Halil Şahin
ÖNLEMDE GEÇ KALINMAMALI
Onlar; yeni kurulmakta olan bir yavru küresel devletçik için Diyarbakır’ı merkez, bir yıldız yapmaya çabalıyorlar. Çünkü onlar, bir görev üstlendi. Onlar; ABD tarafından atandıkları, BOP Eş Başkanlığı görevini yapıyorlar. O görevlerden yerine getirdiklerini, hep tersini söyleyerek yapıyorlar. Örneğin; ‘yapmayacağız’, ‘etmeyeceğiz’ dedikleri ne varsa aksini gerçekleştirdikleri gibi… Alaca Karanlık Parti Hükümetinin, geçtiğimiz yıllarda Çek Cumhuriyeti ve Polonya’nın reddettiği ABD’nin füze kalkanının, şu güzelim ülkeye yerleştirilmesini kabul etmeye hazırlandığı günleri anımsayınız… Oysa BOP Eş Başkanlığı ile övünenler “Henüz böyle bir teklif yok” derken, ABD ilgilisi ise “Füze kalkanı konusunda Türkiye’ye bir baskı yapmıyoruz” diyorlardı. Sıfır sorun politikalarıyla yola koyulduklarını söyleyenlerin yarattığı şu gailelere bir bakın. Bunlar da füzelerle halledilecek bir sorun değil. Yunanistan NATO üyesi, Rum kesimi, üye olmaya çalıştığımız AB üyesi. Ermenistan ise “stratejik müttefikimizin” ve Avrupa’nın koruması altındadır. Dolayısı ile Füze sisteminin bu ülkelere karşı konuşlandırılması söz konusu olamazdı. Diğer komşularımız, Rusya, İran, Irak, Suriye ve Bulgaristan ile ise en ufak bir sorunumuz yok. Füze Kalkanı projesi; Türkiye’nin, Amerikan çıkarları adına ateşe sürülmesiydi. Arkadan gelen zaman diliminde bunu açıkça görüyoruz. O halde komşularımızın güvenliği ve en başta kendimiz için tehdit oluşturabilecek bu sistemler, Türkiye’ye neden yerleştirilmek istenmekteydi? Çünkü ABD, bölgemizde tam on onbeş yıldır bir saldırı savaşı yürütmektedir: Irak, Suriye ve Afganistan’ı işgal etmiştir, İran’a yönelik kuşatma ve saldırı hazırlıkları herkesin malumudur. İsrail saldırganlığına verdiği destekten dolayı bütün Arap Dünyası’nı karşısına almıştır. Batı Asya’nın enerji rezervleri konusunda Çin, Rusya ve Hindistan gibi Asya’nın büyük devletleri ile rekabet halindedir. İşte tüm bunlardan dolayı Türkiye değil, ama ABD; bütün bir Asya Kıtası ile husumet halindedir. Saldırgan politikasını güçlendirecek ve yürütülmesini kolaylaştıracak yeni araçlara gereksinim duymaktadır. Türkiye, Amerika’nın jandarması olamaz. Türk milleti ABD çıkarları için ateşe atılmamalıdır. Ayaklanan Kürecik yerleşkesindeki vatandaşlarımızı tepkileri karşısında; varlığını ve geleceğini Amerikan desteğine bağlamış olanlar, bu projeyi Türk milletine kabullendirmenin yolunu aramışlardır. Bazı aymaz yetkililer, bu sistemin İran ve Suriye’ye karşı olmadığı açıklamalarıyla çocuk kandırdıklarını sanıyorlar! Amerika’nın saldırganlığına karşı, mazlum ülkelerin vatanlarını savunması halinde Türkiye’yi vurmasının ve iki ateş arasında kalmasının planlarını gerçekleştiriyorlar. Bunun için de NATO’yu kullanıyorlar. Gafil yetkililer, “projenin NATO savunma sistemi dâhilinde olması halinde kabul edilebileceğini” söyleyebiliyorlar... Böylece bir kez daha kanıtlanmıştır ki, NATO; Türkiye’nin savunması ve güvenliği açısından bir şemsiye değil, tam tersine bugün Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ve iç barışına yönelik tehdidin üzerindeki şemsiyedir. Ege ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye yönelik tüm tehditler, NATO koruması altında yapılmaktadır. Demek ki; ülke bütünlüğüne yönelik ayrılıkçı terör de Batı Dünyası’nın himayesinde sürdürülmektedir. Bu nedenle NATO’dan çıkmak, Türkiye için artık bir varlık sorunu haline gelmiştir. Meclis’te, özellikle millet temsil ettiğini söyleyen CHP, MHP ve diğerleri; Emperyalist ABD’nin Batı Asya’nın enerji kaynaklarına sahip olmak için yürüttüğü saldırgan politika karşısında sessiz kalmamalıdır. Çünkü Amerikan çıkarları uğruna Türkiye’nin dost ve kardeş ülkelerle çatışmalar içine sürüklenmesi planlarına karşı direnmek, bir vatanseverlik görevidir. TBMM Milletvekilleri, BOP Eşbaşkalığı projesine “Evet” derken ağır bir tarihi sorumluluk üstleniyorlar. Bunun hesabını hiç kimseye veremeyeceklerdir. Çünkü görevleri; ABD’yi değil, Türkiye’yi düşünmektir! Türkiye’ye büyük tuzaklarla kurgulanmaktadır. Çöküşe gitmekte olan ABD emperyalizmi, kendisiyle birlikte Türkiye’yi de uçurumdan aşağı atmak istemektedir. Gereken önlemde geç kalınmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.