Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

Yozlaştırılan Türkçemiz -DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

Bülent Akarcalı Melih Aşık arkadaşımız geçen hafta Türkçe konusunda uyarıda bulunuyordu, bir sanatçı dostu gönderdiği notta yabancı sözcüklere savaş açılmasına karşı çıkarak: “Diller başka dillerden alınan kelimelerle zenginleşir. Dilimize ve hayatımıza yerleşmiş kelimeleri engelleyemeyiz.Yoksa sen de hostes yerine “gök konuksal avrat” diyenlerden misin?” demiş, karşılığında gerekli cevabı da Melih Bey’den almış. Ama ben de sanatçı arkadaş üzerinden, iyi eğitimli, yetişmiş bir avuç insanımızın bulundukları basın mesleğinde dilimize hiç özen göstermeden, tam karşılıkları olmasına rağmen, İngilizce ve Fransızcaya olan özentilerinden, ya da bu dillerde kelime kullanarak kendilerini daha bir üst sınıftan sanma gibi yanlışlıklara düştüklerinden söz etmek isterim. Doğrudur, tarih boyunca karşılaştığımız, iç içe yaşadığımız toplumlardan aldığımız sözcüklerle dilimizi zenginleştirdik. Farsça, Arapça, Rumca, Ermenice, İtalyancadan, daha sonra Fransızca ve en son İngilizceden 10.000 üstünde kelime dilimize yerleşmiş. Türkçemiz onları hazmetmiş, yuvarlamış ve zenginliğine katmıştır. Ama, örneğin Farsçadan aldığı siyah-beyaz sözcüklerini, yalnız renk tanımında kullanmayla sınırlamış, kara ve ak sözcüklerini kara bahtım, karanlık, ak akçe kara gün içindir, aklanmak gibi soyut tanımlarla genişletmiştir. Böyle yüzlerce örnek vardır. Sorun nerede? Sorun gereksiz yabancı sözcük kullanma ve Türkçe anlamlısı var iken ısrarla İngilizce veya Fransızcasını kullanmaya çalışmak, bu dillere ait sözcüklerle, güya havalı ama dilimize çok ters ve gereksiz başlıklar atmak, cümleler kurmaktır. Sınır, had sözcükleri var iken bankaların dilimize soktuğu limit sözcüğünü ‘’ haddini bilmez yerine limitini bilmez, yaklaşım sınırı 50 metre yerine yaklaşım limiti 50 metre’’ demeye başlamaktır. Karadeniz bölgesinden bir tepeden diğer tepeye telli taşıma için kullanılan var gel sözcüğü var iken ya da git gel denebilecekken İstanbul’da Kabataş ile Taksimi birleştiren araca füniküler demektir. Birebir düğme anlamına gelen Fransızca buton (bouton) sözcüğünü kullanmak dilimize hangi zenginliği katar? Yoksa zamanında hardware, software yerine dilimize donanım ve yazılım sözcüklerini kazandıran ODTÜ’lü hoca yanlış mı yapmış? Basınımızdaki özensizlik Yüzde doksanı, önde gelen bir gazetemizden, son 5-6 ayda derlediğim ve çoğu magazin ekinden gelen sözcüklerle içine düştüğümüz yanlışlığı anlatmaya çalışayım; Siz, “Toksik Maskülenlik yaşayan Janti bir Fransız Maskülen misiniz? yoksa   Yeni Maskülen Cool ve Havalı Erkek misiniz’’ Siz, “Distopik dünyada ütopik aşk yaşamak mı’’ istiyorsunuz? Ya da  ‘’LAT, yani Living apart together, yani beraber ayrı yaşamak’’ durumunda mısınız? Sağa sola bir sorun bakalım “Upper Cihangir niye boring oldu”.  “Hiç utanıp sıkılmayın Schadenfreude çağında yaşıyoruz’’ ondan mı acaba? Ya da Transfobik Postcast’e Spotify eleştirisi yaptık diye mi? Ne dersiniz? Siyasete de girmiş çarpıklıklar Yazar Suriye’de PYD/PKK bağlantısını anlatırken “Meşrutiyeti tescilli Endemik ve homojen bir grupla hareket edilmesini’’ öneriyor. Soruna çözüm arayanlara duyurulur. Çözüm ayağınıza kadar getirilmiş. Geriye kalan bunun endemik ve homojen olmasında…. Bir Bodrum sevdalısı ’’I Save Bodrum’’ derken vatandaşımızın İngilizce öğrenmesini kolaylaştırmak için olsa gerek (Bodrum’u Koru) yazmak gibi inceliği de gösteriyor!!! Bir diğeri, Dünyada artık iki gelişme var: Bir “Cross Gender”, yani giyimde cinsiyetler arasındaki sınırlar kalkıyor, İki “Cross Age”, yani yaş grupları arasında sınırlar kalkıyor. Başta iki gelişme var derken bir üçüncüyü hatırlayıp ekliyor!! Üç “Cross Style” yani her şeyi her şeyle combine yapmak (herkes artık İngilizce konuştuğu için C harfiyle yazmış K ile değil). Ancak bu son gelişmede sözü edilen kombine, maçlar için alınan kombine bilet mi yoksa evdeki kombiye ait bir şey mi belirtilmiyor!! İş hayatında Workup girişimlere Online Mezuniyet veriliyormuş. Normalleşme ile aktif rasyosu bitiyormuş, bence bitmeden gidip bir miktar alalım. Bir bankamız 450 milyon dolarlık seküritizasyon kredisi almış. Acaba bu tür kredi ne işe yarıyormuş. Sıvı sözcüğü ortadan kaybolduğu için Likit eroin ele geçmiş.  Sıvıyı bulan olursa polise haber versin! Diğeri insaflı çıkmış ‘’Kaçırılmaz bir Stephan King  dizisi ama merak etmeyin spoiling yapmayacağım ‘’ diyerek bizleri ferahlatıyor. Siyasetçiye seslenen de var ‘’ Seçim kazanmanın sound’u buysa kaybetmesinin sesi nedir’’ diye soruyor. Seçim kaybedenin mızıkçılık yapmadan yazarımıza  bir sound göndermesini rica edelim . Seyahat edecek iseniz seçenekleriniz şunlar olabilir; Lifestyle Uçuşlar, Offline Seyahat, Bleisure Seyahat, Disney’e Seyahat. Ancak sağ olsun Flight/Travel yerine Uçuş ve Seyahat diyerek Türkçemize de bir şans tanımış. Eski bir Turizm Bakanı olarak yaptığım araştırmalarla Lifestyle Uçuşlar için en az on bin dolarlık  bilet gerektiğini öğrendim. Uçakta yoga yapma imkânı bile varmış. Yani on bin dolara on bin metre yükseklikte amuda kalkabiliyorsunuz. Ne müthiş haber değil mi?? Spor dünyamız da bu gelişmelerden payını alıyor. Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun, kimse cahil kalmasın: bir Oryantiring (*) Federasyonumuz var. Futbolumuz da bu gelişmelerden payını alıyor.  Artık realist ve agresif    futbol oynuyor, ofansif ve defansif pozisyonlar yaratıyoruz. Efsane maç anlatımıyla bir döneme damgasını vurmuş, bugün 96 yaşında olan Halit Kıvanç futbola Türkçe tanımlar getirmek için boşuna uğraşmış Gerçekçi, saldırgan, savunmacı, hücum futbolu çağdışı olmuş! Bol farklı yenilgilerle Avrupa da boy gösteriyorsak da iyi Fransızca bilgimiz sayesinde durumu kurtarabiliyoruz. Bir kitap yazmak için yıllardır biriktirdiğim gazete, dergi kesiklerinde ne yazık ki, daha binlercesi var. Bırakın zenginlik katmayı, her biri Türkçemize sinsi bir virüs gibi girip dilimizi harap ediyor. Farkına vardıktan sonra ise iş işten geçmiş oluyor. Sonra da birisi gelse de bunları düzeltse diye şikâyet etmeye başlıyoruz. Ama ne yazık ki, zamanında, Allah’ın bir lütfu olarak gelmiş o birisinin dilimize sahip çıkmak için yaptıklarına sahip çıkmak dahi aklımıza gelmiyor. Keşke mesele Hostes’den ibaret olsaydı. Sanatçı arkadaşımıza duyurulur. (*) Oryantiring nedir diye araştırdığınızda, Yön Bulma tanımı karşınıza çıkıyor. Açıklaması da: “harita yardımı ile yön bulmayı içeren, zamana karşı yapılan bir spor.”  Zamanında “Yön Bulma Federasyonu” diyemeyenlere ne desek boş. Silahlı Kuvvetlerimizde daha da şaşırtıcı sözlük var “Komptrolörlük”. Büyük birlik ve karargahların bütçelerini yapmak, planlamak anlamında olan bu sözcük sanki melez bir yapıya sahip.  İngilizcede benzer anlamda comptroller, Fransızcada ise controleur kelimeleri var. İngilizce sözlüğün ilk yarısı  ‘’compt’’ alınmış, buna Fransızcanın son yarısı “roleur” ve en sonuna da Türkçe “lük” eklenerek şahane bir hilkat garibesi sözlük ortaya çıkarılmış. Kendi dilimizi geliştirmek için kullanmadığımız bu yaratıcılığın bir başka örneği, Fransızca kökenli olarak, garanti veren anlamında oluşturduğumuz ama Fransızcada bulunmayan “garantör” sözcüğüdür!!!  Doğrusu garant’dır. https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/dusunenlerin-dusuncesi/yozlastirilan-turkcemiz-6616553?sessionid=4 MİLLİYET’TEN ALINTIDIR.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi