Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

DENİZ ÜSTÜNDE MOTORDA

Motorun gürültüsünü bastırmanın tek yolu kitaba dalıp başka âlemlerdeki seslere odaklanmak. O zaman da denizin rengini, dalgaların sesini duyamıyorum. Ne yapayım ben de bu kez çayın şekerle kavgasına kaşıkla yardımcı oluyorum. Sessizlik her zaman iyi değil. Çayı bitirinceye kadar Kadıköy göründü zaten. Çay bitti, kitap yarım kaldı. İskeleye yanaşmanın, çımacıların telaşeli karşılıklı çabası başlayacak. Tanıdık mekânlar huzur verici. Trafik karmaşasına rağmen. Tanımadığım yüzler, tanıdık sokaklar. Yavaş yürümeli, uzun ayrılık, hasret benzeri bakış. Sağ sol kısa aralıklarla süzülmeli. Egzoz gazı da olmasa diyeceğim ama bu kalabalık, uzak aralı sokak ve caddeleri arşınlayabilir mıydık o zaman da? İki semt arası iki şehir arası kadar sürüyor otobüslerle dahi. Medeniyet hem iyi, hem kötü. Bir motordan yola çıktık, söz nerelere geldi, görüyor musunuz? Dönüşün heyecanı başka bir motora yetişmek. Bu kez sabah çayı ve taze simit yok kimsenin elinde, kafasını -aynı benim gibi - telefonuna âdeta sokmuş, birşeylere bakmakta, mesajları, sair dokümanları okumakta, izlemekte ya da dinlemekte. Herkes başka bir âlemde. Telefon olmasaydı... Sanki telefon olmasaydı yaşayamaz mıydık? Bu ne biçim alışkanlık?. Hastayız, hasta. Telefonsuz dönemlerimizi düşününce "Allah Allah" diyecek oluyorum. O zamanları da yaşadığımız halde... Bağımlılığın hem en kötüsü hem en iyisi... Ancak dikkatimi çekti: Tekne sahibinin, -belki hem de kaptanının-  fotoğrafı çay ocağının yanındaki fotoğraf... İş yerine, evin baş köşesine özel çekim fotoğraflarımızı asmak biraz kendine güven, biraz becillik, biraz da hatta şımarılık, büyüksülenmek midir?  Ego mu diyorlardı? "Tanıyın, bu benim, bunlar benim, burası benim!" Öyle mi? Bosvermek en iyisi.  Gerisini sosyologlar, pisikologlara bırakalım. Adaya ayak basınca Kadıköy'dekine benzer duygular hissettim bu kez. Bildik sokaklar, yapılar görmek güzel. Bir güzellik daha var o da bir iki -ambulas, itfaiye, polis arabası dışında- motorlu taşıt yok, egzoz gazı yok, klakson gürültüsü yok. Yalnız, hastane de yok. Her güzelin bir kusuru var. MEHMET ÜNAL TAŞPINAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi