Bu ne gam, kasavet, bu ne somurtma
Çaresiz mi,
Nasıl yani?
“Ne Şam’ın şekeri”
Bir ışığa takılma aç, aç kirpiğinden başlayıp iki gözünü
Sinsin gelen sinsi, sinsice gider bilirim
Çare benim, çare sensin, çare biz!
Davranın
Gün açar, gönül açar,
Bir şair şiir yazar
Açar pencereler, kapılar açar
Yedi rengi var yağmurun
Bir gün yedisi birden açar
Varsa bir davanız
Varsa bir davamız
Varsa bir sevdanız
Varsa bir sevdamız
Kış bastırır, soğuk gelir, kar gelir
İnsanoğlu narindir bazen hayat zor gelir
Çalarsaat durmaz ki, çalar ha çalar
Gün gelir, bahar gelir
Kar erir
Saat gelir
Zar gelir
Yüzünde güller açar
Gün olur kısmet açar
Bakarsın bir şiir mutluluktan uçurur
Davranın
Çalar bir saat duvarda yeniden
Onbir mi dedi oniki mi sayamazsın heyecandan
Din dan, din dan!..
***
Takıntım bu çalar saat
Sabah akşam çalar durur duvar değil, kafamda
Kafamda sesler
Hep aynı sesler din dan, din dan
Dersin
Nasıl kurtulsam
Bakarsın bir şiir korkulardan kurtarır
Kuşatılmışlık harcımız değil, haykırın, haykıralım
Palanga tutmaz bu ayaklar kalkın, davranın!
***
Yazıyor, yazamıyorlar ya
Yapıyor, göstermiyor, yazdırmıyor,
Söylüyor, söyletmiyor
Biliyor, söylemiyorlar ya
Anlıyor, anlatmıyorlar ya
Gülüyor, güldürmüyorlar ya
Konuşuyor, konuşturmuyorlar ya
Bulamadım buna uygun bir kelime takılıp saatin sesine
Dolaştı durdu dilim etrafında.
***
“Ne Şam’ın şekeri”
Sinir ediyorlar bazen bam telime basıp
Saat habire çalar
Din dan, din dan
Çıkaracaklar akşam akşam sinsin gülerek
Dinden, imandan.
MEHMET ÜNAL TAŞPINAR
Fenerbahçe, 4 Ekim 2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.