Hakkı Saygı
ÖZÜMÜZDEKİ GİZLİ HAZİNE “ALLAH” (11)
Yayınlanma:
Zat-ı Mutlak’ın Zuhuru (II) -2
Konunun daha iyi anlaşılması için dünkü yazının son paragrafı ile devam ediyorum.Daha sonra sohbete geçerler, kısa bir sohbetten sonra misafir ustaya, “ustcığım, bana içine sığabileceğim bir fıçı yapar mısın” diye sorar. Usta , “evet yaparım ama bu fıçıyı ne yapacaksın?” diye sorar.
Misafir, içine girip, kapağını kapatıp orada yaşamak istiyorum. Ancak üst tarafına yakın bir deklik açarsan, ben oradan tüm âlemi seyrederim ama beni kimse göremez” deyince, usta bir an için kendinden geçerek, gelen misafirin nasıl birisi olduğuna, hangi makamda olduğunu anlar ve aralarında geçen bu sohbeti hiç unutamaz.
Tekrar konumuza dönelim. Bu sudür öğretisine göre, Allah vardı ama daha önce söylediğim gibi, O’nun ne ismi vardı ne de cismi vardı. Ayrıca O’na “Sen Allah’sın veya HU’sun” diyecek hiçbir varlık yoktu. O vakit O’nun Allah’lığının hiçbir anlamı olamazdı. Herhangi bir nesnenin “cismi ve şekli” olabilir ama onlara “masa, kalem,, defter, kitap” gibi isimleri biz veririz. İşte bu örnekte olduğu gibi, Allah vardı ama O’na “Sen Allah’sın” diyecek hiçbir varlık yoktu.
Ancak “ben sizin Rabbiniz değil miyim” sorusuna, farka gelerek, sıfat ve şuur bilincine erişen “insan” “evet sen bizim Rabbimizsin, Sen Allah’sın” dediler. Böylece O, bizim Rabbi’miz Allah” oldu.
Buraya kadar O, yüce yaratanın, kâinatı ve “halifem” dediği, yani mikro âlem olarak bilinen “Âdem’i kendi varından var ettiğini gördük. Ayrıca insanın da: O’na, “Sen bizim Rabbi’mizsin, Sen Allah’sın” diye hitap ettiğini gördük. Bu çok önemli hususu Edip Arabii Baba, “Vahdetname” adlı manzum eserinin ilk iki dörtlüğünde şöyle dile getiriyor:
“Daha Allah ile cihan bilinmez iken
Biz onu var edip ilan eyledik
Hakk’a layık hiçbir mekân yok idi
Hanemize aldık mihman eyledik.
Kendisinin henüz ismi yok idi
İsmi şöyle dursun cismi yok idi
Hiçbir şekli resmi yok idi
Şekil verip tıpkı insan eyledik”
Bendeniz fakir de vesile adlı şiirimin bir dörtlüğünde:
“Kün dedin de bu âlemi yarattın
Zatından âleme sıfatlar kattın
Kendi suretinde Âdem yarattın (1)
Havayla su ateş toprak vesile.
Diyerek, hem Arabi Baba, hem de fakir, her ikimizde, Allah ile insanı özleştirmeğe çalıştık, tabi ki bu bir “teşbih”, yani benzetmedir.
Buraya kadar var oluş, yani sudür öğretilerine göre; Zat-ı Mutlak’ın âlemleri ve insanı nasıl halk ettiğini açıklamaya çalıştım, tabidir ki bu anlatımlar, tasavvufta önem kazanmış örneklerdir. Gerçeği “Allah bilir” diyeceğim.
Allah’ı nasıl görürüz bölümü ile devam edecek.
Hakkı SAYGI
_____________________
1) Bu benzetme, Allah’ın kendisine ait olan “ilim, irade ve kudretini, aynen Âdem’e de vermiş olmasından dolayıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.