Halil Şahin
NATO’DAN ÇIKIŞ KURTULUŞTUR
Her dönemde bir öcü yarattılar. Korkularla, ümmileştirmeğe kalkıştıkları halkı yönlendirdiler: “Sovyet’lere karşı olmazsanız, sizi NATO’ya almayız” dediler. Biz de Sovyetlere ve komünizme karşı olduğumuzu ispat için Kore’ye asker gönderdik. Bine yakın askerimiz ABD çıkarları uğruna şehit oldu. ABD’den ve onun çıkarlarından yana olduğumuzu ölerek ispat etmiş olduk. Onlar da bizi NATO’ya aldılar. Şimdilerde de AB’ye Türkiye’yi almak için, Türk ulusuna ve Türkiye Cumhuriyeti’ne dayatılan Kopenhag (Kriterleri) Ölçütleri diye bir dayatma peşindeler. Onlarla dans etmek için Mehmetçiğin kanını Kore’de vermiş olmamız, yeterli değil. Bu ölçütlerin halka açık olanı kadar hiç bilmedikleriniz de var. Örneğin NATO’ya üye olan her devletin bir de Derin NATO’su varmış, daha yenilerde anlar olduk. Derin NATO, üye devletlerin hükümetlerini kontrol etmek üzere düzenlenmiş. Üye hükümetlerden biri, ABD’nin söylediklerinin dışına çıkmaya yeltenirse, bu derin NATO hemen devreye girermiş. Sabotajlar, suikastlar, hükümeti yola getirmek için ne gerekirse onu yaparlarmış. Lütfen, şimdi Türkiye’de altmış yılda neler yaptığını birkaç cümle ile hatırlayalım. .Ne kadar Kemalist varsa temizlemeğe; bu amaçları için Uğur Mumcu’ları, Eşref Bitlis’leri ve nicelerini sıraya koymadılar mı? 12 Mart, 12 Eylül ve 15 Temmuz darbelerinin arkasında elbette Derin NATO vardı. Bizim Oğlanlar yaptı diye de, utanmadan açıkladılar. 29 yıl sonrasında da Çankaya’ya teşekkür ziyareti yaparak ne denli işbirliği içinde olduklarını sergilediler. Darbeci diyerek darbe yapmayı aklının ucundan geçirmeyenleri hapislere tıktıktan sonra, artık rahatça, esas darbeci oğlanlar bir araya korkusuzca gelebiliyorlar. Demek ki, Amerikalara hastalık bahanesiyle kaçan sümüklüler bile geri dönebilir! Zaman içinde sosyal devleti tasfiye ettiler, Kemalizm’i ortadan kaldırmaya çabaladılar. Şimdi de Türkiye’yi bölme noktasına getirdiler. Açılım safsatalarını kâh iktidardakiler, kâh muhalefetteki işbirlikçiler gündeme getiriyor. İşte; NATO’nun Türkiye’deki altmış yıllının özet geçmişi budur. Altmış yıl içinde az veya çok tüm hükümetler NATO’nun her dediğini yerine getirdi. R.T.Erdoğan zaten onların Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı olduğu için, ast üst ilişkisi var. Hem onun memuru olacaksın hem de onun NATO’nun başına kimi atayarak ona karşı çıkacaksın. Yemezler… Elbette bu, olacak bir iş değildi. Danimarka Başbakanı Rasmussen NATO’nun başına getirildiğinde; Bizim Davos Fatihi, Peygamber karikatürleri ve Roj TV olaylarını Rasmussen’e karşı kullanmak ve iç politikaya oynamak istediyse de olmadı, nitekim yemediler. Kardeşim, madem iki atımlık kurşunun vardı, niye çıkarsın eşkıyalığa? NATO’dan çıkmamış bir Türkiye’nin gideceği yer çok belli: bölünme ve federasyonlardır. Ortalıkta yalancı efeler gibi dolaşmayın, çıkın NATO’dan. Emperyalizmin pençesinden kurtulun! G-20 ve NATO toplantılarındaki, Türk Milletini aldatan tiyatro sergilenmişti, anımsayın. Oyunun baş aktörü Obama, figüranları ise Abdullah Gül ve Recep Tayip Erdoğan’dı. Gösteri kapsamında Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliğine seçilmesine sözde karşı çıkan Gül ve Erdoğan, Obama’nın güvence verdiğini iddia ederek, kabullenmişlerdi. Oysa Obama’nın güvenceye ilişkin herhangi bir beyanı yoktu. Yapılmak istenenin; 29 Mart seçimleriyle yıkılma sürecine giren Gül-Erdoğan iktidarına itibar kazandırmak olduğunu siz de anladınız değil mi? Demek ki; Gül ve Erdoğan, her zaman yaptıkları ve yapacakları gibi yine ABD’ye boyun eğmişlerdi. Bunlar her dem verecekleri tavizler için kamuoyu oluşturmağa kalkışmışlardır. Örneğin o günlerde Gül ve Erdoğan’ın, Üç İsrail Planı’nı dayatmaya gelen Obama’yı, Türk Milletinin gözünde nasıl da olumlulaştırma çabası içinde olduklarını sizler de gözlemlediniz. Gül ve Erdoğan’ın, Hz. Muhammed’e hakarete olanak veren Rasmussen’e, Obama’nın isteği ile oy vermeleri, Müslümanlığın değil Haçlı İrticaının temsilcileri olduklarının bir başka kanıtıdır. Bu durumda, Yalancı pehlivan Gül ve Erdoğanların, ABD, AB ve İsrail’e tavır almaları mümkün mü? Çünkü varlıklarını onlara borçludurlar! Barış Pınarı Terör Operasyonu öncesinde ABD Başkanı Trump’un RTE’ye gönderdiği mektup ne kadarda utanç verici. Bir insan, bir devlet ancak bu denli aşağılanabilir mi? Türkiye’nin yapması gereken; mazlum milletlere düşmanlığın saldırı merkezi olan NATO’dan derhal çıkmaktır. O halde önümüzdeki dönemde ulusumuz Milli Hükümetine kavuşmalıdır. Türkiye, ancak NATO’dan çıkarak, yeniden başı dik, tam bağımsız bir ülke olabilecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.