Halil Şahin
HEGEMONYA ARAÇLARINDAN BİRİ
İMF (Internatoinal Monatery Fund-Uluslar arası Para Fonu) dünyada 150’yi aşkın ülkenin üye olduğu, emperyalist dünya zincirinin halkalarından, Dünya emperyalist hegemonyasının önemli ayaklarından, Yeni Dünya Düzeni denilen Küreselleşmeciliğin belirleyici boyutlarından biridir. Türkiye 1958 yılından bu yana İMF ile ilişki içindedir. Şimdiye değin 20’yi aşkın borç ve stand-by ilişkisine girmiştir. Türkiye her defasında daha da kötüleşen bir ekonomik süreç yaşamıştır. 49 yıldır Türkiye ekonomisinin iyiye gittiği görülmemiştir. Bu emperyalist para örgütü, borç para vererek uygulatmak zorunda bıraktığı ekonomik programla, bugüne dek dünyada düze çıkmış bir ülke yok. İMF nin ekonomik sömürü programı, her yerde başarısızlığa uğramış uğursuz yöntemlerdir. 1960’lardan bu yana İMF reçeteleriyle ekonomilerini düzeltmeye çalışan 89 ülkeden hiçbiri de sorunlarını çözemediler. Tam tersi, çoğu ülke daha da olumsuz koşullar yaşamış. Endonezya’da halk kitleleri isyan etti. Kolombiya’da işsizlik patladı. Arjantin ekonomisi çöküşe gitti. Uruguay ekonomisi büyüklüğünün yarısını yitirdi. Ürdün halkı ayağa kalktı, ayaklandı. Meksika’da 10 binlerce işyeri iflas ederek kepenk indirdi. Somali tarımı çöktü. Rusya milli geliri üçte bir oranında azaldı ve Rus halkı varlığının ve zenginliklerinin üçte birini kaybetti. Türkiye 2001 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadı; gecede faizler yüzde 7–8 binlere fırladı; dünya sıralamasında 17’den 22’lere düştü. Daha da acısı; Türkiye, dünyada İMF’ye borcu olan 5 ülkeden biri haline getirildi. IMF’ye olan borcumuzu bitirdik diyenler, bir başka hinlikle, ülkeyi daha da kat ve kat borçlandırdı. Türkiye’de kriz koşulları yoktur dedikleri halde, İMF reçeteleriyle çok daha ağır faturalara mahkûm ediliyor. Ekonomi sıcak para serumuyla yaşatılabilmektedir. Ülkeye her sıcak para gelişinde seçimlere gidiliyor ve har vurup harman savuranlar tekrar iktidar oluyor. Cari açık rekorlara koşuyor. Ekonomik büyüme iyice yavaşlamış, durma noktasına gelmiş olmasına karşın, yalan beyanlarla, ikide bir değiştirilen hesaplama ölçütleriyle, Yunanistan örneği sahta kalkınma görüntüsü yansıtılarak halk ve piyasalar aldatılıyor. Artık, yaldızlanıp süslenen ekonomi paketleri de hükümeti kurtaramayacaktır. Oysa Hükümet, İMF politikalarının uygulanmasının bir sonucu olan bugünkü toplumsal-ekonomik koşulların düzeltilmesi için çaba gösterdiğini gönenerek sunuyor. Durmak yok, yola devam! Özelleştirme adı altında soyguna devam! Sosyal Güvenlik Yasasında yeniden düzenleme adı altında emeğin daha da sömürülmesine devam! Halka ucuz yedireceğiz diyerek, gümrüksüz tarımsal ürünlerin ithalatıyla, ülke çiftçisini yok etmeye devam! İnsan hakları adı altında anayasal düzeni ve ülke ile ulus bütünlüğünü bozarak sömürülen ülkenin hilkat garibelerini yaratmaya devam! Ulusun fiziksel ve kültürel genleriyle oynayarak ümmetleştirme işlemlerine devam! AB’D stratejik ortaklığı adı altında esaret zincirinin son halkasını tamamlamaya devam! Eee Syrus boşuna dememiş: “Başkalarını hep bağışla; kendini hiç bağışlama”.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.