Nokta ve “B” Sırrı (2)

Dünkü yazının devamı…..

Önemli olan bu muammanın özünde gerçeği idrak ederek, incirin çekirdeğinde incir ağacını görmek, minicik çiçek tohumlarında renge renk çiçekleri fark edebilmektir.  Kısacası, “noktadan” tüm âlem ruhunu temaşa etmektir. İşte bu yüzden noktayı idrak eden her kişi, Besmele’nin, Fatiha’nın, Kuran’ın ve tüm semavî kitapların sırrını kendinde bulacaktır. Noktayı bir de aşağıda görülen, Arap alfabesinin ilk harfi “Elif” ile anlatmaya çalışacağım. ﺍ , ب , ت  , ث , ج , ح , خ , د , ذ  , ر , ز  , س  , ش  , ص  , ض , ط  , ظ , ع , غ  , ف  , ق  , ك  , ل , م , ن , و  , هـ  , ي . Elif, üst üste yedi noktadan meydana gelen dik bir harftir ve nokta ile başlar, Elif olur, “B” ile devam eder. Arap Alfabesindeki 28 harfi “Elif”in farklı farklı değişik şekillerdeki görüntüleridir. Ancak tüm harfler, Elif’te olduğu gibi üst üste gelmiş yedi noktadan meydana gelmişlerdir.  Eğer biz, Elif’in alt ucunu tutup sola doğru çekersek ve bu ucu hafif yukarı kaldırırsak çanak şeklini alır, altına da bir nokta koyarsak “B” olur. Elif’i alt ucundan tutup, biraz sola çekersek, “R” olur. Renin üzerine bir nokta koyarsak “Z” olur.  Elif’in üst ucunu yuvarlak şekle sokalım, alt ucunu da biraz sola kaydıralım “M” olur. Kısacası, Besmele’nin başındaki  “B” harfi,  noktalardan meydana gelen “Elif”in uzayıp çeşitli şekillere bürünmesiyle oluşmuştur!  Yine tüm harflerin noktaların bir araya gelmesiyle meydana geldiği çok açıktır Ancak sinema filimlerinde ayrı ayrı kareleri,  şekilleri bir bütün olarak gördüğümüz gibi, bir araya gelerek bir çizgi haline gelen noktaları da biz hiç fark etmeyip, çizgiler ve harfler olarak algılıyoruz. Nokta’yı şöyle de anlatabiliriz; İnsan, anasının karnında iken bir “Nokta”dır, yani insan gizli iken zahir olup bu âleme seyrana gelmek istedi de “Nokta” olup ana rahmine düştü. Bu nokta, dokuz ay on gün sonra da dünyaya geldi, yani bir Elif oldu. Bu durumda, insanın başı  “Hakikat Noktası”, vücudu da “Elif" oldu ve diğer organları da diğer harfler oldu. Böyle olunca insan, baştan aşağı “Kelamullah”tır. Öyle ise, “Besmele”nin sırrı da insanın vücudu oldu. Ben Besmele’nin  “Ba’sının altındaki noktayım” diyen Hz. Ali Efendimiz;  “Nokta” için; bütün eşyanın aslı ve hakikati tek bir cevherden ibarettir ve o cevher de benden ibarettir” diyerek,  “B”nın altındaki “Nokta”nın bütün âlemlerin bir özeti olan insan olduğuna  işaret ediyor.

Mısr-ı Niyazi ise “B” nın altındaki nokta için: “Ey Niyazi Âdem oldu çün cihanın şu’lesi Kul nazar mir’at-ı kevne gör ne suret gösterir Kesret-i esma yüzünden sırr-ı vahdet gösterir Derd-i aşka girmeyenler görmedi bu “Nokta”yı Kim o “Nokta”, “Vahdet”i Hakk’a işaret gösterir.

Özetleyecek olursak;  Yüce Zat-ı Mutlak,  kendisine ait olan hayat, yaratma, meydana getirme, görünme ve bunlara benzer pek çok vasıflarını tüm canlılara vererek, onların varlıklarını idame ettirmesini istemiştir. Bu var oluşu da bir damla sudan (nokta)  asıl olan zigot adını verdiğimiz döllenmiş yumurtadan meydana gelen yeni yeni canlılar vasıtası ile gerçekleştirmiştir. Çünkü “O, her an yeni bir oluştadır.”  (1) Yani Allah, her an kendi Zat’ının  Esma sıfatlarıyla yeni yeni bedenlerde tecelli etmektedir. Bizler de belli bir şuur boyutuna erişerek,  bir damla suyun “nokta”, noktaların “Elif”, Elif’in de eğilerek, bükülerek, Zat-ı Mutlak’ın bu âlemde meydana getirdiği tüm sıfatlarında ve Esma’larında Zatı Mutlak’ın ruhu, yani “Ruh-u Azam”  olduğunu idrak edebilirsek, Hz. Ali kerremallâhu veche gibi, “Ben “B” nın altındaki noktayım” diyebiliriz!... Ben kimim ve benim hakikatim nedir bölümü ile devam edecek… Hakkı SAYGI __________________________ 1) Rahman suresi, 29