Saime Bircan Sak

Saime Bircan Sak

Görme Engelliler Devlet Tiyatrosunda

Yanlış okumadınız. Görme engelliler ve gönüllü okuyucular bu yıl hazırladıkları oyunu 15 Mayıs 2018 akşamı İzmir Devlet Tiyatrosu Konak sahnesinde oynadılar. 1984 yılında kurulan İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi Görme Engelliler Bölümü 1000 adet kabartma kitap ve 1600 sesli kitapla görmeyenlere büyük bir hizmet sunuyor. 200 kadar gönüllü okuyucu görmeyenlere kitap okuyarak, onları sınavlara hazırlıyor, sosyal etkinliklere katılmalarına, hayatın içinde olmalarına yardımcı oluyor. Bütün bu işleri çalışkan, güler yüzlü, sevecen sosyoloji mezunu  Yasemin Yazar düzenliyor. “Ben de bir işin ucundan tutmak, yararlı bir şeyler yapmak istiyorum” diyenler kendilerini bu sıcak ve sevimli ortamda buluyorlar. Daha önce de söylemiştik, Sanat Engel Tanımaz, diye. Yaşamın olmazsa olmazıdır sanat. Bu yüzden her yıl çeşitli etkinlikler düzenleniyor kütüphanede. Şiir, müzik, söyleşi, gezi, yazarlarla buluşma, sesli sinema ve tiyatro… Geçen yıl Turgut Özakman’ın Töre oyununu sahneleyenler çok mutlu olmuşlar ki yine tiyatro dediler. Bu yıl şanslıydık. İzmir Devlet Tiyatrosu sanatçısı Gerçek Özkök Yağcı bizi çalıştırmaya gönüllü oldu. Atila Alpöge’nin yazdığı Çürük Elma oyununu seçti yönetmenimiz. Oyun çocukluktan başlayıp yaşamın çeşitli alanlarında sürüp giden yanlışlar, yasaklar üzerine bir kara güldürü. Oyun hem Braille alfabesiyle, hem de sesli olarak çoğaltıldı. Kütüphanenin gönüllü öğretmenlerinden Müge Coşkunlar oyunu bölüm bölüm sesli okuyarak Whats App ta bize ulaştırdı. Dinleyerek ezberlememizi kolaylaştırdı. Önce ses, anlatım ve hareket çalışmaları yapıldı. Tekerlemeler ezberlendi. Bütün bunlar çok eğlenceliydi. Görmeyen arkadaşların gidiş gelişlerinde yardımcı olundu. Bir ekip ruhu yaratılmaya çalışıldı. Konaktayken binanın yıkılacağı tehlikesi yüzünden sahnede çalışmamıza izin verilmedi. Biz de sınıfta yaptık okuma provalarımızı. Sonra da kütüphane yeni yerine, Pasaportta bir binaya taşındı. İşler zorlaşmıştı görmeyenler için. Birlikte çözdük bu sorunu da. Zorluk bu kadarla kalmadı. On kişilik ekibi bir araya getirmek pek kolay değildi. Kimi çalışıyordu. Kiminin zorunlu bir işi, sağlık sorunu  çıkıyordu. En kötüsü de oyunun sahnelenmesine bir ay kala bazı oyuncular kişisel zorunluluklar nedeniyle ayrılmak durumunda kaldılar. Kara kara düşünürken Mehmet Karademir imdadımıza yetişti. Siyaset bilimi okumuş bir genç annesiyle birlikte kütüphaneye gelirler “Biz de gönüllü okuyucu olmak, bir şeyler yapmak istiyoruz” derler. Yasemin Yazar da Mehmet’i Gerçek Hanımla tanıştırır. Bizde bir sevinç, bir sevinç… Yaşasın oyun kurtuldu! Hadi bakalım oğlum Mehmet sen ezbere devam et… Oldu bitti mi? Hayır bu kez de başka bir oyuncumuzun sorunu çıkar. Son bir haftamız. Biz yine ah vah ne olacak halimiz derken daha önce sahne deneyimi olan Karayağız bir delikanlı umudumuz olur. Denizcan Önder İzmir Ekonomi Üniversitesi Gastronomi Bölümü mezunu. Kısa sürede ezberleyip başarıyla oynar. Biz de rahat bir nefes alırız. Provalar sırasında çok eğlendik. Bunda Muhsin Soyuöz’ün rolü büyük. Hem zeki, hem şakacı, hem de disiplinli. Sahnede çok iyiydi. Çeşitli tipleri canlandırırken büyük beğeni topladı. Zübeyde Kalaycıoğlu geçen yıldan deneyimli. Töre oyununun belkemiğiydi. Bu oyunda da çok başarılıydı. Çocuk, amca ve eş rollerine hayat verdi. Gelelim Emine Kamçı’ya… Ekibin en hareketli üyesine. O da deneyimli ve yetenekli. Aynı zamanda yazar. Çok çalıştı ve sonunda alkışları topladı. Sakin, sessiz ve zarif arkadaşımız Leman Erkan’ın ilk sahne deneyimiydi. Doğal olarak çok heyecanlıydı. Sahne heyecanı ve ekibin coşkusu onu da sardı. Sahneye çok yakıştı Leman Erkan. Yeni oyunlarda da görev almak isteyeceğini umuyoruz. Neşeli ve hayat dolu Aysun Alkan sahnedeki ışığıyla izleyenleri şaşırttı. Kimse onun görmediğine inanmamış. O kadar güzel bakıyor ve gülümsüyor ki… Çok azimli. Günce yazıyor. Belki yakında kitaplaşır… Barış Ercan adı gibi kendisiyle ve çevresiyle barışık. Hep gülümsüyor. Menemen’de bir okulda çalışıyor. Oradan çalışmalara gelmek, izin almak hiç kolay değil. Yine de başarıyla oynuyor oyununu. Önce okuldan kaçan bir öğrenci, sonra dede oluyor. Oyundaki kucaklaşmamızı hiç unutmayacağım. Yönetmenimiz Gerçek Özkök Yağcı çok anlayışlı, sabırlı, içten ve sevecen bir insan. Yorulmadan, yılmadan, usanmadan yineliyor yapmamız gerekeni. Çalışmadan çıkıp koşarak oyuna gidiyor bazen. Biz de izledik hocamızın Saat Onda Sevgilim oyununu. Çok başarılıydı. Onun yokluğunda Müge Coşkunlar alıyor yerini. Bazen Sadık Yağcı da katılıyor provalara. Onun Yanık oyunundaki başarısı hep gözümün önünde. Büyük gün gelip çatınca heyecan dorukta. Hiç birimizin gözüne uyku girmiyor. Hele ben öyle mutluyum ki… Yıllarca güzel oyunlar, değerli sanatçılar izlediğim Devlet Tiyatrosunda sahneye çıkacağım. Bundan daha büyük mutluluk olur mu? Oyun başarıyla oynandı. Yüzler gülüyor. Teşekkürler emeği geçen herkese. Tüm ekibe. Teşekkürler İzmir İl Halk Kütüphanesi Müdürü Veli Caner’e. İzlemeye gelenlere… Alkışlar diner, ışıklar söner, çiçekler solar.  Geriye anılar, dostluklar ve yürek dolusu sevgi kalır. Gelin siz de katılın. Çoğalalım. Yaşamı anlamlı, güzel kılalım.  Yaşasın Tiyatro, Yaşasın Sanat.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saime Bircan Sak Arşivi