Hep pencereden baktım kara. Yağsın dedim karnı tok, sırtı pek durumdakilerimizi düşünüp.
Dinsin istedim yolda belde kalanları hatırlayınca...
İyi de...
Unuttuğum bir kesim vardı ki; asıl unutulmaması gerekiyordu.
Karı, yağmuru, tipiyi, boranı bizim için çeken; biz pencereden karın yağışını seyredebilelim diye anasını, babasını, çoluğunu, çocuğunu bırakıp karlar içinde nöbet tutan askeri, polisi, jandarmayı unuttum.
Belki dudaklarında gülümsemeyle hatırladığı bir sevdasını Akrep Nalan'ın şarkısını söyleyerek yâdeden; yâdedip dağı taşı aşan o Memedi nasıl unuturum?
***
İnşallah ol sen de böyle
Aşık ol da bak birine
Ben oldum da ne oldu sanki
Senin gibi birisine
***
Karlar düşer
Düşer düşer ağlarım
Hep ismini hep ismini
Anarım
***
Gel de gör bak şimdi beni
Bulamazsın eski halimi
Seni düşünmekten
Yitirdim ben benliğimi
***
Zaten sende insaf yoktu
Olsaydı terk etmezdin beni
Terk ettin de ne oldu sanki
Bak buldum başka birini
(Söz: Selçuk Özgürdal
Müzik: Adamo)
***
Üstelik, dört gün sabredememiştik. Sıkıldık camdan bakarken. Akrep Nalan şarkılarını biz söyledik Memed uzunhava okurken, marş söylerken...
Asker Memet affede, polis Memet affede, jandarma Memet affede...
Özür dilerim bin kere, hem Memetlerden, hem okurdan, hem herkesten.
Sürçü lisan ettik, affola!
MEHMET ÜNAL TAŞPINAR
11 Ocak 2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.