bunu bir örnekle anlatmaya çalışayım: Bir ağaç düşünelim; bu ağacın kökü, gövdesi, dalları, budakları, yaprakları, çiçekleri ve meyveleri vardır. Ancak biz, bu ağacın bu unsurlarını teker teker söylemek yerine; bu bir ağaç diyoruz. Gerçekte asıl olan “ağaç” tır, diğerleri ise bu ağaçtan meydana gelmiş olan unsurlardır. Öyle ise evrende görünen de sadece “Allah” tır.  Evrende görünen diğer tüm varlıklar ise ağaçta olduğu gibi Allah’ın Zat’ının tecellileri veya sıfatlarıdır. Zat-ı Mutlak ve Allah bölümü ile devam edecektir. Hakkı SAYGI ____________________________ 1)  Yusuf suresi, 40 2) Nisa suresi, 126 3) Bakara suresi, 255 4) Nur Suresi, 35 5) Bakara Suresi, 115 6) Kasas Süresi, 88 7) Kaf Suresi, 16 8) Nisa Suresi, 174