Halil Şahin
YARGI KENDİNİ KORUMALI
Bir düzmece senaryonun iflas edişini beraberce izledik. Olay ortada: Erzincan’da Valilikte düzenlenen güvenlik toplantılarında, İsmail Ağa Cemaati mensuplarının faaliyetlerinin arttığı ve küçük çocukları evlerinden toplayarak yasadışı dini eğitim verdikleri, yine yasadışı yardım ve bağış topladıklarının tespit edilmesi üzerine; Başsavcı, 2007 Aralık ayında cemaat hakkında soruşturma başlatmıştı. Ortada İsmailağa cemaati hakkındaki karar ile Arama kararını veren Erzurum 2. Ağır Ceza Hâkimi İsmail Şahin’nin bu arama konusunda iki farklı kararı vardı. Kararlardan birisinde, arama yapılacak kişilerin ismi ve arama yapılacak adreslerinin bulunmaması, diğerinde ise Üsteğmen ile Astsubayın ismi ve adreslerinin yazılı olması. Her iki kararda şüphelilerin evleri ve araçlarına arama yapılması belirtildiği halde, İl Jandarma Alayındaki İstihbarat Şubesinde de arama yapılması, fakat hangi suç nedeniyle arama yapılacağının belirtilmemesi dikkat çekici. Bu noktalardan hareketle her iki arama kararında da yasaya uygun olmayan haller görülüyor. Özel Yetkili Savcının itirazları dikkate almadan, keyfi şekilde arama ve gözaltı işlemlerini tamamlaması da çok ilginç bulunmaktadır. İki gün sonrasın da Şube Başkanı Binbaşıyı gözaltına aldırması, Üç Jandarma İstihbaratçısını tutuklatması, 4 Aralık günü 25-30 polisle Erzincan MİT Bölge Müdürlüğünü kuşatarak binada arama yaptırarak Bölge Müdürü ile iki yardımcısını gözaltına aldırması, hukuksuzluğun daniskası olarak sergileniyor. Erzincan’da, İsmail Ağa Cemaati ile ilgili başlayan soruşturma, bazı politikacılarla işadamlarını ve Fethullah Gülen cemaatini kapsayarak, 20 İl’e yayılmıştır. Bu 20 İl’de operasyon yapma hazırlığındayken, dosya uyduruk ve maksatlı bir dilekçe bahane edilerek karışıklık yaratılmıştır. Yasalar çiğnenerek yapılan arama ve gözaltılar, tutuklamalar ile Erzincan Başsavcısı hakkında 26 yıl hapis istemi ile dava açılması, cemaat soruşturmasına misilleme olarak yargıya baskı, yıldırma ve cemaatlere dokunanları cezalandırma ereğini güttüğü açıktır. Dün hâkimler savcılar üzerinden yapılan, bir başka zamanda da yargı üzerinden oynanan oyunları, Barolar üzerinden oynanmak istendiği görülmüştür. O halde yargı kendini korumalıdır. Çünkü Anayasa ve yasalar açıkça çiğnenmektedir. Hâkim teminatı, bağımsız yargı ve savunma, ayaklar altına alınmaktadır. Türkiye’de, yasaların hiçbir hükmü kalmamıştır. Osman Şanal örneği Özel Yetkili Savcılar, Yargıtay Ceza Daireleri’nin yetkilerini gasp etmektedir Olagelen tüm bu senaryoların, ne yazık ki, siyasi iktidarın gözetiminde gerçekleştirildiği izlenimi vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.