Halil Şahin
SÖYLEDİKLERİNİ UNUTMA
Siyaset insanı yamultuyor ve şizofrenik unutkan yapıyor. Muhalefetteyken söylenenler iktidar olunduğunda ters yüz oluyor. İnsanlar bu yüzden siyasilere güven duymuyor. Bush da öyle yapıyor, Sarkozy’i de! 1936’dan itibaren Necdet Sezer’in dışında Türkiye’de iktidara gelmişlerin hepsi de aynıymış. Bir zamanlar Refah Partisi Milletvekili Abdullah Gül; Türkiye Cumhurbaşkanı’nın cenazesi için Türkiye’ye gelen Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın, gayet insani bu ziyaretine tepkiler yağdırıyordu. Birileri; “Hükümet, bu politikasıyla, geleceğimiz ipotek altına almıştır. Ermenistan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı’nın cenaze merasimine katılma cesaretini göstermiştir.” Sözleriyle naralarını atıyordu. “Siz bana bir ülke gösterin ki, kardeşleriniz savaş halinde olacak, kardeşleriniz katledilecek ve onlar katledilirken, ‘bunun müsebbibi Türkiye’dir.’ diye demeçler verecek; o kardeşlerimiz katledilirken, ‘Avrupa’nın haritaları bellidir, fakat Ortadoğu’nun, Asya’nın haritaları nihai şeklini almamıştır’ diye açıklamalar yapacak; Kars’ın, kendi toprağı olduğunu iddia edecek, bütün bunlardan sonra o adam Türkiye’ye gelecek ve elini sıkacaksınız!” diyordu. TBMM tutanaklarına da geçen bu tepki sözleriyle daha dün denecek günde naralar atan, N. Erbakan’ın en güvendiği ve sağ kolu olan Gül ile söz konusu Ermenistan Cumhurbaşkanıyla iftar yemeğine kuburlaşarak giden, Köşk’e çıkışı şüpheli Gül, aynı kişi değil miydi? Ondan sonrasında bu ülkeyi yönetenler de aynı çıktı. Yanar döner ışıldaklar gibi… Ey millet: Siz, şimdi bizi ve geleceğimizi kime rehinleştiriyorsunuz? Yoksa yıllar öncesinin müstevlileri, bir dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsmet İnönü’nün, gayri resmi Ermenistan ziyaretindeki diyalog çağrılarına rağmen kardeşlerimizi katletmekten, sınırlarımızı tanıyamazlıktan, PKK işbirliğiyle ülkemizde kan akıtmaktan vaz mı geçmişler? Yoksa bu günün emperyalsömürgenleri Türkiye Cumhuriyeti topraklarını önce küçülterek, sonrasında da bu devleti ortadan kaldırarak Türklüğü yok etmekten vaz mı geçmişler? Tüyü bitmedik yetim ve şehit paralarıyla gittiğiniz maçta, istiklâl marşımız icra edilirken kaldırılan pankartları ve atılan sloganları duydunuz. Duymadıysanız, hemen ertesi gün yayımlanan Tarikat zanlısı Zaman Gazetesi’nde okumuşsunuzdur. Onlar ele geçirdikleri tüm olanakları kullanıyorlar. Unutmayınız ki; Ermeni Terör Örgütü Asala’nın akıttığı şehit Türk kanları yerde kalıyor! Türk analarının gözyaşları kurumuyor. Ermeni destekli PKK Terör Örgütü’nün akıttığı şehit Türk kanları, elan yerde kalıyor… Birinci Dünya Savaşı sürecindeki Ermenilerin, Doğu Anadolu’da yaptıkları Türk katliamının hesabı ne zaman sorulacak? Türkiye Cumhuriyeti, ulusa yapılan bu zulümlerin hesabının sorulması için kurulmadı mı? Siyaset insanı yamultuyor ve şizofrenik unutkan yapıyor. Muhalefetteyken söylenenler iktidar olunduğunda ters yüz oluyor. İnsanlar bu yüzden siyasilere güven duymuyor ve nefret ediyor, kinleşiyor. Onlardan hesap soracak liderler arıyor ve milli hükümet özlemi içinde kavruluyor. Ümmet bunlar; sömürgenlerin sadakalarıyla günlerini gün ediyor, zil çalıp oynamakla zaman geçiriyorlar. Anlamasalar da salt ezber okuyarak kendini Emevi kopyası Osmanlı İslâm’ı sanıyorlar… Öte yanda Türk diye ötekileştirilen sessiz yığınlar ise ellerini gök tanrıya çevirmiş; “ Ya Rabbi! Sen bu kullarını neşelendirdiğin gibi Ahiret’de de neşelendir. Onlara hidayet nasip eyle!” sözleriyle, beddua yerine dua ediyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.