Gün Gelir,
Beklendiği gibi özlenen ‘o gün’ gelir;
Özlenen o ten yakar benliğini, sevdan çığlık olup karışır gecenin karanlığına…
Yüreğinin sesini duyarsın sessiz sessiz nefes alırken;
Başını yaslarsın o sıcak omuzuna
Hep böyle bir
‘düş’ kurar sevdiğine hasret olan sevgili…
Yıllar geçer, gözünde bir gölge gibi durur anılar!!!
Yaşanmış bir bahar gibi esip durur başımızda!!!
Bizden uzak olsa da bir köşe başında olur kokusu…
Aklımızda olmasa da yüreğimizde kalır sıcaklığı;
Unutmaya çalışırken bile neden unutmak istediğimizi anlamaz.
Kimi zaman vazgeçeriz geçmişi sorgulamaktan…
Herşeyin ilacı zaman deyip zamana bırakırız bazen;
Ama ne zaman siler benliğimizdeki duyguları, yaşanmışlığı,
Nede gücü yeter…
Böyle mısralarla gelip gidiyor hayat denen imge;
Bazen güldürüp bazen ağlatıyor, bazen koşturup yoruyor bazen düşündürüyor…
Kimseye anlatamazsın içindeki ince sızıyı;
Duyuramazsın yıllara…
O alıp gitmiştir senden alacağını; belki önce umutlarını, yarınlarını;
Sonrada var olan sabrını…. Sona her zaman nokta koymamız gereken kısa bir cümle oldu dilimizde…!
Yıllar hesapsız geçer
Ne aldığını geri verir ne de verdiklerini tattırır…
Gelip geçen zamana dair acı bir tat var dilimde;
Kocaman bir umut saklıydı içimde…
Gün dediğin böyle akıyor,
Ansızın iki dizede buluyorum kendimi;
Bir ezgide hissediyorum unuttuğum günleri
Ne anlatabildim dünü, ne hayalini kurabiliyorum yarınımın…
Böyle düşünmekle gelip geçiyor günlerim.
Bazen takılıp kalır insan bir yere
Hep orada kalır yorulmadan bıkmadan
Hayata inat yaşamaya çalışır;
Yaşayabildiği kadarını…
İşte bende takıldığım o yerde, yorulmadan kaldığım noktada
Yaşama alışmadığım bir hayatı yaşıyorum….
26.01.2008
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.