Ekrem Çulfa
BAZI İNSANLAR NEDEN YALAN SÖYLERLER?
Yayınlanma:
ÇOCUKLAR NİÇİN YALANA BAŞVURURLAR?
Yalan bir hatayı gizlemek amacıyla gerçeğe uygun olmayan davranış girişimlerinde bulunmaktır. Bu girişim sözel yolla, jest yoluyla ya da susma yoluyla olabilir. Sosyal bir davranış olan yalanın amacı; başkalarını aldatmaktır. Yalan bazen zararını gördüğümüz, bazen de kısa süreli bize faydası dokunan ama hepimizin karşılaştığı acı bir gerçektir. Yalan, insanlığın varoluşuyla başlayan ve devam eden bir gerçektir.
“Dünyada ölümden başkası yalan” diyor Candan Erçetin, ve “yalan”ın da hayatımızda yer edindiği de kaçınılmaz “gerçek”! Yalan söylemek, artık hayatımızda yediğimiz yemek, içtiğimiz su, cinsel ihtiyaçlarımız kadar doğal ve hatta bu ihtiyaçlarımızla iç içe geçmiş durumdadır. Küçüğümüz büyüğümüz, yaşlımız, gencimiz hepimiz bir şekilde yalan söylüyoruz. Aslında hepimiz yalan söylememiz gerektiğini çok iyi biliyoruz. Yalanın zayıf karakterli insanların silahı olduğunun da farkındayız. Peki bunları bile bile bizler neden yalan söylemeye devam ediyoruz? Neden herkes yalan söylüyor, yalan söyleme hastalığı bizde nasıl yerleşiyor?
İki ana nedenden dolayı yalan söylüyoruz:
- a) Cezadan kaç(ın)mak. Babasının dayağından korkan çocuk yalan söyler çünkü doğru söylerse ceza ile karşılaşacaktır. Ödevini yapmayan öğrenci yalan söyler çünkü, öğretmenin kendisine düşük not vermesini istememektedir.
- b) Mükafat (ödül) elde etmek. Küçük çocuk ilgiyi üzerine çekmek için yalan söyler, göreceği ilgi onun mükafatıdır. Tüccar kalitesiz malı kaliteli diye anlatır, alacağı ücret onun ödülüdür.
- a) Ailemizden: Küçüklüğümüzden beri anne babalarımız bize yalan söylüyor. “Oğlum sesiz ol sana çikolata alacağım. “ “Akşam baban gelince sana oyuncak getirecek”. Sakın demeyin, bebek ne anlar yalandan. Ancak zihni, bu yalanlarını otomatik olarak kaydeder. Çocuk biraz büyür ve sonra başka yalanlara şahit olur. Eve gelen telefona baba “evde yok de oğlum” der. Annesi 9 yaşındaki oğluyla minibüse biner ama üç beş kuruş kar yapabilmek için “o henüz 5 yaşında, okula gitmiyor” diyerek yalan söyler. Evde çekiştirdiği komşusunu, mahallede görse güleryüz gösterip över. Böyle bir ailede büyüyen çocuk yalanın gayet doğal bir şey olduğunu düşünerek kendisi de yalan söylemeye başlar.
- b) Basılı ve görsel yayınlardan: Bir gün televizyonunuzu sadece izlediğini programlardaki yalanları bulmak için izleyin. Aşk dizilerinde, aksiyon filmlerinde, magazin programlarında, sabah programlarında, reklamlarda, haberlerde sizce ne kadar yalana rastlarsınız? Maalesef yalan söylemeyi biz daha küçüklüğümüzde televizyonlardan öğreniyoruz. En masum çizgi filmlerde, romanlarda bile yalana maruz kalan bizlerin bilinçaltına yalan o kadar normal bir şey olarak kazınıyor ki, sonrasında onu içimizden söküp atmak çok güçleşiyor.
- c) Çevremizden: Ailemiz yalan söylemese, televizyon izlemesek de çevremizde yalan söyleyen o kadar kimse var ki. Kısacası arkadaşlarımız, komşularımız, amcalarımız, teyzelerimiz gözümüzün içine baka baka yalan söyleyebiliyorlar. Bazen şaka olsun yalan söylüyorlar ama sonuçta netice değişmiyor ve biz yine yalana muhatap oluyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.