Türkiye’yi,
Türk Ulusu’nu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni işgal ve ortadan kaldırmak için
heveslenenlere karşı, yeniden milli mücadele süreci başlamıştır.
Kendilerine
“Ilımlı İslam” adını vererek örgütlenerek saldırıya geçen küreselci şer güçlere
karşın, Türk Ulusu ise “Güç Birliği” adıyla cephe kurmuş durumda!
Mareşal
Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o
satıh bütün vatandır” diyordu. Küreselciler tüm olanaklarıyla saldırırken,
karşı savunma mücadele içinde olanlar da savaşa akılcılığı bilimle birlikte
kullanarak katılacaklardır.
Her
yanımızı sarmışlar, o halde işe örgütlenerek ve düşmanın finans kaynaklarını
keserek işe başlamalısınız. Örgütlü olmanın ilk basamağı; bireysellikten
sıyrılarak, stratejik davranmaktır.
AB’D
saldırıları, küresel saldırının öncü güçleridir. Onlarla işbirliği içinde
olanlar ve hatta eş başkanlık yaparak, ülkede üslenen saldırı merkezlerini yönlendirenler
ortada değil mi?
Ülkede
çöreklenen sömürü hortumlarını keserek kendi burjuvalarını yaratmak ereğiyle
yepyeni yönlere künk borular döşeyenler, Dünya’nın ilk bin zenginleri
listesine, “8 yılda 36 yeni Trilyoner” yaramakla gönenmiyorlar mı?
8
yılda yeni 8 trilyoner yaratılırken, şu güzelim ülkede 8 Milyon insanı daha
fakirleştirmediler mi?
O
halde şeriatçılara finans sağlayan ve onları besleyen firmalara ambargo
koymalısınız.
Bunun
için de en evvel onları tanımalı ve bundan böyle onlarla ilişkilerinizi
dondurmalısınız.
Onlar,
sizleri iliklerinize değin sömürüyorlar ve kazandıkları sizlere kurşun olarak
dönüyor ise siz ne güne duruyorsunuz?
Siz
de onlara ambargo koymalısınız, değil mi?
Unutmayın:
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır”.
Uluslar
arası ticaret yapanlar bu işte kendilerini soyutlayamazlar. Onlar da Türk ve
Türkiye düşmanlığını körükleyen, destek olan şirketlerle asla alışveriş
yapmamalıdır. Bunlardan borç alınmamalı ve ayakta kalmalarına destek olan yardımlar
yapılmamalıdır. Ülkeye sıcak para gelecek diye, yurt kaynaklarını peşkeş çeken
antlaşmalara girmemelidirler. Hükümetler böylesi antlaşmaları önlemelidirler.
Belediyeler, beldelerine ekonomik canlılık kazandıracağı tantanalarıyla, tam
bağımsızlığımıza göz koyanlara ayrıcalıklar tanımamalıdırlar.
Unutmayın:
Sizin bağımlılığınız, ülkenin de esaretini getirecektir. Bu
gün birilerine bu dünya cehennem gibiyse, şimdiye değin yapılan hataların
sonucudur. Bu hatalar cezasız ve telafisiz kalırsa, öylesi insanlar için cennet
rüyadan ibaret olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.