Bize şeker vermeyin çocuk muyuz ki biz?
Bize misket, topaç, bize uçurtma getirmeyin.
Biz çocuk muyuz?
Ya nesiniz?
Babamı gözümün önünde vurdular, annemin, bacımın ırzına geçtiler, evimizi ateşlediler.
Acılar insanı olgunlaştırır şimdi sen söyle bakalım çocuk muyuz biz?
Anahtar deliğinden izliyordum köyümüz nasıl yağmalandığını.
Bunları gözüyle gören, bunlara tanıklık eden biri çocuk kalabilir mi?
Top sesi, tüfek sesi, bomba sesi, bu sesler besledi bizi.
Artık ne korku var içimizde, ne acı.
Benim de artık silahım var, düşmanı vuracağım bende, işte o yüzden dedim ya şeker vermeyin bize çocuk değiliz ki biz.
Her gün onlarca, yüzlerce kişi ölüyordu köyüm de kan gölüne dönüşüyordu, köyümüz kan gölünün içinde kaldı.
Bize, şeker, uçurtma, getirmeyin istemeyiz.
Bizi, kan gölünün olmadığı, babaların vurulmadığı, anaların ağlamadığı bir yere götürün yeter…
Şiirleri bitmiş bir dünyanın,
Ağıtları kaldı dilimizde,
Balonlarımızı uçurdular,
Uçurtmalarımızı vurdular,
Bir düğmeye basıp bombalar yağdırdılar üstümüze… (30.05.2016)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.