Halil Şahin

Halil Şahin

BİR GÜN HESAP VERİLECEK


Millete rağmen, aldırmazca millete meydan okuyanların sonu göründü. Etme bulma dünyası bu; Ülkeyi kurtarılmış bölgelere bölerek, o güzelim yurt köşelerine gidecek cesaretlileri arayanlar karşısında, ülkesinin ve milletinin bölünmezliğini her bir değerin üstünde gören Türk ulusu harekete geçiyor. Hesap sormayı vaat eden siyasi partiler, elbet bir gün yükselecek.

Muhalefet sömürgenlere dik duruş sergiledikçe, halk mücadeleye sahip çıktığını gösteriyor. Yurt köşelerindeki meydanlar, binlerce yurttaş alkışlarıyla çınlıyor. Ulusal Güç Birliği’nin utkusu bu!

Çünkü Silivri yargılama değil, yargısız infazların yapıldığı yer olmuş. Cumhuriyet tarihinin en büyük yasa dışılığının ereği, yaşanan gelişmelerle birlikte, en kör gözlerin bile görebileceği açıklıkla ortaya çıkmıştır.

TBMM’de temsil edilmediği halde, İşçi Partisi’nin yürüttüğü mücadeleyle, ülkemize ve milletimize karşı uygulanan tertip, artık bütün boyutlarıyla gözler önündedir. Yılları aşan tutukluluk, bir yargılama yapılmadığını, tam tersine bir yargısız infazın uygulandığını göstermiştir. Yasalar hiçe sayılarak başlatılan soruşturmalar, var olan yasaların her gün çiğnenmesiyle devam ettirilmiştir.

Her demde gerçekleşen yargı süreci içinde, yöneltilen iddialar tek tek çürütülmüştür. Hatta yasalara aykırı şekilde, bir siyasi partiye ait belgelerin içine, sonradan bir takım sahte belgelerin konulduğu bile kanıtlanmıştır.

Anımsayın: Silivri’deki yargılamanın; tıpkı Habur’da “ayarlanmış hâkim ve savcılarla” yapılan yargılama gibi, özel amaçlı bir yargılama olduğunu bizzat R.T. Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay söylemedi mi?

Demek ki; ortada hukuk kalmamıştır. Türkiye milliyetçilerini hapiste tutan güç; bugün Irak ve Afganistan’da uygulanmakta olan “Amerikan adaletinin” gücüdür. Tertibin sahibi Amerika’dır.

ABD ve Avrupa Birliği’nin yetkilileri bu gerçeği bizzat kendileri defalarca itiraf ettiler. Tertibi yürüten güçler, tertibin düğmesine 5 Kasım 2007’de Bush-Tayyip Erdoğan görüşmesinde basıldığını açıkladılar. Ocak 2008’de Ankara’ya gelen 35 kişilik bir CİA ekibinin operasyonun yürütülmesinde doğrudan görev aldığını, İçişleri Bakanı dahi elan yalanlayamadı.

Çünkü Büyük Ortadoğu Projesi’ne uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini ve sınırlarını yeniden düzenlemeyi kafalarına koyanlar; İşçi Partisi gibi, Türkiye’nin yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girmesini savunan yurtsever devrimciler ile ulusal devletimizin teslim alınamayan en büyük kurumu Türk Ordusunu hedef almışlardır.

Amaç, Türkiye için biricik çıkış yolu olan tam bağımsızlık politikası temelinde, komşularımız başta olmak üzere, Avrasya ülkeleriyle birliği savunan yurtsever devrimci iktidar alternatifini tasfiye etmektir.

Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi Paketi, tertibin asıl ereğini bir kez daha ortaya koymuştur.

Cumhuriyete karşı işlenen suçların odağı olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile saptananlar, hazırladıkları Anayasa değişikliği paketi ile; bir yandan yüksek yargıyı kontrol altına almak, öte yandan orduya yönelik teslim alma operasyonunu yasal bir kılıf altında tamamlamak istemişlerdir.

Bu tertipleri sayesinde “açılım” adı altındaki ihanetler uygulanabilmiştir. Ama hesapları tutmamıştır ve tertip daha o günden çökmüştür.

Her şeyden önce tertibin asıl sahibi olan ABD ile birlikte işbirlikçileri yenilmektedir ve her yerde kaybetmektedir. Son günlerdeki saldırganlıkları ve can havliyle yaptıkları girişimler bundan dolayıdır. Çabaları boşunadır.

Yükselen emekçi halk hareketi ile yurtsever güçlerin birleşen mücadelesi, onları Yüce Divan’a gönderecek; bu çete, işlediği suçların ve cinayetlerinin hesabını, bir gün Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız yargısına verecektir.

Her gün; Bugün yine sağ döndüm diye düşünme, ölüme koşanları düşün. Kaç mezarlık yolumuz oldu, kaç kez kovulduk kapılardan?

Komşun aç yatarken, nasıl çekersin geceyi yorgan gibi üstüne?

Haydi, sen doğ ki, onlar batsın; kalkmazsan ayağa, geç kalacaksın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi