Ekrem Çulfa
KoronaVirus Sürecinde Çocuklarla Ergenlerle Sağlıklı İletişimin Püf Noktaları
Yayınlanma:
Korona virüs, Karantina ve Pandemi Sürecinde pek çok anne baba, çocuklarıyla nasıl iletişim kurabileceklerinin ve uyum sağlayabileceklerinin arayışında!
Gerçekten özellikle sokak kısıtlamalarının çok olduğu bugünlerde pek çok anne baba, çocuklarıyla nasıl iletişim kurabileceklerinin ve uyum sağlayabileceklerinin arayışında!
Zira tüm dünyayla birlikte ülkemizi de derinden sarsan Covid-19 pandemisi aylardır yaşantımızda çok radikal değişimlere yol açtı ve o değişimlerden en çok etkilenenlerden biri de çocuklar oldu. Okulda arkadaşlarıyla bir araya gelme imkanı olmayan, gün boyu evde kalıp, online eğitim sürecinde bilgisayar karşısında saatlerce zaman geçiren çocuklar iyice sıkılırken, kardeş kavgaları, anne-babayı paylaşamama, sürekli ilgi bekleme halleri de ebeveynleri oldukça zorluyor. Oldukça zor zamanlardan geçiyoruz ve bu zamanlar bile bize yeni şeyler öğretecektir; anlamak ve anlaşılmak üzerine çaba gösterebilirsek. Birçoğumuzun evlerden hayatına devam ettiği ve çocukların ister istemez eğitimlerini online devam ettirdiği bu dönemde süreci tüm aile bireyleri için kolaylaştırıcı hale getirmeyi denemeliyiz.
Peki çocuklarla bu zorlu süreçte sağlıklı iletişimin yolları neler? Anne babalar bu sorunları avantaja dönüştürmek için çocuklarına nasıl yaklaşmalı?
Aşağıda maddeler halinde Çocuklarla ve Ergenlerle iletişimin püf noktalarını anlattım, önemli uyarılar ve önerilerde bulundum:
1. Kendi duygularınızın farkında olun
Çocukların uyumlanması sürecinde anne ve babanın kendi duygularının farkında olmasını çok önemsiyorum. Anne ve baba olarak pandemi sürecinde nasıl bir yöntem içerisindesiniz? Duygularınız ve enerjinizi nasıl yönetiyorsunuz? Sürekli ekran karşısında olmak ve uzaktan ilişkiler kurmak sizleri nasıl etkiliyor? Çocuklarınızın duygularını anlamaya başlamadan önce kendinize durup bunları sorabilmenizi ve önce kendinize destek olabilmenizi önemsiyorum.
Anne ve babanın bakışının, ses tonunun ve duruşunun çocuğun sinir sistemindeki tüm süreçleri etkilediğini vurgularsak; bu nedenle öncelikle sizin nefes alabilmeniz, sıkıldığınız zaman biraz sakinleşip yeniden devam edebilmeniz, eşler olarak birbirinize destek olabilmeniz birincil önem taşıyor
2. Aile toplantılarında planlama ve yol haritası yapın
Süreç içerisinde hem sizin hem çocuğunuzun ev içerisinde farklı sorumlulukları olacağı için bunları öncesinde aile içinde oturup konuşabilmek ve tüm bireylerin bunların farkında olması süreci kolaylaştıracaktır. Çocuğun yaşına ve yapısına göre, mutlaka birlikte bu konuşma ve planlama yapılmalıdır. Çocukların evden eğitim aldığı bu süreçte bir planlama haritası oluşturularak, haritanızda hangi derslerin olduğu, ne zaman ara verildiği, ne zaman yemek vaktinin olduğuna dair notlar, çizimler veya resimler bulunmalıdır. Bu harita çocuğun her an görebileceği bir yere asılmalı. Üstüne çeşitli resimler çizip renkli, keyifli ve belki oyuncu hale getirilmeli. Bu harita içerisinde hangi kısımlarda anneden ya da babadan destek almaya ihtiyaç duyabilir, hangi kısımlarda kendisi süreci devam ettirebilir konuşulmalı.
3. İşbirliği yapın
Yapılacak her aktivitede belli zamanların olması, bunları planlarken de birlikte değerlendirebilmek önemli. İşbirliğinin oluşabilmesi için çocuğunuza seçenekler sunarak süreci kolaylaştırabilirsiniz. Önce oyun mu oynayalım, yemek mi yemek istersin? Ödevlerini bitirdikten sonra mı çizgi film izlemek istersin yoksa şimdi mi? Bu süreçte anne veya baba evden çalışıyor ise çocuğuyla geçireceği vakti planlarken “Şimdi benim biraz çalışmam gerekiyor, sen bu sürede neler yapabilirsin acaba bunu birlikte düşünelim mi biraz?” gibi seçenek sunmak, işbirliğine teşvik eden tutumlarda bulunmak önemli.
4. Eleştirel ebeveyn tutumlarından kaçının
Eleştiride bulunmak çocuğunuzun hatasını ve eksiğini görmesini sağlamaz. Aksine yetersiz, değersiz ve suçlu hissetmesine neden olur. Eleştiri ve öğütleri bir kenara bırakarak daha az kelime kullanarak, yapılması gerekenin doğrusu neyse sadece bunu hatırlatmak yeterlidir. Güzel çalıştığı ve uyumlandığı herhangi bir konuda (bu ödevleri olabilir, ev içinde gösterdiği bir davranış olabilir) “çok güzel çalıştın, sen iyi bir çocuksun” olumlamaları yapmak çocuğun her konuda sizinle uyumlanmasını kolaylaştıracaktır.
5. Hayal kırıklıklarıyla baş edebilmelerini öğretin
Pandemiyle birlikte düzen değişikliği ve manevi eksikliklerin daha çok hissedilmesi söz konusu oldu. İstenilen saatte dışarı çıkmak, istenilen ortamlarda keyifle vakit geçirebilmek, okula gitmek, arkadaşlarla vakit geçirebilmek, sevdiklerimize korkusuzca sarılmak ve temas edebilmek gibi birçok eksiklik. Sahip olamadığı ya da tamir edemeyeceği bir durum için çocuğunuz gözyaşı döktüğünde destek olmak, duygusunu anlamak, “evet çok üzüldün, bu seni üzdü, kızdırdı” gibi ifadelerle duygularını gördüğünüzü hissettirerek konuşabilmek, ses tonunuzu yumuşatmak süreci sağlıklı geçirmelerine destek verecektir.” diyor.
6. Duygu düzenleyici oyunlara çokça yer verin
Amacımız bedende biriken stres ve öfke duygularının dışarı atılmasını sağlamak. Sakinleşmeyi sağlayan nefes teknikleri, yerinde zıplamak, müzik açarak komik danslar etmek, kovalamaca oynamak, kısa yürüyüşler yapmak, çocuk yogası yapmak, hamurla oynamak, suyla oynamak gibi. Bu yöntemleri çocuklarınıza öğreterek kardeşlerin kendi aralarında oynamalarını da teşvik edebilirsiniz.” diyor.
7. İhtiyaçlarını karşılarken bağımsızlığa da teşvik edin
Bu dönemde yaşadıkları stres sebebiyle çocuklarımız önceden kazandıkları yetileri sanki unutmuş gibi daha bebeksi konuma gerileyebilirler. Yemeğini kendi yiyen çocuğunuz sizin yedirmenizi isteyebilir, tuvaletine rahatça giden çocuğunuzun altına kaçırması, uyku öncesinde sakinleşmede zorluklar, istediği yapılmadığında uzun süre ağlamak gibi. Böyle durumlarda “sen büyüdün, hadi bakalım kendin yap” ya da “beni çok yoruyorsun, neden böyle davranıyorsun” gibi cümleler kullanmak çocuğunuzun daha öfkeli ve huzursuz olmasına neden olabilir. Bunun tam tersi bir yaklaşımla, örneğin yemeği sizin yedirmenizi isteyen çocuğunuza “anladım bugün benim sana destek olmamı istiyorsun, benim güzel çocuğum annesi yedirsin istemiş, o zaman bir kaşık ben vereyim diğer kaşığı sen al” diyerek ihtiyacı karşılamak ama kendisinin bu yetisini de destekleyici bir yerden karşılık verebilmek önemli.
8. Kardeş kavgalarında bu hatalara düşmeyin!
Kardeş kavgaları, anne babayı paylaşamama, evdeki büyük çocuktan küçüğü idare etmesini beklemek, ilişkileri arasındaki dengeyi sağlamak zorlaştı. Buralarda en önceliğimiz büyük ve küçük çocuk ayrımını kenara bırakarak her çocuğun kendine özel sınırları olduğunu hatırlamaktır. Büyük çocuk küçüğü idare etmek ve küçükle ilgili sorumluluk üstlenmek mecburiyetinde bırakılmamalıdır. Çocukların sorumluluğunu alması gereken tek kişi ebeveynlerdir. Rızası görülerek, isteği var ise çocuklar birbirine destek olmalıdır. Oyuncaklarını paylaşmak istemiyorlarsa bu anlayışla karşılanmalıdır. Kavga durumları yaşanıyorsa, anne veya baba durumu anlamalı, bir konuşma alanı açarak duyguları üzerinden çocukların da birbirlerini anlamalarını sağlamalı sonrasında telafi edebilmeleri için; “size güveniyorum, hadi bakalım daha sakin kalmayı deneme zamanı” diyerek onlara şans vermelidir. Ayrı odalara göndermek, taraf tutmak, cezalandırmak istemediğimiz yöntemlerdendir. Ceza vermek yerine yaşanılan durum her ne ise telafi edebilmelerini sağlamak gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.