Amerikalı eski bir istihbaratçı, İran’daki “örtülü savaş” henüz çocukluk döneminde diyor. Kalleşçe, savaşın adını ne güzel de kibarlaştırmışlar ya da kabul edilebilir hale indirgemişler! Yugoslavya’da, Libya’da, Irak’ta ve Suriye gibi ülkelerde bu filmin tekrarlarını gördünüz. Bir başka ülkenin içine giriyorsun, işbirlikçiler devşiriyorsun, arkasından örtülü operasyonlar ve faaliyetler yürütüyorsun. Sonrada yozlaştırma politikalarıyla kafaları karıştırıyorsun... Örtülü operasyon ne demektir? Biraz düşünürseniz “Katletmeler, cinayetler ile suikastların “operasyon” ifadesinin içine sokulmuş ve bilimsel bir elbise giydirilmiş hali” olduğunu algılayacaksınız. ABD halkına, hatta Dünya halklarına, “Biz adam öldürmüyoruz, operasyon yapıyoruz.” diyorlar. Bu duruma karşı olanlara karşı yaptıkları savaşa da “terörle savaş” diyorlar. İsrail İran’a örtülü savaş açtı. “Atlar tepişir, arada eşekler ezilir” özdeyişinde olduğu gibi, bu savaşın ilk kurbanları da, İran’daki nükleer santralın personeli oldu. Şimdi şu cümleleri arka arkaya koyalım: Önceki CIA Başkanı diyor ki; “İran’da CIA, MOSAD ve Avrupa ülkelerinin gizli servis birimleri mükemmel işbirliği halindedir.” Bir başka CIA görevlisi, The Daily Telegram Gazetesi’nde şu açıklamayı yapıyor: “Savaş riski yerine bu tür geciktirme operasyonları işe yarar.” ABD Hükümetine özel istihbarat hizmetleri veren (CIA yetmemiş galiba) şirketin başkanı Reva Balla; stratejilerinin, kilit elemanlar üzerine olduğunu ifade ederken, ABD bunlar ile yetinmedi ki, bir özel şirket daha kiraladı. Bu şirketin görevinin; İran’a gizli imalat hatası olan donanımların girmesini temin etmek olduğu anlaşılıyor. Oysa bu teçhizatlar her türlü kalite belgesine sahipler. Söz konusu donanım malzemeleri bir takım borular, vanalar v.s. Asıl görev; İran’ın dışarıdan ithal ettiği “iki maksatlı” teçhizatları, metalleri, vanaları engellemek. Ne güzel uluslar arası hukuk değil mi? Elbette, bir de bunun demokrasi sosu var. Onu da unutmayalım: Hava saldırısı yapmadan Nükleer Santrali işlemez hale getirmek. MOSAD, bu durumu Haaretz Gazetesi’nde övünerek yazıyor. İran’da cami bombalamalarının ardında Batı gizli servislerinin olduğu ortada... Şimdi usuma ister istemez; bir zamanlar ABD’den aldığımız uçak, helikopter ve silah teçhizatlarının elektronik yazılımlarında çalışan mühendislerimizin birer ikişer intihar etmesi ya da trafik kazası geçirmesi, sonra da insansız uzay araçları için İsrail’e avuç açmamız geliyor! MOSAD, gazla zehirlemede uzmanlık kazanmış. İran’ın en üst düzey nükleer güç uzmanı Ardeshire Hassanpour evinde gaz zehirlenmesinden ölü bulundu. ABD, Irak’taki örtülü savaşın nimetlerinden çok yararlandı: BOP uyarınca ülkeyi üçe bölmeyi başardı. Şimdilerde, öz kaynaklarını sömürmekle meşgul değil mi? Suriye’de yapılmakta olanları çıplak gözle izleyebiliyorsunuz. Operasyonlara örtülü diyorlar, ama savaş çok açık. Ah bir de ülkemizde olan bitene akıl erdirebilsek!