Halil Şahin

Halil Şahin

SEÇİLİRSEM

  Hep, öyle dediler. Siz seçtiniz, ama bir türlü doğru dürüst bir milletvekili seçemediğinizden yakındınız. Hep, kazanacak olana verdiniz. Seçildiler ve onların şansı açıldı, ama sizin bahtınız hep kapandı, değil mi? Çünkü siz, seçime katılan partilerin programlarına, seçim beyannamelerine bakmadınız, ayrıntılar sizi hep sıktı. Doğru program, uygulanabilir bir beyanname peşinde hiç olmadınız. Kemalizm’i terk edip; Atatürkçülüğü, ulusalcılığı suç sayanlara destek oluyorsunuz… Oysa Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler, her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar.” diyordu. Demek ki, haklıymış. Sayenizde; sahiplenmediğiniz için bugünkü yoksul halinizi yarattınız ve devletinizi peyk ülke haline getirdiniz. İşte, bu nedenle suçlusunuz! Verdiğiniz oylarla Türkiye’yi ve Türk Milleti’ni bu hale getiren siz oldunuz. Yakınmanız, geçmiş bir zamanı yeniden başlatmıyor. O halde tekrar, Mustafa Kemal Atatürk’ün Kemalist düzeni yeniden başlatılacak. Başka yolu yok! Bugün kilit meselemiz, Türkiye’mizin uzaktan kumandayla yönetilmesine artık son vermek; Türkiye’yi Türkiye’den yönetmektir. Halkın tüm olanaklarını, bağımsızlık ve demokrasi için birleştirecek bir ulusal hükümetin kurulması, önümüzdeki duran ilk görevdir. İstiklal Savaşı’nın intikamı peşinde koşanlar, Cumhuriyet yıkıcıları ve bölücüler, tahtlarından indirilmelidir. Hukuk devletini ortadan kaldıran, zorba gidişe kesinlikle son verilmelidir. Önümüze çıkacak ilk fırsatta, Mehmetçiğin kanını satmaya yönelik gizli anlaşmalar iptal edilmelidir. Esin kaynağımız Atatürk’tür. Türkiye, olağanüstü bir döneme girmiştir. Artık çözümler de olağanüstü olacaktır. Hayat, bütün yurtsever ve halkçı partilerimize, olağanüstü görevleri dayatmaktadır. Bunun için Atatürk’te birleşiyoruz! Küresel faşist emperyalist işbirlikçilerinin iktidarından kurtulmak için, vatan ve halk güçlerinin birleştirilmesi zorunludur. Ne yazık ki; Bu güç birliğini yaşama geçirebilecek olan bazı siyasi partilerimizin görev ve sorumluluktan kaçtıkları, ulusun bu yöndeki taleplerine kayıtsız kaldıkları görülmüştür. Bu birliğe kayıtsızlık, ABD ve AB emperyalizminin ruhsatını almak isteyen yöneliştir ve Güç birliğini de reddetmektedir. Oysa Güç birliğinde yer almak, Mustafa Kemal rotasıdır. Türkiye’nin tarihi ve zorlu bir süreçten geçtiği bugünlerde, karanlıktan çıkış için biricik çare olan güç birliğinden uzak durmak affedilmez bir yanlıştır. Faşist iktidarın Türkiye’mizi felaketlere sürüklemesine izin veremeyiz. Ulusumuz çaresiz değildir. Halk seçeneksiz bırakılamaz. Bu koşullarda “Milletin tüm olanak ve yeteneklerini seferber edecek” bir çözüm üretmek ve çıkış yolunun taşlarını döşemek kaçınılmaz bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Peter Ustinov; “Bir başbakan sahneye çıkıp soytarılık yapsa yarım dakika beceremez, foyası ortaya çıkar. Ama bir soytarı, kimseye hissettirmeden yıllarca iktidar koltuğunda oturabilir” diyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi