Halil Şahin
HER TAŞIN ALTINDA
Son yıllarda ülkede pompalanan düzmece planlar, düzmece operasyonlar, yalanlar, dolanlar sağanak yağmur gibi. Ama bu düzmecelerin hepsi de TSK’ya yönelik ve tümü de Hilmi Özkök’ün Genel Kurmay Başkanı olduğu dönemle ilgili. Fakat ortada bir garabet var.
Bunların hesabı neden sorulmaz?
Yahu ne biçim Genelkurmay Başkanıymış ki, zırt pırt ortaya darbe planları çıkıyor ve tarafgir herkesin hedefi Genelkurmay oluyor!
Ümmi toplumun safları da el birliğiyle sonraki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan hesap sormağa kalkışıyor…
Halkın haklı olduğu bir gerçek var: Muhatap edilen Genel Kurmay da yiğitçe ortaya çıkarak hesap sormuyor ki!
Kıvırt babam kıvırt, nereye kadar?
Gün geçtikçe gerçekler de gün yüzüne çıkıyor: Ortaya atılan planların hepsi 2003-2004 yıllarına ait. İlker Paşa’nın daha yenice Orgeneralliğe terfi ettiği günlere ait olmasıdır.
Bu günlerde hayretle karşıladığınız, hatta kızıp öfkelenerek, “Yuh bu kadarı da olur mu?” deme noktasına getirildiğiniz, kendi öz çocuklarınızdan oluşan TSK’yı suçladığınız ne kadar plan varsa; bunların hepsi Afyonarahisarlı Başbuğ zamanında değil, iş birlikçi Özkök zamanında yapılmış.
Balyoz’da da, Sarıkız’da da, Ayışığı’nda da, Eldiven’de de hep aynı kişi Genelkurmay Başkanıdır ki, o da Orgeneral Sayın Hilmi Özkök’tür.
İster istemez O’nun bir ABD ajanı olabileceği usa düşüyor. Ama bir tek Allah’ın kulu çıkıp ta Özkök’ten hesap sormuyor.
“Yahu kardeşim! Sen ne biçim Genelkurmay Başkanıymışsın ki, altındaki herkes darbe planlamış ya da planlatmışsın, bu planların hepsi sana da ulaşmış. Niye o günlerde gereğini yapmadın?” diye soran yok!
Her taşın altında Hilmi Özkök çıktığı halde, ortada, varsa yoksa “Hilmi Paşa çok demokrat adamdı” lafları dolandırılıyor.
Gerçekten insan merak ediyor: Hem darbecilerden hesap sormaya kalkışıyorsunuz, hem de niye Özkök’ün adını bile anmıyorsunuz kardeşim?
Demek ki, ortada bir samimiyetsizlik var. Maalesef hiçbir Allah’ın kulu da “Paşa Paşa, bütün bunlar olup bitiyordu da sen ne o zaman ne halt ediyordun?” demiyor!
Şu insanlar, yedi yıl öncesinin hesabını sonraki komutanına sormayı biliyor da; o insanlar, yedi sene öncesinin hesabını o günün komutanına sormayı neden düşünemez ki?
Evet evet ortada bir hinoğlu hinlik var.
Şu “Hilmi Özkök” denen ne menem şeydir, nereden torpilidir ki, kimse ona bir şey sormayı akıl edemiyor!
Hayret ki, ne hayret: dağdan inen pkk’lileri Habur Sınırı’nda karşılamaya gidenler gibi, birçok orgenerali derdest eden savcılar dahi ayağına gidiyor…
AB’ye uyum diye, AB üyesi hiçbir ülkede tartışılmayan ulusal kimlik yerle bir edildi, demokrasi diye otokrasi yerleşti. Türkiye, uyum çerçevesinde, tamamen ABD patentli bir planla BOP’a taşınıyor.
Şimdi insanların düşünmesi gerek:
Acaba AB, Türkiye’ye özel bir uyum planı mı sundu, yoksa Türkiye’de, AB ölçütleri, iş birlikçi iktidarlarca biata mı uyduruldu?
Şu melun yedi yılda yaşanılan, karışıklığa neden olan her taşın altında o var. Ondan bunun hesabı mutlaka, ama muhakkak sorulmalı, değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.