Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

Killology (Tiyatro)

Bu defa yine Kadıköy’deki bir tiyatro salonundaydım. Craft’ta ilk oyun seyredişim YEN’le oldu. Çok beğenmiştim o oyunu. Zaten birçok ödül aldı hem oyun hem oynayanlar. Craft, birçok tiyatro gibi bodrumda küçük bir salon.  Yeni alışmaya başladığım bir oturma düzeni var: Hani, eski AMFİ TİYATROLAR gibi ortada oyun sergileniyor. Sahne, alıştığımız gibi seyirciden yukarda değil, aşağıda. Arkalara doğru yükselen seyirci oturma düzeni..  Benzer düzeni birkaç tiyatroda daha gördüm. İlk sıradakiler oyuncularla aynı düzeyde oturuyor. Neyse. Biraz oyundan bahsedelim. Sonra devam ederiz muhabbetine. -o0o- OYUN ÖZETİ Oyunun tanıtımının yapıldığı web sitesinde şöyle yazıyor: Killology, öldürmek üzerine bir oyun. “Aslında karanlık diye bir şey yok. Hepsi aydınlık. Her yerde yıldızlar var, her tarafta, gökyüzünün her bir noktasında. Neden karanlık görünüyorlar biliyor musun, çünkü yıldızlar çok uzaktalar, ışık da zamansızlıktan henüz bizi bulamadı. Ama bulacak ve bir gün gökyüzü hep aydınlık olacak, baktığın her yer ışık olacak.” "Killology Maisie, Davey, Alan ve Paul’un hikâyesi. Baba ve oğul olmaya çalışanların hikâyesi. Veda ederken bile iz bırakmaya çalışan, bencil, sert, acımasız insanların hikâyesi. Bu oyun bize boyun kavisimizin ne işe yaradığını, hayatta sevginin önemini ve baba-oğul olmayı anlatıyor ve maalesef yıldızların ne kadar ulaşılmaz olduğunu!" ÖDÜLLER Direklerarası Tiyatro Ödülleri 2018 / 2018 "Küçük Salon Erkek Oyuncu" Siteden bulamadım ama iyi ki bir katalog almışım çıkarken. Katalogdan aktardıklarım: Yazan: Gary Owen Çeviren: Hira Tekindor Yöneten: İbrahim Çiçek Oynayanlar: Güven Murat Akpınar, Ozan Dolunay, Serkan Altunorak Süre: 125 Dakika   Yönetmen Yardımcısı: Şevval Çakır Dekor-Işık: Kerem Çetinel Grafitti: Doğukan Oraklı Ses-Efekt-Müzik: Ömer Sarıgedik Koreografi: Yağmur Su Alparslan Hareket: Göksun Büyükkahraman Fotoğraf: Şevval Balkan Mekan Yönetimi: Cansın Şenel Proje Ekibi: Balım Kar, Burak Can Doğan -o0o- GÜVEN MURAT AKPINAR KİMDİR? GÜVEN MURAT AKPINAR İstanbullu Gelin dizisinin içine kapanık aşığı Osman’ı canlandıran Güven Murat Akpınar’ın özel hayatı merak konusu oldu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünü bitiren Güven Murat Akpınar 111Ocak 1988’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünden mezun oldu. 2011 yılında rol aldığı Bizim Yenge dizisi ile ilk oyunculuk deneyimini yaşadı, asıl çıkışını ise Yönetmenliğini Çağrı Lostuvalı ve Hatice Memiş'in yaptığı başrollerinde Murat Yıldırım, Aslı Enver, Sarp Akkaya ve Berk Hakman’ın başrollerini paylaştığı Suskunlar dizisi ile yaptı.   MEHMET OZAN DOLUNAY KİMDİR?  OZAN DOLUNAY Yer Aldığı Projeler
  • 2017 - Lise Devriyesi
  • 2016 - Yüksek Sosyete
  • 2016 - Kiralık Aşk
  • 2016 - Oyunbozan
  • 2015 - Tatlı Küçük Yalancılar
1991 yılında İstanbul'da doğan Mehmet Ozan Dolunay, Koç Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunudur. Kim Milyoner Olmak İster? isimli yarışmada yarışmacı olmasıyla ismini duyurdu. Tatlı Küçük Yalancılar dizisi ile kariyerine ilk adımını atmıştır. Daha sonra farklı projelerde yer almıştır. Yüksek Sosyete adlı dizide de rol alan Mehmet Ozan Dolunay'ın en çok dikkat çektiği yapım da bu dizi olmuştur. Mehmet Ozan Dolunay, Star TV ekranında yayınlanmış olan Yüksek Sosyete dizisinde,  ve  gibi isimlerle birlikte çalışmıştır. SERKAN ALTUNORAK KİMDİR? SERKAN ALTUNORAK Serkan Altunorak, oyunculuk hünerlerini sergilediği projelerle adından söz ettirmeye devam ediyor. Muhteşem Yüzyıl, Aşkın Kanunu, Evli ve Öfkeli, Cesur ve Güzel gibi projelerde rol alan Serkan Altunorak, 90'lı yıllarda çocuk olan herkesin yakından tanıdığı Bugs Bunny karakterini seslendiren isimdir. İşte, hakkında detaylı bilgi almak isteyenlerin araştırdığı Serkan Altunorak kimdir ve kaç yaşındadır sorusunun cevabı X Serkan Altunorak, 24 Aralık 1976 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. Hacettepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunudur. Daha sonra Mimar Sinan Üniversitesi'nde konservatuvarın güzel sanatlar bölümünü bitirdi. 1999 yılında Ayrılsak da Beraberiz'de Unisex Bekir, 2006 yılında İmkansız Aşk'ta Cem, yine 2006 yılında Gomeda'da Tolga, 2007 yılında Kara Duvak'ta Merdan'ı canlandıran oyuncu, 2008 yılında ise Sınıf dizisinde Umut karakterini ve DOT'ta Kürklü Merkür oyununda Eliot karakterini canlandırdı. Bu aralarda Melekler Korusun adlı dizide bir konservatuvar öğretmenini canlandırdı. Ayrıca Dot'un bu sezon yine çok ses getirecek oyunu Shopping and f***ing oyununda oynamaktadır. Fatih Akın'ın Sezen Aksu'nun Yanmışım Sönmüşüm Ben şarkısına çektiği klipte rol aldı. Yaseminname, Çocuklar Duymasın ve Karım ve Annem dizilerinde de konuk oyuncu olarak rol almışlığı vardır. 2006 yılının ekim ayında, Ebru Gündeş ile birlikte rol aldığı İmkânsız Aşk dizisinin bir sahnesinde rol gereği Rus ruleti oynaması gerekiyordu. Tabancayı kafasına dayayan Serkan Altunorak, tetiği çektiği anda kanlar içinde yere yığılmıştı. Kurusıkı tabancanın dolu unutulması yüzünden ağır yaralandı ve uzun süre tedavi gördü. Dizi ise yayından kaldırıldı. 2011 yılında Bir Günah Gibi dizisinde Suat karakterini oynamıştır. Yine aynı yıl yayın hayatına başlayan Muhteşem Yüzyıl adlı diziye üçüncü sezonda Taşlıcalı Yahya rolü ile dâhil olmuştur. -o0o- Yukarıda uzun uzun yazılmış diye düşündüğünüz oyuncuların tanıtımıyla ilgili bölüm, bıraksam tamamı bir kitap eder.  Genç nesil çok merak ediyor. Bunca iletişim imkânları olunca sayfalarca tanıtım yazıları bulabiliyorsunuz sanal ortamda. Mümkün olduğunca kısa tuttum ben. -o0o- Cep telefonlarımız olmazsa olmazımız artık. Neredeyse tuvalette bile elimizde. Evimizde bile telefon olmadığı zamanları düşününce ne diyeceğimi bilemiyorum. Faydası? Tabii ki faydalı. Zararı? Onu her dakika TV’ler, gazeteler yazıyor. Bana düşmez anlatmak. Ama… Şu, sinemalarda ve hele tiyatrolarda telefon kullanmayı bir türlü anlatamadığımız kişiler var ya…  Bir şey demeyeceğim. Oyun sırasında ateş böceği gibi yanıp sönüyor yanınızda, önünüzde, arkanızda. Konsantrenizi bozuyor. Mesaj geldi diye açanlar, telefonun saatine bakanlar, sadece alışkanlık nedeniyle ikide bir kontrol edenler… Bir kere başkasını düşünmedikleri belli.   “Bu alışkanlık, uzmanlık alanı klinik psikoloji olan birilerinin konusu olmalı aslında” diye yazanı anımsıyorum. Belki doğrudur. ZİL meselesi: “On dakika kaldı ” anonsu yapılmıyor bazı tiyatrolarda.  Seyirci bilinçlenmiş. Yavaş yavaş karartılan ışıktan dahi başladığını bilip sessizce bekliyor.  (Yukarıda bahsettiğim azınlıktaki seyirci için söylediklerim baki. Çünkü, “Telefonlarınızı kapatın” dendiği halde kapatmayan, hiç değilse telefonun saatine bakan da yok değil. Tiyatrolarda son durum bu. Tiyatroda, sinemada – aman kavga çıkmasın diye – konuşamadıklarımı buraya döküyorum. -o0o- Gelelim eski kafalı bana… Tiyatroda PERDE meselesi. Birçok tiyatro oyununda perde aksesuar olarak bile kullanılmaz oldu. Modernlik mi bu, bilmiyorum. Sahne tasarımcılarının fikri midir, sahneye koyanın mı yoksa YENİ TİYATRO AKIMI mıdır, bilmiyorum ama ben perdeyi tiyatroda bir anayasa maddesi gibi (çok siyasi oldu bu kelime. Neyse.) gördüğümden olacak dekoru falan perde açılmadan, oyun başlamadan görmek istemem doğrusu. Oyunun büyüsü bozuluyor gibi gelir bana. Eskiden beri denmez miydi: “ PERDE!” Eski kafalığımdan başka bir örnek daha: “MIŞ” gibi olmak. “Mış gibi” dekor “Mış gibi” hareketler Seyirci orada – mesela- bir nehir var diye düşünmeli, ortada bir sandalye var gibi düşünmeli, elinde cep telefonu var gibi düşünmeli, vb. Böyle bir dekor. Keza hareketler; merdiven çıkarmış gibi, vb. Mış... gibi yeni bir anlatım tekniği olmalı. Yeni tiyatro mu? Bilmiyorum ama böyle bir kurmaca yerine dekor, kostüm… eski tiyatroda ne varsa, özlüyorum. Ha, orta oyununu, köylerde yapılan seyirlik oyunları, Karagöz’ü önüme örnek diye koyuyorsanız… ben de “o eskidendi” deme hakkımı kullanırım. Çünkü “yaşıyormuş gibi bir ortamda tiyatro seyretmek isterdim” derim. “Tiyatro yaşamın ta kendisidir” biliyorum. Çünkü hayat “mış gibi” değildir. NOTLARIM: Fotoğraflar, oyunculara ait sair bilgiler oyunun tanıtım sitelerinden, tiyatrolar.com’dan, Hürriyet, Kelebek gibi gazetelerin web sitelerinden alıntıdır.   Her zamanki gibi yineleyeyim: Tiyatroya gidiniz. Hayatı sahnede seyrediniz. İyi seyirler dilerim. MEHMET ÜNAL TAŞPINAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi