Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

YİRMİ YILLIK TAHSİLİN BEDELİ

Kıssadan Hisseler

Hikâye medrese tahsili zamanında geçer: 0 20 yıl süren tahsilin sonunda 15 kişiden 3 kişi kalmıştır mezuniyet hakkını kazanan molla (öğrenci). Medrese Hocası son derste mollalarını karşısına alır ve: vs02

“Bugün 20 yılda öğrendiklerinizin bir özetini vereceğim.” der.

“Birinci ders: Doğru yol dururken eğri yoldan gitmeyin.”

Devam eder:

“İkinci ders: Sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzu sokmayın.”

“Üçüncü ders: Bir şeye karar vermeden önce bir daha düşünün.”

1 Mezuniyet hakkını kazanan mollalar hocalarının elini öper ve köylerine gitmek üzere yola koyulurlar. Medreselerinde ve hocalarından ayrılan üç arkadaş şehir dışına çıktıktan bir süre sonra yol ayrımına gelirler…
  1. molla şoseyi göstererek:
“Buradan, düz yoldan gitmeliyiz.” derken, 2. ve 3. mollalar dağ yolundan gidelim. Çok daha kısa. Sabaha varmadan bir köye ulaşırız.” Diye tutturur. Hocasının son gününde öğrettiği 1. dersi hatırlatır arkadaşlarına 1. molla:

“ ‘Doğru yol dururken eğri yoldan gitmeyin.’  Demişti hocamız.”

Ancak diğerleri böyle düşünmemektedir: “Hocamızın dediği bir benzetmeydi. Bahsettiği yol hayat yolunda seçilen yol. Şose veya dağ yolu değil.” Uzatmayalım… Yol ayrımında üç arkadaşın yolları da ayrılır: İkisi dağ yolundan giderken 1. molla şoseden gitmeyi yeğler hocasının ilk dersini kendi kendine tekrarlayarak:

“Birinci ders: Doğru yol dururken eğri yoldan gitmeyin.”

Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra 1. molla gün doğarken bir köye ulaşır. Köylüler köy odasında misafir ederler. Sabah çorbasını içerlerken iki çoban girer içeri… Selam sabahtan sonra heyecanla “Aslan gibi iki delikanlıyı gece kurtlar parçalamış dağda!” der çobanlardan biri. 2Molla hocasının ilk dersini kendi kendine tekrarlar:

“Birinci ders: Doğru yol dururken eğri yoldan gitmeyin.”

*** 3 “Vah vah!” sesleriyle iki mollanın başına gelenler uzun süre köy odasındakilerin üzüntü konusu olur. Herkes olayı konuşmaktadır. 4 Sabah kahvaltısında köy odasında mollaya itibar çoktur. Ancak mollanın dikkati köy odasının bir köşesinde pejmürde vaziyette ayakta zincire bağlı duran bir kadındadır.. “Ne ki?” “Niye ki?” “Kim ki?” gibi sorular zihnini kurcalar durur. Sabah kahvaltıdan sonra olduğu gibi öğle yemeğinden sonra da yemek artıklarını köpeklere veriyorlar, köpeklerden arta kalanları da kadının yemesi için kadının önüne atıyorlar.. “Ne ki?” “Niye ki?” “Kim ki?” Molla hocasının sözlerini hatırlar:

“İkinci ders: Sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzu sokmayın.”

Mollaya bilgilerinden istifade edebilmek için sorular sorarlar… Bildiği kadar anlatır bizim molla… Ama duvarda zincire bağlı kadın hakkında ağzını bile açmaz. Hoş sohbet bir ortamdan sonra yeniden yola koyulmak üzere izin ister köy odasında kendini misafir edenlerden. “Hay hay! Yolcu yolunda gerek molla. Var sağlıcakla. Yolun açık olsun.” Köy odasından çıktığında kendisini heybesinde azık dolu bir eşek vererek yolcu edeceklerini görür, sevinir. 5 Teşekkür ederek ayrılmak üzereyken köy odasının ihtiyarlarından biri seslenir: “Evlat, de hele… Odadaki kadını gördün her hal?” “Evet, gördüm.” “Nedir diye merak etmez misin?” “Etmem amca… Etmem, çünkü hocamın üç dersi vardı… ‘Birinci ders: Doğru yol dururken eğri yoldan gitmeyin.’ demişti hocam. Birinci dersini iyi bellediğim için canımı kurtlardan kurtardım. Arkadaşlarım kurtlara kurban oldu. Hocam: 'İkinci ders: Sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzu sokmayın.’ dediydi.” İhtiyar: “Hocanın dersini iyi bellemişsin molla.” dedikten sonra anlatmaya başlar: “Duvara zincirli gördüğün kadın üç minik evladını öldürdü. Köy halkı da böyle bir ceza verdi: Köpeklerden arta kalan yemek artıklarının kadına verilmesi ve herkese ibret olsun diye köy odasında zincire vurulması..” Bir dakika kadar durakladıktan sonra eşiğin solundaki üç küçük mezarı göstererek devam eder: “Bu mezarlar o üç minik yavruya ait..” Eşiğin sağ tarafını göstererek: “Bu mezarlar da kadının zincirden kurtulması gerektiğini savunan kişilere ait.” Ve tekrar eder: “Hocanın dersini iyi bellemişsin molla. Yolcu yolunda gerek. Var sağlıcakla. Yolun açık olsun. “ Eline bir de silah vererek: “Kurda kuşa dikkat et.” diye tembihler. Molla, hocasını hatırlar: 'İkinci ders: Sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzu sokmayın.’ İkinci defa kendini kurtardığını düşünerek onun için dualar ederek yola koyulur. *** 6 Yolu uzundur. Dağ-tepe demeden gün boyu yol alır molla. Köyüne ve evine varma özlemi gittikçe artmaktadır. 7 Kona-göçe gider, gider, gider… Kurda kuşa rastlamamıştır. Yıllardır görmediği evine, karısına doğru gider… *** Yorgunluk bazen güzeldir.. Nihayet köyü uzaktan görünür. 8 Yorgunluğuna rağmen daha bir hızlanır. Kim bilir nasıl şaşıracak, nasıl karşılayacaktır karısı? 9 Çocuğunu bıraktığında ufacıktı. Tanıyabilecek miydi acaba babasını?.. 10Evindeki sofrayı özlemişti.. Sıcak bir çorba yapardı varır varmaz karısı… 11Bu düşüncelerle yürürken kendini evinin kapısında buldu. Çalmak için kapıya uzanırken gözü pencereye ilişti… Karısı genç bir erkekle şakalaşıyordu.. Çok sinirlendi. “Yirmi yıl. Dile kolay…” “Ya Allah!” deyip, arka cebine koyduğu tabancayı çıkardı… Ateş edecekken birden hocasını hatırladı: “Üçüncü ders: Bir şeye karar vermeden önce bir daha düşünün.” “Yirmi yıl. Dile kolay… “ diye düşündü yeniden. 12Tekrar hatırladı hocasının yirmi yılı özetlemesini: “Bugün 20 yılda öğrendiklerinizin bir özetini vereceğim.” “Birinci ders: Doğru yol dururken eğri yoldan gitmeyin.” “İkinci ders: Sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzu sokmayın.” “Üçüncü ders: Bir şeye karar vermeden önce iyi düşünün.” İyi düşünmeliydi… Düşündü, düşündü… Tabancayı arka cebine koydu.. Kapıyı çaldı. Karısı sordu: “Kim o?” “Benim!” dedi kısaca. Kapı açıldı ve karısı içeriye coşkuyla bağırdı: “Hasan koş, baban geldi! Az önce vurmayı düşündüğü delikanlı koşarak boynuna sarıldı… *** “Şükür yarabbi!...” diyebildi sadece molla. *** “Üçüncü ders: Bir şeye karar vermeden önce iyi düşünün.” (Hikâyenin sonu)  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi