Cemaatin İngilizce eğitim yaptığı okulları arasında “Türkçe Olimpiyat” düzenlemek, katakulli işlere giriğini yazıp çizdiğimizde herkes karşı çıkıyordu. Oysa şeytan ayrıntılarda gizliydi. Öğrencilerin anadili sanki İngilizce imiş gibi bu dille eğitim yapılacak, sonra birkaç saatlik seçmeli derse girenler ve özel olarak yetiştirilenlerle “Olimpiyat” düzenlenirken, bu oyun kimlere sahneleniyordu? Elbette, Türkiye’ye. Niçin? Şu Ecevit’in kemikleri sızlaya. Okullar güya MEB’e bağlı ve merkezleri sanki Türkiye! Millete diyorlar ki: “Türk Kültürünü Dünya’ya taşıyoruz.” İngilizce ile mi? İşin hüzün dolu güldürü yanı da zaten o. İngilizce eğitim yapıp, Türkçe olimpiyat düzenlemek şeytanın bile aklına gelmez! Ne zaman cemaatin bir etkinliği yapılsa, gazeteci ve besleme yağdanlıkları oralara götürürler. Onlarda satır aralarından yağ sızdırarak, ne denli harika ve gurur duydukları bir sahne seyrettiklerini yazarlardı. Anımsayacaksınız: Irak ve Türkiye’deki işbirlikçilerin katılımı ile yapılan, ABD projelerini kabul platformunu da anlata anlata bitirememiştiler. Anlaşılan, yemlendikçe bu görevlerini daha da bir coşkuyla sürdürüyorlar. ABD; İslâm coğrafyasını kafasına göre kesip biçiyor, ama ne hikmetse Gülen’e sahip çıkıyor görünüyor. Birlikte çalışıyorlar. Neden acaba? O okullara girdiğinizde iki şey hiç değişmiyor: Biri o ülkenin bayrağının yanında bir Türk bayrağı, diğeri de resmi diller yanında Türkçenin seçmeli ders olarak okutulması...” ( Mahmut Övür- Sabah – 3.3. 2009) Oysa resmi dil, İngilizce oluyor. Şimdi düşünün bakalım: Bu okullarda okuyan öğrencilerin hepsinin İngilizce eğitim görmesi ile İngiliz kültürüne mi hizmet edilir, yoksa bazı öğrencilerin haftada iki saat seçmeli Türkçe dersi alması ile Türkçeye mi? Bunların ki, hepten katakulli… Amerika’ya Türkçe olimpiyatı izlemeye götürülenler, kırk kapıdan geçerek cemaatin liderine ulaşıyormuş. Hakkında çıkarılan çeşitli söylentilere rağmen, kanlı canlı Fetullah ile oturup kahvaltı ederek, kendisine gündemi sorup akıl ve talimat alıyorlarmış. Saçı sakalı ağarmış, bir ayağı çukurda Fetullah Gülen, Amerika’nın kanlı Irak işgali hakkında bakın ne diyor: “Bölgede gerginlik var. Bir otorite boşluğu var. ABD o boşluğu oluşturdu. En sorunsuz zamanları Osmanlı dönemi olmuş. Dileriz yeni Osmanlı ruhu olur oralarda. Neoconlara karşı Neo Osmanlılar ...” ( M. Övür 0 Sabah- Gülen Ne Zaman Dönecek?) Neocanlara karşı değil, Neocanların emrinde bir “Neo Osmanlılar” yarattınız efendi! Yani; BOP eş başkanlığına kaldığı yerden devam: Osmanlı’nın mirasının ABD lehine bölgede kullanılması, çeşitli adlar alan cemaatlerle bu işlerde kolaylaştırıcı göreve soyunulması elan sürdürülüyor. Var mı başka izahı? Kısacası: Cumhuriyet ve Millet İttifakı adlarıyla ortaya çıkarılıp karikatürize edilerek güruhlaştırılmış bir Türk halkı, cemaat okulları ve yurtları, kültür merkezleri, dernek ve vakıfları ile Dünya’nın dört bin yanında ABD ve İngiltere’ye dost, işbirlikçi barış çocukları yetiştirmeye devam ediyorlar, değil mi?