(Aşağıdaki güzel yazıyı Sayın MUAMMER GÜRBÜZ yazmış, rica, ettim yayınlamak için. İzin verdi sağolsun. Başlığı ben koydum.)
TARİH PARAZİTLERİ AFFETMEZ
Diyojen mülkiyete karşı çıkıp fikirleri için sokaklarda yaşarken, yoldan geçen çoğunluk onu anlamaya çalışmayı değil, acımaya lâyık gördü. Oysa tek kişinin Diyojen'i anlaması (iyi ki) günümüzde Diyojen'in idelerini derinleştirerek insanlığa sundu. Kierkegaard ilk kitaplarını yazdığında 8 kişi okudu. Edgar Allen Poe kitaplarını yazarken sürünerek öldü. Mark Twain borç batağında can verdi. Ama eserler ortada. Bir çocuk dağ köyünde "Ben yazar olacağım, ben fikir insanı olacağım, ben sanatçı olacağım, ben bilim insanı olacağım" hayâlini kuramıyorsa, izin verilmiyorsa bu, onun elinden bu hayâl alınıyorsa; baki olanı dert etmediğindendir bu çağın ve bu çağ çıbanlarının. Lâkin kalıcı olanı yazmaktır velhasıl aslolan. Çok satmak değil, üretmektir, fikir arkeoloğu olmaktır dert. 100 yıl sonra intihal kurgular devşirenler, onun bunun kopyalarıyla bir yerlere gelenler, yarım yamalak aklıyla bir yerlere çökenler değil, eli ayağı düzgün metinler, fikirler, dizeler, tezler, anti tezler yaşayacak. İster raflarda tozlansın, ister evde paslansın, isterse satmasın; sanat sanat için, ilim ilim için ürettikçe nefes almaya devam edecek. Tarih parazitleri affetmez dostlarım. Kendi halinde tefekküre bulunmaktır bir bakıma müteffekkirliğe açılan yol. Bırakın çok satsınlar, bırakın bir eli yağda biri eli balda yaşasınlar, bırakın üç kuruşluk tipitipleri pohpohlasınlar, sanat yoksa, ilim yoksa, üretim yoksa anca günü kurtarır. Fikir yoksa ebediyen kaybolur. Bir poşet de yeryüzünde 500 yıl kaybolmaz, lâkin 3000 yıl ayakta kalan bir yeraltı şehrine imrenerek bakılır.
#MuammerGündüz
#FildişiKuledenSohbetler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.