Kaygan Zemin
BUGÜN NELER ÖĞRENDİM? (1)
Yayınlanma:
BUGÜN NELER ÖĞRENDİM? (1)
(Tarih Terimleri Sözlüğü-1)
- MUHTESİP: Çarşı pazar dolaşarak fiyatları denetleyen, ölçü, tartı, kalite ve işyeri temizliğini kontrol eden, esnafı din kurallarına göre denetleyen, genel ahlak kurallarına aykırı davrananları cezalandıran görevli. Günümüzdeki belediye ve ahlak zabıtası benzeri görevleri yapar.
- İLTİZAM: Devlete ait bir toprağın vergi gelirlerinin özel sektörce toplanması usulüdür. Bu usulde herhangi bir yerin vergi gelirlerini, mültezim denilen şahıslar devlete peşin olarak verdikten sonra halktan vergiyi zamlı olarak kendileri toplarlar. Bu yöntemde mültezimler devlete ödediği parayı çıkartıp, kâra geçmek için bazen halktan çok fazla miktarlar talep ediyorlardı. Bu durum köylünün toprağını terk etmesine neden oluyordu.
- ZEAMET: Yıllı gelirleri 50.000 ila 100.000 akçe arasında olan topraklar olup ikinci derece devlet görevlilerine verilirdi.
- TIMAR: Yıllık gelirleri 2.000 ila 20.000 akçe arasında olan topraklar savaşta yararlılık gösterenlere verilirdi.
- PAŞMAKLIK: Gelirleri padişah kızlarına ve hanımsultanlara ayrılan topraklardır.
- AVARIZ VERGİSİ: İlk kez II. Beyazıt zamanında kondu. Kimi zamanlar savaş gibi olağanüstü durumlarda halktan bir defaya mahsus olmak üzere alınan çok yüksek İranlı bir vergi idi. XVI. yüzyılın ilk yarısından sonra bu vergiye çok sık başvuruldu. (Cumhuriyet döneminde benzer vergiler kondu. Benim muhasebecilik mesleğim sırasında tanık olduğum benzer vergilerden: DEPREM VERGİSİ, gibi birkaç defa benzer vergi konmuştu.)
- HAS: Yıllık geliri 100.000 akçeden çok olan topraklar olup sadrazamlara, Beylerbeyi'ne, şehzadelere ve bazı hasekilere verilirdi. (Birinci dereceden devlet görevlilerine verilen hasın Cariye ve hasekilere has verilmesi Sultan İbrahim dönemine özgü bir uygulamadır.)
- KOÇU (KOŞU): Üstü kapalı, yanları panjurlu süslü bir arabadır. Sarayda Haseki ve valide sultanların bindiği arabaları genellikle iki iki at çekerdi.
- MİRAHOR: Padişahın atlarından ve ahırından sorumlu olan görevli.
- SİLAHTAR: Törenlerde padişahın silahını taşıyan görevli.
- KAFES USULÜ/SİSTEMİ: Fatih döneminden itibaren, şehzadelerin idari deneyim kazanmak için sancaklarda görev yapma usulü benimsenmişti. XVII. yüzyılda Sultan Ahmet, Şehzadelerin, sancaklarda güç toplayarak olası ayaklanmalarını önlemek için sancaklarda görev yapmalarına son verilerek Saray'da gözetim ve gözaltında tutulmasına karar verdi. Kafes sistemi, denilen bu gelenek, bilgisiz ve deneyimsiz padişahlar devrini başlattı. Bazen yeniçeri ayaklanmaları sonunda tahttan indirilen bir padişahın yerine, kafesten başkaca bir şehzade getirildiğinden, kimi padişahlar tahtını sağlama almak için kafedeki şehzadeleri öldürtürlerdi. Sultan İbrahim, kardeşi IV. Murat'ın birkaç şehzadeyi öldürttüğüne tanık olmuştu. Kafeste sıranın ne zaman kendisine geleceğini beklemek ruh sağlığını ciddi şekilde etkilemişti.
- MUTASARRIF: Liva ya da sancak da denilenidir birimlerin yönetiminden sorumlu kişi.
- MECLİS-İ VALA: Tanzimat döneminde yasa ve yönetmelik hazırlayan bir kurul.
- ZİRA: Dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan uzunluk.
- XVIII. yüzyılda borç senetleri hazırlanırken borçlunun aldığı parayı belirlemek için senede paranın yarısını yazma adeti vardı.
- İLMİYE: Osmanlı'da eğitim, hukuk ve dini konulardan sorumlu sınıftır. Başlıca temsilcileri: Şeyhülislam, kazasker, kadı, müderris ve imam olup eğitimlerini medresede yaparlardı. Hükümet icraatlarının olduğu kadar, darbelerinin de meşruluk kazanması şeyhülislamın fetvasına bağlı idi.
- EKBERİYET SİSTEMİ: XVII. yüzyılda Sultan Ahmet, Fatih'in koyduğu "kardeş öldürme geleneğini" kaldırarak ekberiyet sistemini getirdi. Bu sistemde hanedanın en yaşlı ve en olgun şehzadesinin hükümdar olma geleneği başlatılmıştı.
- MASLAK: Suların dağıtımında kullanılan merkezi vana.
- AT SAKALARI: Öncelikli görevleri su taşıyarak yangınları söndürmek olup bu hizmetlerine karşı kendilerine ayrılan çeşme ve musluklardan su satma ayrıcalıklarına sahiplerdi. İtfaiye teşkilatının bulunmadığı dönemlerde yangınlarda hizmetleri çok büyüktü.
- ARKA SAKALARI: Sırtlarında taşıdıkları güğümlerle su satanlar.
NOT:
Yukarıda yazdığım bütün bilgiler şu kitaptan alıntıdır :Tarihimizin İlginç ve Şaşırtan Olayları- Orhan Yeniaras/ Panama Yayıncılık/2. Baskı- Haziran 2016
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.