Hakkı Saygı
Hafız Yemini Efendi (III)
Yayınlanma:
RUMELİ VE TÜRK ALP ERENLERİ
Hafız Yemini Efendi (III)
Alevi-Bektaşilerce “Yedi Ulu Ozanlar” arasında anılan Hafız-ı Kelam Yemini’nin gerçek adı Fazıl oğlu Mehmet Yemini’dir. Mehmet Yemini Efendi, Varna’nın kuzeyinde Batova da görkemli bir dergâhı bulunan Akyazılı Baba Sultan’ın ardalarındandır. Yemini Efendi, tasavvuf ehli ve Hz. Ali aşıklarından ulu bir ozandır.
15. yüzyılın son çeyreği ile 16. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı sanılan Hafız Yemini’nin 1519 yılında manzum olarak kaleme aldığı “Faziletname” adlı bir eseri bulunmaktadır. Yemini, bu eserinde Hz. Ali’nin kerametlerinden, cenklerinden methiye olarak bahsetmektedir. Doğum ve Hakk’a yürüdüğü tarihler kesin olarak bilinmemekle birlikte, Demir Baba’nın Babası Hacı Ali Dede’nin düğünündeki davetliler arasında Hafız Yemini Efendi’nin de adı geçmektedir. (1)
Demir Baba Velayetnamesi’nde Yemini’nin adı; ”Hafız Kelam Yemini” olarak geçer. Buradan da onun Kuranıkerim’i ezbere okuduğu anlaşılmaktadır. Yemini, Faziletname adlı eserinde Otman Baba ile İbrahim Sani (Akyazılı Baba Sultan) hakkında da bilgi vermektedir. Yaşantısı hakkında o çağlarda yazılmış tezkirelerde yeterli bilgi verilmemektedir. Asıl adının Mehmet olduğu ve Akyazılı İbrahim Dede Zaviyesi’nde hizmet ettiği ve burada iken yazdığı şiirlerinde “Yemini” mahlasını kullandığı söylenir. Yemini’nin şiirleri genellikle hece ölçüsü ile yazılmış olmakla birlikte bazı şiirlerinde aruz ölçüsünü de hatasız ve ustaca kullandığı görülür. Şiirlerinin toplu olarak bulunduğu bir divanı şimdiye kadar ele geçmemiştir.
Gerdiş-i carh-ı felek seyran-ı aşk
Cümle eşya tabi-i Ferman-ı aşk
Ayn-ü şin kaf-ı Hak vechindedir (2)
Hüsnünü gören olur kurban-ı aşk
Şiirlerinde aşkın niteliklerini, etkinliğini, özelliğini dile getirirken Yunus Emre’nin anlayışına, düşüncelerine katılır. Arınmanın, ölümsüzlüğün ve olgunlaşmanın yolu saydığı aşk ile Tanrı’ya ulaşacağına içten inanır. Şiirlerinde söz edildiği gibi eski yazıda aşk (ayn-şin-kaf) harfleriyle yazılır. Divan geleneğine bağlıdır.
“Limaallah’ın makamı vech-i Fazlullah imiş
Limenil mülk’ün lisanı nutk-i Fazlullah imiş” dizelerinden, şiirlerinde Fazullah Hurufi’nin izini sürdüğü, onun görüş ve düşüncelerinden esinlendiği anlaşılmaktadır. (3)
Şiirlerinden bir örnek..
Lam eliften arşa pervaz eyledim
Kaf u nun’dan başıma taç eyledim
Kuvvet u savt ü kelam nutku ruh
Cümlesini hüsne muhtaç eyledim
Nüh felek burcunda kurdum hameyi
La mekân yurdunu taraç eyledim
Suret -ı şabin katat görmek için
Perde püşi ne miraç eyledim
Beyt-i mamur içre mesken tutalı
Ey Yemin’i günde bir hac eyledim
Aşağıdaki fotoğraflar, Akyazılı Sultan Dergahı’nın son restore edilmiş halini gösteriyor. Resim ve resimdekiler, Sayın Mahmut Aydın Baba….
Akyazılı Sultan ve Demir Baba ile devam edecek…
Hakkı SAYGI
_____________________________
1) Hacı Ali Dede’nin düğünü 1529 yılında yapılmıştır./ Hakkı Saygı, Demir Baba Velayetnamesi, Saygı Yayınları, s. 7, 1997- İstanbul
2) Eski yazıda aşk “ayn-şin-kaf” harfleriyle yazılır.
3) İsmail Özmen, Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi, Cilt 2. S.43.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.