Halil Şahin
GÖKTANRI’M YARDIMCINIZ OLSUN
Şu kısacık ömrümüzde; bu güne değin çok şey gördük, çok şey yaşamak durumunda bırakıldık. Gerçekten de hem kandırıldık, hem de ihanete uğradık. Aşağılandık, satıldık, korkutulduk, baskılandık, zorlandık… “Gümrük birliği masaya yatacak, Türkiye lehine olan tüm hükümler kaldırılacak. Fabrikalarımız tekrar çalışmaya başlayacak. Salt Güneydoğu’da değil, tüm Türkiye genelinde toprak reformu yapılacak. Güneydoğu’da toprak ağalığı kaldırılacak, PKK’lı toprak ağalarının ve diğerlerinin toprakları kamulaştırılacak. Tarıma ve hayvancılık en az AB ve ABD’deki kadar desteklenecek. Şehirlerdeki fazla nüfus köylere taşınacak, bunlara bedava konut ve toprak verilecek, tarım desteklenecek. Her isteyene 20 yıl taksitle, ödeme gücüne göre hazine topraklarının imara açılması ile alt yapısı hazır arsa verilecek. Devletteki soygun bitecek. Emekliler ile dul ve yetimler, gaziler açlık sınırının altında maaş almayacak ve muhtaç olmadan yaşamaları sağlanacak. Sağlıktaki katkı paylarına son verilecek, sağlık hizmetlerinde tüccarlık son bulacak. Gıdadan, kitaptan KDV kalkacak, devlet desteği olacak. KDV soygununa son verilecek. Bütün çalışanlar sendikalı olacak. Asgari ücret sadece kalifiye olmayan işçiye uygulanacak. Çalışanlar arasındaki ayrıcalık kalkacak. Kredi kartı soygunu son bulacak. Milletvekili maaşları, diğer çalışanlarınkiyle makul düzeyine indirilecek. Asgari ücret fakirlik sınırına koşut belirlenecek ve fakirlik sınırından az ücretin vergilendirilmesi ortadan kaldırılacak. İMKB Kumarhane olmaktan kurtarılacak. Et ve Balık Kurumu yine kurulacak. Doğunun her ilinde et ve balık kurumu işletmeleri olacak. Devletin çalınan paraları hazineye geri dönecek, çalanlar hapse girecek. Çiftçinin borçlarının bir kısmı silinecek. Tarımda ithalata son verilip tekrar tütün, şeker pancarı, pamuk vs. her şey ekilecek. Fındık ekimi teşvik edilip, Fındık Borsası Frankfurt’tan Ordu’ya gelecek. Sanayi ve Sanayiciye destek olunacak, ovaların betonlaşması durdurulacak. Elektrik, Doğalgaz, Benzin ucuzlayacak. İzmir İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli öncelikli olarak 5 yıl içinde gerçek hızlı tren ile birbirine bağlanmış olacak, Türkiye 10 yıl içinde demir ağlar ile örülecek. Türkiye ve İstanbul’da rant bitecek. 3. köprü yapılmayacak bunun parası ile yeni bir şehir kurulacak. AB prangası kırılacak. Yunan’a, Alman’a, Amerikalıya, Fransız’a, Ermeni’ye ve diğerlerine taviz verme sapkınlığı son bulacak. Türklere yapılan soykırımların anıtı dikilecek. KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması sağlanacak. Dünya Türk Birliği için çalışılacak. Azerbaycan gibi istekli Türk Devletleriyle gümrük birliğine gidilecek.” Şeklinde tümceleri söyleyenler oldu mu? Elbette yarın “kısa etek, uzun kollu” giymeyin diyecekler. Örtmeyenlere “tecavüz edilir” diyecekler. Sokaklarda başını örtmeyen bayanlara saldırılarda bulunacaklar. “kadınlar her yere giremez”, “erkek-kadın aynı ortamda olamaz”, daha sonrasında da“kadınlar çalışamaz”, “kadınlar yanlarında erkek olmadan evden dışarı çıkamaz” diyecekler. Ardı gelecek: Sana “saçı uzun aklı kısa”, “elinin hamuru ile erkeğin işine karışma”, “kadınlara miras bırakılamaz”, “şahitlikleri kabul edilmez” ,“her şeye erkekler karar verir” diyecekler. “Bir erkek 4 kadınla evlenebilir”, “ İmam nikâhı dinimizde geçerli” demiyorlar mı? Onlar ki; Sokakta gördükleri bir kadına sapıkça his duyduklarında “Bu bana hak, imam nikâhı düştü” deyip, ‘muta’ adını verdikleri günü birlik imam nikâhıyla aldatacaklar, ama o kadının istekleri ve düşüncesine, insanlığına saygı duymayacaklar. Ümmet toplumun, suskun bir ümmi bireyi olduğunuzdan o denli eminler ki; Karınıza, kızınıza göz dikecekler ve bir nedenle, ama rahatça kapınızı çalacaklar. Bir bahane ile onu alıp götürecekler ve evdekiler korkularından sesini bile çıkaramayacak… Özgürlükleriniz onların doğru bildikleri, istedikleri, söyledikleri sınırlar içinde hapsedilmiş… İşte bu günün TBMM’deki siyasileri tüm olagelenlere seyirci kalıyor. Hiç biri çare değil! Hanginiz yazıp, çizip, seslendirip baskı uyguladınız? Hanginiz bu olumsuzlukları görüp söylemeye cesaret etti? Tepki vermek için ne yaptınız, ne denli çaba harcadınız? Kaç taneniz sağ-sol düşüncesini aklınızdan silip atıp da salt vatan için, ulus için harekete geçti? Kim geceleri sabahlara dek taşıyıp, düşündü? Görülüyor ki; İktidardakilerin hiç kimseden, hiç bir partiden korkusu kalmamıştır. Ama, henüz bayrak dalgalanıyor. O halde son kaleniz de düşmeden, Güç Birliği’ne katılmalısınız. Doğru bildiğiniz yolda vatan-millet için elinizden gelen her şeyi yap. Aç bırakıldık, ianelerle yaşayan dilenci yerine konulduk. Birlik ve beraberliğimizle oynandı, birbirimizle düşman edildik, öz güvenimizi ve güvenliğimizi yitirdik, susturulduk... Müslüman’ım diyenler; ülkemizde birçok kilise, ruhban okulunun açılmasını ve yığınla misyonerin beslenmesini başlattı. Özelleştirme adı altında her şeyimiz yabancılara peşkeş çekildi. İşten çıkarılıp aciz duruma düşürüldük. Kısacası boyun eğmek zorunda bırakıldık. İnsanlarımız dini, dili ve de sayısı nedeni ile ötekileştirildi. Onların hepsi de Türk düşmanı yapıldı. Hemen her gün sahte gündemler ile oyalanır oldu. Onlar bunlarla ilgilenirken, Türk’e düşman olan istedi diye vatanın gizlice satılmasına devam ettiler. Halkımız öylesine aç ve susuz ki! “Ben Halkım!” deyip de gözlerimizin içine bakarak bizlere kazık atan, her şeyi yutturacağını sanarak aptal yerine koyanlardan tiksiniyoruz. Artık halkın çıkarını düşünen, vatanın çıkarını kendi çıkarından üstün tutan ve para, güç, makam için ülkesini satmayacak olanları elimizde çıra ile yollarla düştük, arıyoruz! Önceliğimiz: dürüstlüğe, doğruluğa, şeffaflığa düşkün; insanları din, dil, renk ve kökleri yüzünden sınıflara ayırmayan; herkese eşit saygı gösteren, paradan önce insanına değer veren; insanına saygı ve hak isterken diğer ülke insanlarına da zarar vermeyen milletvekili adaylarınadır. Bir maden parçasına canları yok eden değil, bir ağacı bile yaşatmak isteyen; tüm insanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyan; hilesiz, dolansız ve hesapsız olanlara; sonuna dek güvenebileceğimiz, el ele verebileceğimiz, birlikte sevinip üzülebileceğimiz, gerektiğinde tereddüt etmeden birçok şeye katlanıp birlikte savaş verebileceğimizdir yeğlediğimiz. Bu açlığı, bu özlemi bitirecek olan beri gelsin. Bu susuzluğu gören ve bilen gelsin. Koltuk sevdalısı olmayan gelsin. Vaatlerde bulunup, koltuğa oturduktan sonra değişmeyecek olan hemen gelsin ve Güç Birliği’ne katılsın. Şunlara bir bakın: Önce başörtüsü sömürüsü, sonrasında türban sömürüsü yaptılar. ‘Özgürlük’ diye, üniversitelere türbanla girelim dediler. Yetinmediler… Hiç kimsenin çıkarı, gururu, edineceği yer, gücü, makamı için değil sadece vatan, millet, kendiniz ve aileniz için; dokuz köyden kaç kez kovulsanız, hakaretlere, saldırılara ve iftiralara uğrasanız da bu savaşıma katılmalısınız. “Ergenekon” adı altında halktan soyutlanmış fakat düşünen, bugünkü sisteme karşı çıkan değerli vatanseverler ve aydınlarımız yasal olmayan özel mahkemelerce, tutuklanma ve suçlanma gerekçeleri açıklanmadan alıkonulmaktadırlar. Geride hep boş laflar kalmış. Yıllardır aynı şeyler, çözüm ne? Halk artık eylem istiyor, yani sorunlarına gerçek çözümler istiyor. Demokrasi mitingleriyle tırmanışa geçen ulusalcılık ve yükselen ulusal bilinç öncelikle küresel sömürgenleri, laik cumhuriyet ile hesaplaşma sevdası içinde olan işbirlikçi tarikat ve cemaatleri çok rahatsız etmiştir. Emperyalizme direnç gösterecek olan ulusalcılar ve bu bilincin toplum önderleri, ülkemizin gerçek aydınları, milletin bağrından çıkan ordu, yargının onurlu ve dürüst kesimi artık birleşerek, korkusuzca koşturuyor. Halkı seçim öncesinde kurnazca el açmaya alıştıran ve bunu sonuna kadar kullanan bu sisteme; önce işsiz bırakıp sonra iş, makam ve güç vererek oy toplamaya yönelik bu sisteme bayrak açanlar bile yollara düşmüş. Göktanrı’m yardımcınız olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.