Şu bankta
Kim bilir kaç âşık oturup söyleşti gün batımına bakarak
Gülerek, belki ağlaşarak
Belki
Tek taraflı sevgiydi
Belki yanlış bir aşk
Hep uzaklara bakarak
Umudunu yüreğinde katlayarak
Kim bilir kaç sevda gömüldü karanlıklara aldırmadan insafsız emellerle
Kan ağlayan gözleri oynarcasına
Kavuşamayan sevgililerin mezarına taş dikti hoyratça
Zalimliğine aldırmadan
Kim bilir?
***
Bu bankta
Kim bilir kaç evsiz, barksız sabahladı geceler boyu yağmur kar demeden
Islandı, üşüdü belki güneşte yandı
Kaç gece kaç gündüz kahretti şansına, kaderine
Ne küfürler öğretti ayak ucundaki kediye, köpeğe
Kaç çakıl taşı fırlattı karşılara
Kaç tekme attı boşluğa kim bilir
Kaç gölgeyle söyleşti
Kaç yıldıza sitem etti uzaklığına imrenerek
Şarap üstüne şarap içerken ne çok döktü içini kim bilir ağaca, yaprağa
Ve bankın demirine, tahtalarına.
***
Kaç sevdalı evlilik hayalleri kurdu
Çakıyla tarih kazıdı, isim yazdı
Kaç karı koca ayrılık konuştu kim bilir bu bankta
Kaç âşık, kaç nişanlı birleşti, ayrıldı
Kaç kadın erkek son sözlerini söyledi burada boşanmadan önce
Kaçı kavgalı bitti söyleşilerin
Kaçı ağlamaklı.
***
Kim bilir
Kaç öksüze
Yetime
Kedi gibi, köpek gibi sevilip atılmışa
Sokakta kalmışa ev bark olmuş
Neşeye, hüzne, mateme mekan olmuş bu bank
Kim bilir?
***
Kim bilir hangi anne, hangi baba çocuğunu bekledi merakla burada
Belki kaç akşam
Kaç gece
Kaç gündüz
Sınavdan çıkışını, kahveden gelişini
Kafeden, hatta gurbetten dönüşünü...
***
Dili var
Konuşmuyor
Konuşursan dinliyor,
Oturursan konuk ediyor
Sevincini, hüznünü sessizce emiyor
İçine alıp
Özümlüyor sanki bu bank
Sessizce
Yalnızlar gibi yalnızlığa terk ediliyor sonunda
Köşesinde kaderiyle baş başa
Bizim gibi
Eskiyip gidiyor.
MEHMET ÜNAL TAŞPINAR
21 Ekim 2017, Fenerbahçe
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.