Halil Şahin
GÖRECEĞİZ
Türkiye, Dünya’da yaşanan olayları sadece bir ekonomik kriz olarak görme hatasını sürdürüyor. Ülkeyi yönetenler ve adamları; ne yazık ki, olayı “Sadece bir ekonomik kriz” olarak algılayanlardan bile olamadılar. Dünya’nın yeni bir sistem krizi yaşadığını görmüyorlar. Ekonomik krizin lafını bile etmeyen işbirlikçiler, halkın halini anlamayacak denli zafer sarhoşu oldular. Onlar; Ergenekon’u kullanarak ezeli karşıtlarını ‘ezmiş’ olmanın verdiği keyfi çıkartıyorlar. Oysa ayaklarının altından Dünya çekiliyor, farkında değiller. Dünyalıklarını yaptılar ya, gerisi boş ve ‘hoş’ geliyor. Oysa hepsi gidici; onlara da kalacak bir şey yok. Ekonomik bir bakış açıları olmadığı için neyin nasıl geliştiğini algılayamadılar ve algılamaları olanaklı değil. Vahabi bezirgânlığının, kamu müteahhitliğinin ötesine geçmelerini beklemek de yanlış olmuyor mu? Etraflarını saran sefil komprador sermayenin en önce onları satmakta olduğunu kavrayamadılar. Onlar sorunları şamatayla, baskıyla, Kasımpaşa kabadayılığıyla ve yalanla kapatacaklarını sandılar. Ama bu düzenin böyle gitmeyeceğinin belirtilerini hala okuyamıyorlar. Onları, Amerika’daki kataküllacı efendileri dahi kendine dahi getiremeyecektir. Önümüzdeki bir yıl içinde; Suriye ve Irak’ta bir savaş, İran’ın vurulması ve çevrelenmesi, Afganistan’da çatışma, AB’de iç siyasi kargaşa, ABD’deki ekonomik felaketin içe dönük sonuçlarından dolayı, Türkiye’de 12 milyon işsiz, durmuş ticaret yapısı ve dış borç ödemelerinde baskı yaşayacağız. Bunlar ayan beyan ortadayken yapılan hiçbir hazırlık yok. Elan üretim ekonomisine dönülmüş değil. Göstermelik birkaç silah aracı imalatıyla insanları uyutuyorlar. Ulus devlete yüz yıl sonra ihtiyaç olmayabilir. Ama bugün olmazsa olmaz. Yaşanan iç politik kargaşa ile ekonomik karışıklık el ele verip, Türkiye’yi nereye götürür dersiniz? Ama birileri bu sonuca, bu ayrımcılığa benzin döküyor. Hep karşıtlık yaratarak, ayrıştırarak yani kılıçla yatarak siyaset üretenler, sonlarının da aynı olacağını unutmamalılar. Türkiye ne yapmalı? Her seçim bir fırsat olarak, Erdoğan ve gafil örgütünü mutlaka despotizmden sıyırarak, kendine getirecek bir sonuç üretmeli. Ekonomide kriz için ne yapılacağını, içi boş fakat cafcaflı sözlerle donatılı raporlarla ve reform paketleriyle halka yapılan açıklamalar, yeterli olmayacak. TBMM’de yaşanan krizle ilgili genel görüşme yapılmalı, sorunun boyutları görülmeli, daha gerçekçi önlemler geliştirilmelidir. Örneğin; vergi düzeni kökten değiştirilmelidir. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı. Kamu harcamaları ivedilikle kısılmalı ve lükse özellikle milletvekilleri ile üst bürokrata tanınan ayrıcalıklar lüksüne son verilmelidir. İşçi, köylü, memur korunmalıdır. Esnaf için acil paket açılmalıdır. İç ve dış politikada kurumlar karışıklıklar dönemine hazırlanmalı, ordunun yıpratılması derhal son bulmalı, ordu ulusal stratejiler ve savunma sanayisi ile buluşturulmalıdır. Tüm bunlar için en evvelde ülke yönetmeğe kalkışanlarla ülkeyi yönettiğini sananların; kibri, zulmü, hamaseti terk etmesi gerekiyor. Bunu yapabilmeleri olanaklı mıdır? Göreceğiz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.