1- Neler konuşuluyor, neler yazılıyor?

“Artık mideye değil buraya (başını işaret ederek) bakacağız. Herkesin midesini doyurduk, ama bu oya dönmüyor” dedi.(Cumhuriyet gazetesinden)Bu nasıl bir anlayışın tertiplediği bir cümledir? Çok çok merak ettim.

2- Birgün ‘Adana 46 derece’ diye okudum. Sıcak, hep sıcak bir dünyada yaşıyoruz, yaşayacağız. Sıcağı görünce hepimiz yavaş yavaş açılıyoruz.Erkekler ve kadınlar aynı sıcak havada yaşıyorken Kadınların daha çok sıcakladığı (Bu kelime yeni neslin kullandığı bir anlatım şekli.) için mi daha çok AÇIK giyiniyorlar?Herkesin giyim kuşamına karışmayalım, tamam. Memelerini ortada gezdirecek kadar açılmalarının nedenini merak ediyorum.

3- John Berger; ‘Bento’nun Eskiz Defteri’ kitabında, filozof Spinoza’nın yanında sürekli eskiz defteri taşıdığını, resim yapmaktan zevk aldığını, mektuplarına, elyazmalarına ve notlarına ulaşıldığını ancak defterinin bulunamadığını anlatıyor. Berger, Spinoza’nın gözlemlediği şeylere bir de onun gözünden bakabilmek istemiş ve düşüncelerini izleyerek çizimler yapmaya başlamış. (Murat Yaykın, Savaş ve Müzik, Birgün Gazetesi 16 Mayıs 2019)Bunu niye yazdım biliyor musunuz? Elin oğlunun savaşta dahi bir cep defteri taşıyıp, imkan buldukça duygu ve düşüncelerini, hatta yaşadığı savaş ortamını not ettiği, etraflıca anlattığını birçok defa ve birçok yerde okuyunca ‘Biz neden çok konuşur, az yazarız?’ diye sordum kendi kendime. Gerçi cevabını hâlâ bulamadım ama bir de burada merakımı not edeyim dedim.Var mı bilen?Hiç bir işime yaramasa da ben bir küçük defter vd. taşırım çantamda. O yüzden değil mi çantamın ağırlığı!

4- Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. (Anayasa Md. 141/3).YSK bundan (Anayasadan) üstün müdür, gel de merak etme.İbrahim Ö. Kaboğlu bunun üstüne daha neler diyor. (İbrahim Özden Kaboğlu, Türk anayasa hukukçusu, akademisyen.)

5- N’OLACAK?

Yurdumun insanları, özellikle gençleri sürekli artan bir oranda işsizlik yaşıyor. İş yoksa aş da olmayacağına göre dönü dolaşıp aynı yere geliyoruz: N’OLACAK BU MEMLEKETİN HÂLİ?Ramazan mübarek günde meyhane edebiyatına girmeyelim ama merak etmekten kendimi alamıyorum: N’OLACAK BU MEMLEKETİN HÂLİ?

6- ÇOK GÜZEL OLACAK!

Marka tescili yaptırmak lazım ‘Çok Güzel Olacak’ için. Zira herkes ‘bu benim sloganım’ demeye başladı. Başka laf bulamamış gibi. Kime fayda sağlayacak 23 Haziran seçimlerinde bakalım.Merak bu ya!

7- BİR DE EKONOMİK SIKINTIMIZ VAR.

“Türkiye ekonomisi hiçbir kalıcı önlem almadan kriz içerisinde debelenip duruyor.” (Hayri Kozanoğlu, 2 Semptomla Türkiye Ekonomisi, Birgün Gazetesi 16 Mayıs 2019)“... Ancak ekonominin daraldığı, şirketlerin nakit akışlarının tıkandığı bir kavşakta dış borç-döviz borcu geri ödemek zorunda kalmak ekonomiyi felç eder. Yatırımın tamamen durması, üretimin özellikle ithalat darboğazı nedeniyle tökezlemesi sonucunu verir.” (Aynı yazıdan)Şimdi nasıl tekrarlamam NE OLACAK BU MEMLEKETİN HÂLİ?

8- VE... ETRAFTA SAVAŞ MI VAR?

Yine savaş senaryolarının dolaştığı bir ortamda Suriye derdi bir yanda, Amerika, Rusya, Çin, PKK (bence hepsi de kaypak) ve “şubeleri” bir yanda... problemleri ile uğraşan Türkiye...Döviz almış başını gidiyor, nereye gideceği meçhul.Para, pul dayanmaz. Eeee...Merak etmez misin? Demez misin N’olacak Bu MEMLEKETİN hâli?

9- SİGORTA KONUSU 

Sosyal Sigortalar Kurumu her devirde ‘Battı-batacak-batıyor’ diye konuşulur, konuşulacak, tartışılacak bir konudur. Bu konuyu başka bir zaman irdeleyelim.Günde 10-12 saat, hatta bazı sektörlerde 12 saat çalışılır. Çünkü işçi ya sendikalaşmayı bilmez veya sarı sendika dediğimiz ‘patron lehine çalışan, hatta patron aracılığıyla kurulmuş bir sendikaya kapılmış olduğundan haklarının tamamını kullanmayı beceremez.Bu beceremediği haklarından birdi de EMEKLİLİK HAKKIDIR.EMEKLİLİĞİ, hatta tüm SOSYAL HAKLARINI NASIL KAÇIRIR?

Sigortasız çalışarak!Ya geçim derdi buna mecbur eder, ya işsiz kalma korkusu. Patron ise bu durumdan memnundur. SSK ve VERGİ ödemekten kurtulacaktır. İşçi ise gençliğine, sağlığına güvendiğinden ilerdeki HASTANE, İLAÇ ve daha sonraki EMEKLİLİK HAKLARINDAN MAHRUM KALACAKTIR.İşçi:Düşünmezler mi “YARINLARIM NE OLACAK?”Patronlar: Düşünmezler mi “YARIN BU KİŞİNİN GÜNAHLARINA NASIL DAYANABİLİRİZ?

Sendikalar: Düşünmezler mi “BİZ NE YAPTIK BUGÜNE KADAR? NE YAPIYORUZ?”

Merak ederim hep.