Mustafa Çoban

Mustafa Çoban

İSTANBUL

Altın Boynuz geçiyor gözlerimin önünden bir tarafım Avrupa bir tarafım Asya Galata köprüsü burası ve üzerinde ben. Bozacıların sesleri duyuluyor uzaktan buğulu gözleriyle beni izliyor bu şehir bak Sahaflar da kıpırdanmalar başladı okuyun bizi dercesine mahzun raflarda ki tozlu kitaplar. Güneş yükseldikçe süzülüyor kofanaların kokusu çığırtkanlar, seyyar satıcılar, martıların çığlıkları bir başka güzel bu şehir de Ezan sesleri sel olup akan insanların/karışıyorken birbirine nefesleri. Şurası Edirnekapı hani çocukluğumun beş yılını geçirdiğim Ulubatlı Hasan’ımın diktiği Bayrağım salınıyor nazlı nazlı. Beylerle hanımlar kiliseye gidiyorlar bak yine Büyükada Heybeli Burgaz dalgalarla çağırıyorlar sevenlerini. Gençliğin nefesi Bağdat Caddesi Erenköy Gülhane Parkı Ayasofya Kapalı çarşı. Bilemiyorum geçen yıllara rağmen hepsi nasıl aklımda kaldı? Yüreğimin derinliklerinden bir ses haykırıyor o vardı onda yaşadın çocukluk yıllarını o hediye etti sana anılarını. Şimdi daha iyi algılayabiliyorum bir türlü anlayıp ta yaşayamadığım çocukluğumla gençliğim gibi güzellikleriyle beraber o şehrin de artık mazimde kaldığını. Yine de bildiğim tek gerçek güzelliği insan o şehirde tanırmış Onunla nefes alıp verdiği zaman/yaşadığını anlarmış istemesem de kaderimde/ondan ayrı düşmek varmış. Y.Y.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Çoban Arşivi