Halil Şahin

Halil Şahin

YÜREKLERE KORKU SALANLAR

Kafa karıştırıcılar; her zaman olduğu gibi fırsat buldukça, internet yoluyla çarpıtmalarını sürdürüyorlar. Türkiye’nin en üst düzey bürokratları, politikacıları ve bir kısım milliyetçi-ulusalcı kesimlerini suçlamalarla halkın gözünden düşürmeğe ve tabansız kalmalarına çalışıyorlar. “irtica ve bölücülük vardır” şeklindeki düşünce ve saptamaları eleştirerek sitem edenler, her ne hikmetse bazen de AB’ye karşı olduklarını söylüyorlar. Bunda bir gariplik yok mu? Mehmet Altan’ın deyişi olan “bizi böyle bir tehlikeden kurtaracak temel hak ve özgürlükleri tavizsiz uygulayan can simidinin AB olması gerekmez mi?” sorgulamasıyla da kendi çelişkilerini ortaya koyuyorlar. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.  Ama şu çarpıtmaya bir bakın: Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren ‘Ülke ve rejim Komünizm tehdidi altındadır’ diyen emperyalist zurnacıları, Sovyetlerin dağılması ile birlikte bu defa her gün küreselcilerin zokası olan ‘ülkemiz irtica ve bölücülük tehdidi altındadır’ nakaratını terennüm etmeye başladılar. Katılmanız mümkün mü? “Seksen üç yıldır korku üzerinde kurulmuş bir cumhuriyetimiz vardır. Bir ülkenin yönetim şeklinin adı cumhuriyet olmasıyla hiçbir şey değişmeyebilir. İngiltere sembolik de olsa krallıkla yönetilmektedir, ne olmuş yani? Adı Cumhuriyet olan birçok ülkeden ekonomik ve sosyal olarak çok ilerisindedir. İran İslam Cumhuriyet’inde hala recm gibi çok katı İslami kurallar uygulanmaktadır. Türkiye’de ise hala göstermelik bir demokrasiden öteye bir adım ileri gidilmemiştir. Çünkü temellerini ırkçı veya dinci kurullara göre oluşturmuş düzenlerin isminin cumhuriyet olmasının hiçbir değeri yoktur.” Derken, kendileri hangi korkuyu salıyorlar? Türkiye Cumhuriyeti demokrasisinde eksiklikler olabilir, ama İslami esaslara dayandığı savı gülünç değil mi? Eleştiri değil ama saldırı kokan ve 301. maddenin uygulanabileceği bir alan. Bu kadar cüretkârlık olamaz. İşte Fransa ve AB, bu adamları korumak için TCK’nın 301.maddesini kaldırın veya değiştirin diye zorlamalarını sürdürüyor. Şu sözlere bir bakınız, iktidar partisiyle ne denli özdeşleşiyorlar: “Peki, ülkemizde gerçekten irtica ve bölünme tehdidi yok mu? Elbette var. Ancak, bu öyle devleti ve rejimi tehdit edecek nitelikte ve güçte değildir. Aslında, bu durum istihbarat kurumları ile Ordu tarafından çok iyi bilinmektedir.” “Eğer irtica tehdidi varsa, zaten Devlet Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruluşu başına musallat etmiştir. İrticaının en alasını buradan aramak gerekir. İşin ilginç tarafı ise, irtica vardır diye bağıranların Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun Devlet içinde yer almasını isteyenlerdir.” Siz bu sözlere gülmez misiniz? Beyler, beyler! Algı operasyonlarıyla bu insanlar aldatılmaktan, kafalarının karıştırılmasından bıktı, usandı. Artık zihinlerinin bulandırılarak korkular yaşatılmasını istemiyor. Kısacası, artık sizi  devlet yönetiminde sizi görmek istemiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi