Halil Şahin
KARŞITI GÖRÜNEREK DARBE YAPTILAR
Yayınlanma:
Özellikle şu geçen on beş yıl ‘Darbe’ sözcüğüyle beyinleri yıkadılar. Kendilerine karşı olan her kesi darbecilikle suçladılar.
Türkiye’de kimin, kimin vesayeti altında girdiğine açıklık getirmek gerekirse; Cemil Çiçek, hükümetin içine düşmüş olduğu çaresizliği, Fetullahçı cemaati kastederek açık açık itiraf etti.
Çiçek; “Fethullah Hoca istihbarat işlerine meraklıdır. Ama Onun merakı yüzünden olan bize oluyor. Her işin arkasında Gülen parmağı var” dedi.
Ayrıca cemaatçi savcı ve polislerin varlığından bahsetti.
Bunun üzerine, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na 20 Nisan 2007 tarihinde Başbakan ve Bakanlar Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunanlar bile oldu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, 12 Haziran 2007 tarihinde;
“Hükümetin Tarikatlardan görüş alması demokrasinin sonuçlarından birisidir” diyerek kanaat kullandı!
Oysa Cemil Çiçek; adı geçen cemaatin Yürütme, Yasama ve Yargı’ya müdahale ettiğini, Hükümetinin ise çaresiz kaldığını açıklıyordu.
Şu olayda: Dava yönünden hiçbir kozmik odaya girmeksizin her türlü hukuki delil mevcut” değil mi?
Olmayan darbelerle değil, olmuş bir Sivil Darbe ile inleyen Türk Ulusunu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurtarmak yine yargı erkini kullanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görevleri arasında” değil mi?
“Vesayet, vesayet ve askeri vesayet!” diye bağıranlar var ya, n’olur onlara bir kez bakın: Hepsi de bir fabrika ürünü tapon mallar değil mi?
Hepsi de bir cemaat ya da onun şemsiyesi altında toplanmış, etnik hasalık tablosu kalıntılarını yaşayan asalaklar gibi, hedef şaşırtıyorlar!
Her ne ad altında olursa olsun, var olduğunu ileri sürdükleri her düzmece darbe sürecinde de vesayet aldatmacası olduğu davalar görüldükçe ortaya çıkıyor.
Adres kendileridir. Ama çeşitli defalar askerleri kullanan güç, bu kez aynı yöntemlerle darbeyi sivillere yaptırmıştır.
Gördünüz: “Darbe yapacaklardı!” çığlıkları arasında, darbe yaptılar.
Şimdi sormak gerek: Bu ülkede darbe yapmak, Anayasal düzeni yıkmak suç ise yaşaya geldiğiniz o suçlar cezasız kalacak mı?
Elbette kalmaz ve bir gün hesap sorulur…
Bu bağlamda; düzmece tertiplerinin kontra bir operasyon olduğunu anladığınız zaman, karışık gibi gözüken bu sürecin yanıtlarını bulmak çok kolaylaştı değil mi?
Şimdilerde; düzenledikleri Anayasa değişikliklerini oylamaya giderken, “vesayet altında darbe yapmaya kalkıştıklarını” daha iyi görüyorsunuz…
Şu dizelerimle sorguluyorsunuz olagelenleri, biliyorum:
Gece aydınlık/ Aydınlık olmuş bu gece/ Neden gün aydınlık değil?/ Karakolda ayna var dediler/ Belki de ondandır.
Ama bakın, Dünya dönüyor. Belki bir gün dünyanız ters de dönebilir ve çekilirsiniz köşenize, bu kez şu dizelerimi mırıldanırsınız:
Her sabah yeni bir yaşam/ Her sabah
Yaşamıma bir başlangıçtır/ Benim dünyamda.
Her sabah bin bir umut/ Her sabah bir problem/ Vardır benim usumda.
Dünya denilen nedir ki?
Bir hayal, bir hayat!/ İşte yeni bir dünya sana.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.