Mehmet Ünal Taşpınar
İNSANIN EN BÜYÜK İSTEĞİ
İnsanların en büyük isteği ne olur kaderden, talihten, Tanrı’dan? Bekarın, evlinin, kadının, erkeğin, yaşlının, gencin? Hatta çocukların? Uzun bir ömür, güzel, zengin bir hayat, iyi, güzel, yakışıklı bir eş, kolay, hazır bir iş, bol maaş... ev, araba, çocuk? Unuttuk; huzur, sağlık. Aklımıza gelmeyen birçok şey daha... Her şeye sahip olmak mutlu eder mi sürekli? İyi de; Mutluluk ne ki? @@@ Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya koyulmuş. Ne yaptıysa da mutluluğu yakalayamamış. Kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilge aklı, bilgisi ve malı ile ün salmış zengin birisiymiş. Kim yardımına gelse sorularına cevap verip derdine derman bulmadan geri göndermezmiş. Bu bilgeden yardım istemeye, mutluluğu nasıl yakalarım diye sormaya karar vermiş. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş, ancak kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış. Bilgenin gerçekten sorusuna doğru cevap vereceğine inanmış, beklemeye başlamış. Sonunda sıra ona da gelmiş ve bilgeye mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge bu soruyu cevaplarsa sıradaki diğer insanların beklemekten sıkılacağını düşünmüş, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış, sonra demiş ki: “Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağzında taşıyacaksın.” Adam sorusuna hemen cevap almadığı için biraz şaşkın tamam demiş, sarayı gezmiş, bilge gelmiş, bilge bakmış yağ hâlâ kaşıkta, demiş ki: “Aferin yağı dökmemişsin güzel, peki sarayımın güzelliklerini anlat bakalım, sarayımda neler gördün?” Adam yağı dökmeyeceğim diye uğraşmaktan pek dikkat edememiş, bir şey diyememiş. Sonra bilge, “Olmadı, yağı dökmeden, kaşığı tekrar ağzında taşı, bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et, sonra tekrar gel” demiş. Adam ne yapalım deyip tekrar kabul etmiş. Her yeri gezmiş, bu sefer sarayın güzelliklerinden çok etkilenmiş. Sonra ağzında kaşıkla yine bilgenin yanına gelmiş. Bilge sormuş: “Sarayın güzelliklerini gördün mü, anlat bakalım.” Adam bu sefer hayran kaldığı güzellikleri anlatırken bilge onun sözünü kesmiş ve demiş ki: “Güzel, peki ama yağ nerede?” Adam sarayı hayran hayran dolaşırken yağı tamamen unutmuş, utana utana, sıkıla sıkıla bilgeye demiş ki: “Şey… yağı dökmüşüm.” Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve demiş ki: “Mutluluk hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını karmak ve sorumluluklarına, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmaktır.” Adam mutluluğun sırrına ulaştığı için sevinmiş, bilgeye teşekkür etmiş ve bilgenin huzurundan ayrılmış.*** (Hikaye Bircan Yıldırım’dan Alıntıdır.) @@@
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.