Bi masal daha var aklımda
"Söz uçar, yazı kalır" anlatalım
Bir varmış, bir yokmuş
Çiğdemlerin açtığı dönemlerde
Kalede Kız Kulesi
Kız Kulesi'nde
"Ahtım! Bahtım! Evlenmek vaktıııım!"
"Açıl susam, açıl" dercesine
"Açıl bahtım, açıl
Türküler yaktım!"
Sesleri varmış genç kızlardan.
***
İneklerin, sineklerin bol olduğu zamanlar
İnekler, dombeyler her sabah evden çıkarken otlağa
İkindi vakti evlerine dönerken sığırdan
"Benim Sarıkız gelmedi" telaşı yaşayanlar olurdu bazen
Okuldan dönmeyen çocuklarını merak eder gibi
İnek evini kendi bulacak,
Dombey kendi gelecek eve!
"Sığır eğleği" dönemleri...
Davarlı,
Kepenekli çobanların çok olduğu
Tarıma, hayvancılığa dayalı
Küçük esnaf ekonomisine dayalı Afyon yıllarında
En büyük fabrika yine çimento fabrikası ama...
***
Aması var elbet
Namı Afyon Çimento Fabrikası
Ama
Yabancısı olmayan
Tamamı yerli
Afyon Çimento Fabrikası o zaman.
Teknik eleman yetiştiren
Langarlar namıyla Travers Fabrikası
Hele hele kiremit fabrikaları...
Okullar tatilken kimler çalışmadı
Kiremitte, tuğlada, brikette
"Kiremitte buz musun?
Gelin misin, kız mısın?
Yarın size varacam
Evde de yalınız mısın?" türküleriyle.
Güneş varsa kurur kiremit, tuğla, briket
Yağmur varsa erir kiremit tuğla, briket
Allah’ın fabrikasıydı sanki
Güneş enerjisiyle imalatı
İlk bu fabrikaların icadı olmasın?
***
Apartman sevdası başlamamıştı henüz
Evlerde taşlık, karlık, sofa
Kilim, keçe, minder, ot yastıkları,
Pencerelerde el uyası perdeler,
Banyo yerine gusülhane,
Afjet yok, doğalgaz yok, kalorifer yok henüz
Soba var, mangal var, ocak var
Odunluk, kömürlük, kiler var
Samanlık, ahır, kümes
Kedi, köpek var...
***
Doktor Turgut Bedesten karşısında
Doktor Niyazi Türenç,
Sebze Hali karşısında
İstanbul Beşiktaş'a muayenehane açmadan
Gazeteci Tufan Türenç'in babası hani.
Doktor Abdullah Duman Anıt Park'ın karşısında
Göğüs hastalıkları uzmanı
Selahattin Duman'ın, Zarif Pekol'unbabası,
Kâmil’in babası Muhsin Keskin eski Hal’in üstünde.
***
Dişçi Ahmet Karayiğit bi köşede
Köy İşleri Bakanı olmadan
Kurukahveci Veli Karayiğit'in oğlu
Başka doktorlar
Rasim Hancıoğlu, milletvekili olmadan,
Haluk Nurbaki, milletvekili olmadan
Lisede bile ders verdi zamanında babası Edip Ali gibi Haluk Bey
Büyük Doğu mecmuası kurucularından
Yirmibeş kadar kitap yazdı muhtelif
Ankara'da kanser uzmanı olarak gördük
"Fatiha'nın Kırk Yorumu"nun yazarını.
Hüseyin Ekşioğlu yine Sebze Hali karşısındaydı
Babamın kanser olduğunu ilk teşhis eden doktor.
Mehmet Sadettin Aygen Uzun Çarşı'da
Haftada bir bedava hasta bakan gazeteci doktor
Gitti İstanbul Moda'ya yerleşti,
Türkeli Gazetesi'ni bıraktı Afyon'a ölmeden önce.
***
Bir kaç eczane hatırlarım o yıllardan
Sebze hali önünde Abdullah Nurata'nın Sağlık Eczanesi,
Biraderim Caner'in çıraklık ettiği Uzun Çarşı'da İstanbul Eczanesi
Derman Eczanesi
Hatırlayamadığım varsa belki bir tane daha.
***
Dişçi Hasan Uzunçarşı'da, tabelasında başka isim
Dinde reform yapmaya çalışan bir diş tabibi çalıştırır yanında
Camilerde kilisevari sıralar, sandalyeler olmalı diyordu o tabip
Dinde Reform diye risale dağıtmıştı
Arkasından
Kayboldu Afyon'dan
Risaleler bile kalmadı ondan!
***
Doktorlar doktor gibiydi
Diline bakar, hastalığa teşhisi koyar,
Diline bakar, teşhisi koyar,
Şuranı, buranı yoklar
Bilirdi her şeyi.
Kan tahlili, idrar tahlili bilinmez miydi acaba?
İki parmağıyla gözünü açtı mı, şıp diye "Sende şu var" der
Stetoskop tek aleti
"Öksür, nefes al!"
İşte sana tahlil!
MEHMET ÜNAL TAŞPINAR
15/Ocak/2013, Afyonkarahisar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.