Halil Şahin
KARŞI SAVAŞ, VATAN MÜDAFAASIDIR
Yaklaşık yarım asırdır ülkemizi sömürmek ve kaynaklarımızı elimizden almak isteyenler, acımasızca Türk ulusuna saldırıyorlar. Tüm ulusal değerlerini yozlaştırarak, ekonomisini bozarak, insanlarımızı eğitimsiz de bırakarak yoksulaştıranlara karşı savaşımız var. Karşı savaş, vatan müdafaasıdır. Kemalist Devrim’le en büyük atılımını gerçekleştiren fakat karşı devrimle yarım bırakılan ulusal demokratik devrimimizi tamamlayarak, milli devleti ve halk yönetimini yeniden kurmak, emperyalizmin baskı ve denetimine son vermek, Ortaçağ kalıntısı bütün ilişki ve kurumları hayatın her alanından temizlemek, halkımızı özgürlüğe, esenliğe ve aydınlığa kavuşturmak için mücadele etmek durumundayız. 70 yıldır ülkemize egemen olan sistemin karşısına dikilenler, devrim için mücadele ederken strateji ve siyasetlerini nasıl belirliyor ve yürütüyor? Devrimin Öncülerinin, Türkiye ve Dünya gerçekleri temelinde bilimin ışığında strateji ve siyaset belirleme dışında bir yolu olabilir mi? Unutmayalım ki; Bilim ile hurafe arasındaki savaşın asıl çetin cephesi, siyaset alanındadır. “Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir.” Arkada kalan yüzyıllarda, ulusumuzun ve insanlığın millî kurtuluş savaşlarından, demokratik ve sosyalist devrimlerden beslenen bilim ve kültür mirasını değerlendirip, rehber kabul etmek durumundayız. Gerçeklerden hareket ederek, teoriyi hayatın içinde arayarak, pratikte sınayıp ve geliştirmeliyiz. Bilimin yol göstericiliğinde siyaset yapmak, bizlere sorumluluklar yüklüyor! Önce Türkiye’nin yaşadığı siyasal, toplumsal, ekonomik süreci saptayacaksınız. “Türkiye nereden geliyor ve nereye gidiyor?” sorgulamasını dayanak yapacaksınız. Sonra bu sürecin Türkiye’nin önüne yığdığı sorunları saptayacaksınız. O sorunlar arasında bir ast- üst ilişkisi kuracaksınız, sorunları çözümün ereğine göre sıralayacaksınız. En belirleyici olan hangisidir, hangisi diğerinin çözümünü belirlemektedir? Tıpkı bir iplik yumağında ipliğin başını bulmak gibi... İstediğiniz denli didikleyin yumağı, ipliğin başını bulamazsanız, işin içinden çıkamazsınız. Didikledikçe yumak daha karmaşık hale gelir... Biz ne iktidardakilerin ne de muhaliflerin, ne şunun bunun ne de her hangi bir devletin yanında değiliz, olamayız. Biz salt ülkemizden, ulusumuzdan ve devletimizden yanayız. Biz bu değerlerin var olması, devamlılığı ve yükselmesi için mücadele eder, savaşırız. Her işin bir sırası vardır. Siyaset de, bilimin öncelikleriyle yapılır. Atatürk de öyle yaptı, önce İstiklâl Savaşını verdi, diğer görevlerin sırası, zaman içinde geldi. Safsatayla siyaset yapılmaz, bilimin ışığında siyaset yapılıyor. Siz de çağdaş bir siyasetle yola koyulacaksanız, önce durum saptaması yapacaksınız. Türkiye bugün, ABD merkezli teröre ve borç batağında iflas tehdidine karşı mücadele sürecindedir. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan, bu süreçten başarıyla çıkmaktır. Önünüzde beş önemli görev bulunuyor. Belirleyiciliğine göre sıralıyoruz. Yumak nereden başlayarak çözülürse, ipin ucunu yakalayarak sıralıyoruz:
- Vatan ve huzur; Terör örgütlerinin temizlenmesi ve vatan bütünlüğünün sağlanması
- Üretim ekonomisi; Borç batağından bir Millî Direnme Ekonomisiyle çıkmak ve Üretim Ekonomisini inşa etmek
- Komşularla işbirliği; Suriye, Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya ile güvenlik ve ekonomi alanında işbirliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.