Sanırım 1955 ya da 1956 yıllarında Devlet Tiyatrosuna bir vatandaşımızdan bir oyun gönderiliyor. Oyun, tiyatroya, incelendikten sonra mümkünse oynatılması dileğiyle geliyor.
O yıllarda Devlet Tiyat- rosunun başında Sayın Muhsin Ertuğrul var. Oyunu inceliyor. Gön- derilen metnin adı ya "Korede Türk Askeri" ya da "Kore Kahramanları." Buna yakın bir adı var oyunun. Oyunda, bir Türk eri Kore'de çarpışırken düşman tarafından esir alınıyor.
Türk erinden bağlı bu- lunduğu taburun ya da birliğin yerini söylemesi isteniyor. Türk eri, Türk eri olduğu için direniyor, söylemiyor. Esir alanlar onun bir kolunu kesiyorlar. Ama erirniz yine söylemiyor isteneni. Öteki kolunu da kesiyorlar. Yine konuşmuyor Türk eri.
Bu kez bir bacağı kesiliyor. Hayır. İşkence artmlıyor. Öteki bacağı da kesiliyor erimizin. Sonun da kafasını uçuruyorlar ve oyun erimizin bu türden kahramanca ölümüyle son buluyor.
Duyduğuma göre, Sayın Muhsin Ertuğrul'un, bu oyun metnin i yazıp gönderen vatandaşa verdiği yanıt şu olmuştur: "Oyununuzu çok beğendik. Sahnelernek istiyoruz. Ancak, başrolü sizin oynamanız koşuluyla .. "
(Adalet Ağaoğlu, “Oyun Yazarının Eğitimi” yazısından)
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/13/1160/13637.pdf
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.